31 Mart 2014 yerel seçimlerine gidilirken, dönemin Başbakanı Erdoğan ile İzmir’den canlı yayın yapmıştık. Sayın Erdoğan o yayına kadar bir kaç kez kamuoyu önünde de kullandığı bir cümleyi yayın arasındaki sohbetimizde kurmuştu.“Dışarısı seçim sonuçlarına bakar.”O sohbetimizde“Dışarısı seçim sonuçlarına bakar”ifadesini biraz daha açtı. Türkiye’nin 1950’den bu yana seçimleri nasıl şeffaf yaptığını ve seçim sisteminin oturduğunu da ilave ederek.Türkiye’nin demokratik kültürünün altını çizdi. Hatta
31 Mart 2014 yerel seçimlerine gidilirken, dönemin Başbakanı Erdoğan ile İzmir’den canlı yayın yapmıştık. Sayın Erdoğan o yayına kadar bir kaç kez kamuoyu önünde de kullandığı bir cümleyi yayın arasındaki sohbetimizde kurmuştu.
“Dışarısı seçim sonuçlarına bakar.”
O sohbetimizde
“Dışarısı seçim sonuçlarına bakar”
ifadesini biraz daha açtı. Türkiye’nin 1950’den bu yana seçimleri nasıl şeffaf yaptığını ve seçim sisteminin oturduğunu da ilave ederek.
Türkiye’nin demokratik kültürünün altını çizdi. Hatta bir arkadaşımız,
“daraltılmış, dar bölgeli”
seçim sistemleri üzerine görüşlerini anlatıp,
“Şöyle olursa bu Ak Parti’nin işine gelir
dediğinde
diyerek tebessüm etmiş ve görüş beyan etmemişti. Erdoğan’ın o suskunluğunu,
“Ak Parti’den önce Türkiye’nin kazanımlarını önceliyor”
diye yorumlamıştım.
Bugün neden seçimlerin güvenilirliği ve şeffaflığını gündeme getirdiğimi merak ediyor olabilirsiniz. Hemen anlatacağım.
Dün NATO zirvesinde
“NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti”
diyen Fransa Cumhurbaşkanı Macron dahil birçok lider ile Erdoğan bir araya geldi. Amerika’nın yeni Başkanı Biden ile de ilk kez görüştü.
Yazıyı yazdığımız şu saatlerde henüz görüşmeye ilişkin bir detay yoktu.
DİJİTAL DİKTATORYANIN KOLTUĞA OTURTTUĞU BİDEN, DÜNYANIN DİKTATORLÜĞÜNE OYNAR MI
Konumuz da zaten NATO zirvesi değil, Biden’in seçildiği Amerikan seçimlerine müdahil olan
Biden’in seçildiği Amerikan seçimleri hala sorgulanıyor. Çünkü problemli ve şaibeli.
O seçimi, Biden mi yoksa google’nin mi kazandığını hala bilemiyoruz.
Ya da
mı yoksa “geleneksel seçmen davranışı” mı bilemiyoruz.
Tek bildiğimiz, Amerika seçimlerine kimilerine göre
diye tanımlanan, kimilerince
denilen bir
yeni mekanizmanın müdahil olduğu gerçeğidir.
olarak tanımladığımız bu yeni mekanizma, Amerika’nın başına bir isim seçtirmiştir.
NATO zirvesi işte o ismin “Gerçek dünyanın diktatöryaya
dönüşüp dönüşmeyeceğini”
Amerikan seçimlerinden sonra “dijital devrim”in, “dijital diktatorya”ya dönüştüğünü gördük. Trump’ın sesinin kısılması. Sosyal medya hesaplarının kapatılması ve hatta attığı mesajlarla ilgili “sorunlu” anlamına gelen işaretler kullanılması göstergelerden bazılarıdır.
Bize göre, Atlantik’in öbür yakasında yaşananlar
“dijital diktatorya hegemonyası”
nın tam bir göstergesidir.
BİR TARAFTA GELENEKSEL SEÇMEN DAVRANIŞI İLE SEÇİLEN ERDOĞAN, DİĞER TARAFTA DİJİTAL DİKTATORYANIN KOLTUĞA OTURTTUĞU BİDEN
Hal böyle olunca NATO zirvesinde, “geleneksel seçmen davranışı” ile seçilmiş meşru bir cumhurbaşkanının karşısında “dijital diktatorya”nın koltuğa oturttuğu bir isim vardı; Biden!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Biden arasındaki en büyük fark budur!
Ne yazık ki, şeffaf, güvenilir bir seçim sisteminin olduğu Türkiye’de sandıktan çıkan Erdoğan’a “tek adam”, “diktatör” sıfatları yakıştırılırken, “dijital diktatorya”nın koltuğa oturttuğu Biden, “demokrat” olarak tanımlanıyor.
KONVANSİYONEL MEDYADAN BESLENENLERLE YENİ MEDYADAN BESLENENLERİN SEÇMEN DAVRANIŞI AYRILIYOR
Amerikan hegemonyasının dünyada etkisini kaybettiği bir dönemde kolkola gerdiğ
sanal bir dünyada, sanrılar üzerinden yeni bir düzen kuruyor.
Bu düzende konvansiyonel medyanın ve iletişim araçlarının
ve etkileyebildiği insan sayısı her geçen gün düşüyor.
Yaşlılar ve eğitimsizler, geleneksel iletişim kaynaklarından beslenirken, gençler ve eğitimliler yeni medyadan.
Hal böyle olunca dijital diktatoryaya
dönüşmüş
olan yeni medyadan beslenen yeni seçmenin
“şeffaf”
ve güvenilir seçim denildiğinde zihninden her hangi bir şeyin oluşup oluşmadığı da kocaman bir soru işareti.
Şunu kast etmiyoruz. Z kuşağı denen gençler kategorik olarak yeni medyadan beslendiği için dijital diktatoryaya teslim olmuşlardır. Hayır, hayır kastımız bu değil.
Kastımız, yeni medyanın, yeni seçmen davranışı ürettiğidir.
Sanrının, gerçeği perdelediği yeni bir bakış açısından söz ediyoruz.
YASAL DÜZENLEME OLMAZSA DİJİTAL DİKTATORYA SEÇİMLERE MÜDAHİL OLACAK
Önerimiz, uzun süredir üzerinde çalışılan
Meclis’e geldiğinde, eş zamanlı olarak, seçimlerin güvenliğini, şeffaflığını sağlayacak
“dijital yayıncılık yasası”
nı da çıkartmaktır.
Yoksa dijital diktatorya önümüzdeki ilk seçimde sandığa
müdahil olacaktır.
Bu da Türkiye’nin çıkarına değildir!
#Recep Tayyip Erdoğan
#Seçim
#Türkiye
#AK Parti
#NATO
#Biden