AK Parti ve MHP’li milletvekillerin ortak imzasıyla hazırlanan Milletveki
li Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi.
Yüzde 10 barajını yüzde 7’ye indiren teklifte, ittifakları ilgilendiren çok önemli bir ayrıntı da var. İttifakın aldığı oyun ülke barajını geçmesi artık tek başına ortakların milletvekili çıkartmasına yetmeyecek.
“ARTIK OY” KALKIYOR, HER PARTİ SEÇİM BÖLGESİNDE ALDIĞI OYA GÖRE VEKİL ÇIKARACAK
Yani
uygulaması sona eriyor. Buna göre,
“Seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısına göre yapılacak.”
İttifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel
uygulamasıyla
belirlenecek.
Düne kadar, oy oranı açısından küçük ama, yüzde 50+1 şartı nedeniyle kendilerine “büyük” rolü biçen partiler yeni düzenleme ile vekillik konusunda sıkıntı yaşayacak.
28 Şubat İttifakı’nın küçük ortak ve paydaşları ittifakın iki büyük taşıyıcısı olan CHP ve İyi Parti’yi nasıl ikna edecek merak ediyoruz.
Elbette, vekillik konusunda büyüklerin eli güçlüyken, cumhurbaşkanlığı seçiminde küçüklerin eli hala güçlü. Çözüm nasıl olacak 27 Mart’taki 6’lı masa toplantısını takip edip göreceğiz.
CHP’Yİ ZORA SOKACAK DÜZENLEME DE KOMİSYON’DAN GEÇTİ
Günlerdir tartışılan Seçim Kanunu’ndaki değişiklik taslağının bir bölümü hiç tartışılmadı.
O bölüm aynen komisyondan da geçti. Taslaktaki düzenlemeye göre,
“Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, Siyasi Partiler Kanunu’nda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defa ihmal etmemiş olma koşuluyla seçime katılma hakkını muhafaza edecek.
Salt TBMM’de grup kurmuş olmak, seçime katılabilmenin yeter şartından biri olamayacak.”
İşte bu düzenlemeye ilk vurguyu yapanlardan birisi
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş
oldu.
Ateş, Aydınlık gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik’e konuştu.
Özçelik, 17 Mart 2022 tarihindeki yazısında Yılmaz Ateş’in seçim konusunda da tecrübeli olduğuna vurgu yaptıktan sonra yaptığı görüşmeyi şöyle özetledi:
“İttifaktaki küçük partiler biter. CHP de çok zarar görür. Kılıçdaroğlu büyük hatalar yaptı. Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Uysal… Hepsini baş tacı etti. CHP tabanını küstürdü. Şimdi sıkıntıya girdi.”
Burası işin bir yanı. Ateş teklifteki asıl bombayı da şöyle açıkladı:
“Teklifin 3. maddesinde, ‘Seçime katılma yeterliliği elde eden parti,
Siyasi Partiler Kanununda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defadan fazla ihmal etmemiş olma koşuluyla seçime katılma hakkını muhafaza eder’
deniyor.
Teklif bu şekilde yasalaşırsa, CHP’nin seçime girip giremeyeceği tartışılır.
Başka partiler kongresini yaparken, CHP yönetimi bir önceki kongresini ertelemişti.
Bu yıl da zamanında kongre yapmıyor. Öncekine pandemiyi, bu kez de seçimi gerekçe gösterdi.
Teklife bu madde niye kondu. Bir amacı olduğu çok açık. YSK yapılacak bir başvuruda, CHP aleyhine karar verirse ne yapacak? Partiyi de ülkeyi de sıkıntıya sokuyorlar. Ama CHP yönetimi vahametin farkında bile değil.”
(Aydınlık 17.03.2022)
KÖTÜ SENARYO GERÇEKLEŞİRSE, CHP’LİLER HANGİ PARTİNİN LİSTELERİNDEN ADAY GÖSTERİLİR?
Yılmaz Ateş’in vurguladığı değişiklik sonrasında YSK’ya yapılacak bir başvuru CHP’yi zora sokabilir. Kaderin cilvesine bakın ki, CHP’lilerin bir kısmı düne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçime girip girmeyeceğini tartışıyordu. Bugünse CHP’nin seçimlere girip giremeyeceği tartışılıyor.
Kötü senaryonun gerçekleşmesini hiç istemeyiz.
Ama gerçekleşirse bu durumda aklımıza şöyle bir soru geliyor:
Acaba, CHP, kongrelerini tamamlamadığı için 2023 seçimlerine giremeyecek olursa, Sayın Kılıçdaroğlu da cumhurbaşkanı adayı olmaz ise o zaman kurmaylarıyla birlikte ittifakın büyük ortağı İyi Parti listelerinden mi yoksa küçük paydaşlarının listelerinden mi seçimlere girer?
Bu sorunun cevabını verebilecek kim var?
*Nispi seçim sistemi ya da D’Hondt sistemi nedir
Peki, Seçim Kanunu’ndaki değişiklik teklifinin komisyondan geçmesinden sonra yeni düzenleme ile gündeme gen “D’Hondt sistemi” nedir, nasıl uygulanır? Sizin için internette kısa bir araştırma yaptım.
“D’Hond sistemi, Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D’Hondt tarafından 1878’de tasarlanmış nispi temsil sistemidir.
Türkiye’de 1961’den bu yana –1965 Millet Meclisi genel seçimi ile 1966 Millet Meclisi ara seçimi dışında– bütün milletvekili genel ve ara seçimlerinde D’Hondt sistemi uygulanmıştır. Günümüzde de yürürlükte olan sistem budur.
Arjantin, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Doğu Timor, Ekvador, Finlandiya, Galler, Hırvatistan, İskoçya, İsrail, İzlanda, Japonya, Kolombiya, Macaristan, Makedonya, Paraguay, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırbistan, Slovenya, Şili’de de uygulanmaktadır.
D’Hondt sistemi hesaplama örneği:
Bir seçim çevresinde her partinin aldığı oy toplamı,
sırasıyla 1’e, 2’ye, 3’e, 4’e… bölünür ve o seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşıncaya kadar bu işleme devam edilir. Elde edilen paylar, parti farkı gözetmeksizin, büyükten küçüğe doğru sıralanır. Milletvekillikleri bu sıralamaya göre partilere tahsis edilir.”