Roma’daki G-20 Zirvesi için geri sayım devam ederken, Türkiye -Amerika ilişkilerinin geleceği tartışılıyor.
Bu bağlamda, Amerika’nın özellikle son 30 yıldır bölgemiz için tasarladığı stratejiyi bir kez daha hatırlamakta fayda var.
Amerika, irrasyonel İsrail politikası nedeniyle Ortadoğu’da, “tehdit” olarak gördüğü bütün yekpare ve nispeten güçlü ülkeleri tek tek parçalama stratejisini 1991 Birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana adım adım uygulamaya koydu.
Amerika, tıpkı “şımarık, arsız, hayırsız” bir evlat gibi davranan İsrail’e babalık yapma uğruna “müttefiki” olan ülkeleri bile tehdit ediyor.
Irak işgali, Suriye iç savaşındaki aldığı pozisyon, Libya’yı NATO üzerinden istikrarsızlaştırmasının altında hep bu uzun vadeli Ortadoğu stratejisi var.
Amerika, bölgemizde güçlü, yekpare merkezi devletlerin oluşmasını istemiyor. İsrail’e tehdit olarak görüyor. Enerji kaynaklarının kullanımı ise bahsi diğer konu.
Güçlü, yekpare bir ülke olarak Türkiye de Amerika’nın hedefi durumunda.
Özellikle Obama’nın ikinci döneminde yaşadığımız Türkiye-Amerika ilişkilerindeki gerginlik, bizim 3’üncü Obama dönemi olarak nitelendirdiğimiz Biden döneminde artarak devam ediyor.
Obama döneminin sonlarında yaşadığımız 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi Türkiye-Amerika ilişkilerinde en şiddetli çatışma alanıydı.
O günden sonra bugün 3’üncü Obama döneminin Başkanı Biden, Türkiye ile ilişkilerde gerginliği her geçen gün artırmaya devam ediyor.
Bir hatırlatma daha yapalım. Türkiye’de PKK’nın, DEAŞ’ın bombaları, canlı bomba eylemleri had safhaya çıktığı günlerde Amerika’nın Ankara Büyükelçisi John Bass’dı.
Aynı isim Trump seçildiğinde, “Seçilmiş başkanı yönetime hazırlayacağız” diye bir ifade kullanmıştı. Bass, Türkiye’de istenmeyen adam ilan edilmiş ve pılıyı pırtıyı toplayıp Afganistan’ın başkenti Kabil’e gitmeye hazırlanırken, “Türkiye’de 9 aydır DEAŞ eylem yapmıyor, bu işbirliğimiz sayesindedir” diyerek doğrudan tehdit etmişti.
***
Türkiye-Amerika ilişkilerinin şimdi görünen yüzünde S-400’lerin alımı, F-35 uçak programından Türkiye’nin çıkartılması ve “Amerika’nın hasımlarına uyguladığı” yaptırımları Türkiye için de uygulaması var.
Sonra da “dostluk, müttefiklik, stratejik ortaklık” filan diyor.
En son Amerika Başkanı Biden, Kongre’ye bir mektup yazdı. O mektup Amerika’nın bölgemiz için biçtiği rol ve o rol üzerinden kendisine tehdit olacak ülkeyi bir kez daha ilan etti: Türkiye!
Amerika’nın bölgemiz için uzun vadeli stratejik hedefleri değişmemiştir. O hedefler, Irak, Suriye gibi Türkiye’nin de parçalanmasıdır. Ayrıca, PKK’ya devletçik kurdurmaktır.
Bu stratejiye direnmek ve mücadele etmek Türkiye’nin başat görevidir.
İç siyasetteki “dalgalanmaları” da bu bağlamda düşünürsek daha geniş perspektiften konuları değerlendirmiş oluruz.
Ne dersiniz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.