Bize sık sorulan sorulardan biri vesvesedir. Biz de bildiklerimizi söyleriz. Çare olur mu bilmeyiz ama söylediklerimizi burada da özetleyelim, belki bazılarının işine yarar.
Vesvese insanın düşünce sağlığını bozan kuruntulardır, duygularının hastalanması ve ayarının bozulmasıdır. Bir kısmı basit bir dürtüden ve uyarıdan ibarettir, fiziki bir tahribat yapmaz. Kuranıkerim böyle olan vesveseyi açıkça şeytanın işi olarak gösterir.
Bir yerde de nefisten gelen vesveseden söz eder. Demek ki, nefsin arzularının fısıldaması ve gıdıklaması da vesvese sayılır. Ayrıca Kuranıkerim’in en son ayetinde insandan olan şeytanın vesvesesinden de söz edilir. Çünkü insan da şeytanlaşabilir ve o da karşısındakinin duygularına etki edip ona vesvese verebilir. Böyle olan insanlar görüldüklerinde akla hep kötü şeyler gelir. İşte bu duygu etkileşimi de vesvesedir.
Zaten vesvese kelimesinin kökü, bizdeki fısfıs, fiskos kelimeleriyle alakalıdır. Yani vesvese başlangıçta vıs-vıs gibi fısıltı kadar bir etkiye sahip dürtü demektir. Bu fısıltı sürekli dinlenir ve mesele edinilirse balon gibi şişer. Gerçi ne kadar şişerse şişsin, yine balon kadar gücü vardır ve ondan korkulmazsa küçük bir iğne ile patlatılabilir.
Bu basit safhasında iken vesvese korkulup büyütülürse, başka sebeplerin de devreye girmesiyle takıntı halini alabilir ve marazileşir, patolojik vaka olur. Obsesif Kompülsif Bozukluk dedikleri hastalık halini alır. O zaman hekime, psikiyatra ya da psikoloğa ihtiyaç duyulur. Bizi ilgilendiren vesvese bu noktaya ulaşmayan basit vesvesedir. Bu noktada ise uzman hekimlere ihtiyaç vardır. Ama hekimlerin müdahalesini gerektiren bu patolojik safhada bile, tedavinin yanında duaların ve okumaların da faydası vardır. Ayrıca psikiyatrların zü’l-cenaheyn olanları, yani hem alanında uzman bir hekim hem dindar olanları bu işi ilk halledebilecek olanlardır. Böylelerini bulamazsa yine uzmanından yararlanmakla beraber okumalar ve dualar kesinlikle işe yarar.
Vesvese dindar insanlarda genellikle temizlikte, namazda ve abdestte kendini gösterir. İnsan bir türlü temiz olamadığını, namazını tam kılamadığını zanneder. Resulüllah Efendimizin (sa) ‘görevi abdestinde insana vesvese vermek olan bir şeytan vardır sürekli ona abdestinin bozulduğunu hissettirmeye çalışır… Bu yüzden idrardan sonra damlanın kesilmediği hissine kapılırsanız, önünüze elinizle biraz su serpin’ buyurması aslında böyle bir vesvesenin çaresidir. Onu hiç yok saymayı ve aksi bir durum olsa bile hesaba katmamayı öğretmiş olur. Varsın gerçekten damlama olmuş olsun. Böyle bir vesvese başladı ve insan onu hesaba kattı mı şeytan artık onun yakasını bırakmaz, bayıra doğru ürkütülüp kaçan koyun gibi onu sürekli ürkütür ve yuvarlanıp helak olmasına çalışır. Kısaca böyle vesveselerde ilk ve en önemli çare, onu hiç itibara almama ve ne diyorsa aksini yapmadır.
Vesvesenin olumlu bir yönü da vardır, çünkü hırsız boş eve girmeye çalışmaz. Böyle bir vesvese duyan insanda iman açısından bir yükselme vardır ki, şeytan onu geri çevirmeye çalışıyor. Bu sebeple Resulüllah Efendimiz (sa) ‘vesvese safi imandır’ buyurmuştur, ama yine de ondan Allah’a sığınmıştır. Buyurmuştur ki, ‘insana şeytanın bir dürtüsü, meleğin de bir dürtüsü vardır. Şeytanın dürtüsü şerre ve hakkı yalanlamaya yöneltir. Meleğin dürtüsü ise hayra ve onu kabullenmeye götüren duygudur. Kişi bunu hissederse bunun Allah’tan olduğunu bilsin ve O’na hamdetsin. Diğerini hissederse onun şeytandan olduğunu bilsin ve ondan Allah’a sığınsın…” (Tirmizî). Bu durum, vesvesenin basitinden de önce herkes için olabilen uyarılmalardır.
Bir ayeti kerimede buyrulur ki: ‘Sana şeytandan bir nezğa/vesvese geldiğinde hemen Allah’a sığın, O Semi’dir/ her şeyi duyup gereğini yapar, Alîm’dir/her şeyi bilir’ (A’raf 200), yani manasını düşünerek ‘e’uzu billahi mine’ş-şeytanirracîm’ denirse Allah bu sığınmaya icabet eder. Vesveseden kurtulmanın, onu hesaba katmama ile beraber en öncelikli yolu budur. Resulüllah vesvese geldiğinde bir de ‘âmentü billahi ve rasulihi’, yani ‘ben Allah’a ve O’nun rasulüne iman etmişim’, yani Allah’a güveniyorum denmesini tavsiye eder.
Diğer çareler için âlimler yine Kuranıkerim’den ve sünnetten alarak şunları da söylerler:
Vesveseye kapılmamak için haram yemekten şiddetle kaçınmak gerekir.
Banyoda, tuvalette, abdestte temizliğe, özellikle idrardan kaçınmaya çok dikkat edilmelidir. Ancak temizliği de aşırıya götürmemeli, makul sınırında bırakmalıdır. Resulüllah buyurur ki, ‘Ümmetimden temizlikte ve duada aşırıya kaçanlar olacaktır’ (Ebu Davud).
Vesvese konusunda aç durmanın ve özellikle oruç tutmanın faydası olduğu söylenir.
Felak, Nas, Ayetelkürsi’yi, hüve’l-evvelü ve’l-âhiru… ayetini ve mümkünse Bakara suresini okumak faydalıdır.
Her türlü kötülüğü gözünü kırpmadan yapan insanlardan uzak durmak, vesvesenin sebeplerini zaten yarı yarıya azaltır. Nâs Suresinin son ayetinde onlardan Allah’a sığınmamızın istenmesi buna işaret ediyor olmalıdır.
Yine bu sebeple Allah ‘dürüst insanlarla beraber bulunun’ buyurur. Çünkü insanların duyguları da bulaşıcı ve etkileyicidir.
Bakalım 28 Şubat kalıntıları bu yazıdan da epey bir malzeme çıkarabilirler mi?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.