İrade eğitimi: Az da olsa devamlı olanı yapmak

04:0030/11/2018, Cuma
G: 30/11/2018, Cuma
Faruk Beşer

Kaç zamandır biz de modaya uyarak gençlere akıl vermeye çalışıyoruz. Oysa muhtac-ı himmet olanın kendimiz olduğu unutuyoruz. Bizim gençlerden alacağımız akıl, onların bizden alacağından daha fazla olabilir. Önce bunu bir kenara yazalım. Ama her iki taraf da birbirine muhtaç. Yaşlılarda bilgi ve tecrübe, gençlerde zekâ ve zamanı tanıma daha önde. Aslında bizi de ülkeyi de koruyanlar gençler. Askerlerimiz yaşlılardan oluşsa bütün düşmanlar üzerimize çullanır. Hatalarına rağmen bütün dünya genç nüfusla

Kaç zamandır biz de modaya uyarak gençlere akıl vermeye çalışıyoruz. Oysa muhtac-ı himmet olanın kendimiz olduğu unutuyoruz. Bizim gençlerden alacağımız akıl, onların bizden alacağından daha fazla olabilir. Önce bunu bir kenara yazalım. Ama her iki taraf da birbirine muhtaç. Yaşlılarda bilgi ve tecrübe, gençlerde zekâ ve zamanı tanıma daha önde. Aslında bizi de ülkeyi de koruyanlar gençler. Askerlerimiz yaşlılardan oluşsa bütün düşmanlar üzerimize çullanır. Hatalarına rağmen bütün dünya genç nüfusla övünür. Bizim istediğimiz ise, hataları en aza indirmekten ibaret. Bunun için çırpınıyoruz ve birkaç yazıdır, iradeyi güçlendirmenin üzerinde duruyoruz. Çünkü iradeli olmak başarmanın en temel sebeplerinden biri. Biz gençlere söylüyoruz, onlar da bize söylesinler.



İradeyi güçlendiren yollardan biri de şudur:

Birbirine engel olacak birden çok işi, en önemli ve öncelikli olanı öne almak suretiyle, azaltmak, hatta biri indirmek. Onu bitirdikten sonra diğerlerine başlamak. Ancak bir işten yorulunca diğerine başlamanın da çoğu zaman faydası olur. Hatta dinlenme boş durmakla değil, böyle yapmak daha verimli hale gelir. Resulüllah Efendimizin şu sihirli sözü muhteşem bir prensibi belirler: ‘Allah’ın en hoşuna giden iş, az da olsa devamlı olandır’. İşlerde bıkmadan usanmadan devam edebilme sonuca ulaşmanın, bereketin, yaptığımız işin detaylarını görebilmenin, böylece de onu mükemmel yapabilmenin, buna bağlı olarak da kalıcı bir gelenek oluşturmanın, sanatın ve marka olmanın da yollarından biridir. Ayrıca kıymetini bir türlü anlayamadığımız sabır da burada olmazsa olmazlardandır. Kuranıkerim’de sabır kelimesi namaz kelimesinden daha çok geçer. Çünkü sabır olmadan namaz da olmaz.

Allah Hakîm olduğuna, yani her işinde ve her hükmünde hikmet bulunduğuna göre, mesela kaplumbağa ya da salyangoz gibi hayvanları niçin yarattığını düşünmek gerek. Köylüler bilirler, hareket halinde olduğu zor hissedilecek kadar yavaş giden bir salyangozun bir süre sonra çok büyük mesafeler aldığını görürsünüz. Demek ki, o bile bize ders veriyor.

Karıncaların bu konudaki kararlılıkları herkesin malumudur. Gövdesinden büyük bir nesne ile duvara tırmanır, düşer tekrar tırmanır. Bunu belki yüz defa yapar ama sonunda başarır.

Doğru mudur bilmiyorum ama ampul için yüzden fazla deney yapan Edison’a, yüz deney yaptın ne anladın ki, hala devam ediyorsun, diye sormuşlar, hedefime ulaşabilmem için yüz deneyin yeterli olmadığını anladım demiş. Bu azme bir de iman ve ibadet duygusunu eklediğimizi düşünelim.

O halde diyebiliriz ki, her düşmede kalkıp yeniden devam edebilmek iradeli olabilmek için en önemli etkenlerden biridir. Yeter ki, bilgimizde ve planlamamızda eksiklik yapmış olmayalım. Şu şerefli söz de buna yakın bir anlamdadır: ‘Müslüman ekin gibidir, rüzgâr onu eğebilir, ama o kalkıp tekrar eski haline gelir’.

İrademizi güçlendirebilmek için tarihteki başarılardan da haberdar olmamız önemlidir.

Meditasyon gibi, tanrıyla birleşme, yani bir yorumla panteizm benzeri bir şirk anlamı da içeren yollara akıllı adamın hiç ihtiyacı yoktur. Bunlar ve benzerleri en iyi ihtimalle yalancı emzik kabilinden şeylerdir.

İradeyi güçlendirmenin bir yolu da kişinin her konuda her işi tek başına yapamayacağını bilerek, arkadaşlarından ve bilenlerden destek almasıdır. Bu durum hem yardımı, hem birlikteliği teşvik anlamı da taşır. Allah insanları çok farklı kabiliyetlerle ve birbirlerine muhtaç yaratmıştır. Bunun için kardeşine yardım etme önemli bir ibadettir. Biri muhtaç olacak ki, öbürü ona yardım edebilsin. Şu hadisi şerif bize muazzam bir ölçü verir: ‘Camide Allah için bir gün itikâfta bulunmak, kişi ile cehennem arasına elli yıllık bir hendek açar. Bir kardeşinin ihtiyacını gidermek için koşuşturmak ise on yıl itikâf yapmış gibidir’. Bir gün ve on yıl, farkı düşünebiliyor muyuz?

Dua etmek ve bu yolla Allah’tan sürekli destek almak azim ve irade için önemlidir demiştik. Karamsarlık ve moralsizlik insanı çöküntüye, hareketsizliğe, sonuçta da başarısızlığa götüren olumsuz duygulardır. Bunu aşmanın yollarının başında elini Allah’a uzatabilme gelir. Bunu yapabilme, kendinizi yapayalnız hissettiğiniz bir anda en büyük gücün sizinle beraber olduğunu fark edebilmenizdir. Resulüllah’ın bize öğrettiği dualarda ‘üzüntü, keder, cimrilik, korkaklık, acizlik ve tembellik gibi duygulardan Allah’a sığınma’ da vardır. Bunu bilme hem böyle durumlarda dua ile bir manevi destek alma sebebidir, hem de bir hedef göstermedir, yani bu kendilerinden Allah’a sığınılan şeylerin aslında kötü ve giderilmesi gereken şeyler olduğunu, bunu gidermenin yollarını bulmak gerektiğini öğretir.

#İnsan
#İrade