Putin Karlov’u katleden FETÖ’den neden hesap soramadı?

04:008/01/2020, Çarşamba
G: 8/01/2020, Çarşamba
Bülent Orakoğlu

TÜRKİYE’ye ait iki F-16 savaş uçağı, 24 Kasım 2015 tarihinde hava sahasını ihlal eden Rusya’ya ait Su-24M tipi savaş uçağını düşürdü. Angajman kuralları gereğince Rus uçağının düşürülmesi iki ülke arasında gerilemeye neden oldu. İki ülkenin savaş noktasına geldiği uçak düşürme olayı FETÖ’nün kriptolu haberleşme ağı ByLock yazışmalarında ortaya çıktı. KOM Daire Başkanlığı’nın ByLock mesaj içerikleriyle ilgili yaptığı analizlerde FETÖ mahrem imamlarının Rus savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili mesajlaştıkları

TÜRKİYE’ye ait iki F-16 savaş uçağı, 24 Kasım 2015 tarihinde hava sahasını ihlal eden Rusya’ya ait Su-24M tipi savaş uçağını düşürdü. Angajman kuralları gereğince Rus uçağının düşürülmesi iki ülke arasında gerilemeye neden oldu. İki ülkenin savaş noktasına geldiği uçak düşürme olayı FETÖ’nün kriptolu haberleşme ağı ByLock yazışmalarında ortaya çıktı. KOM Daire Başkanlığı’nın ByLock mesaj içerikleriyle ilgili yaptığı analizlerde FETÖ mahrem imamlarının Rus savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili mesajlaştıkları belirlendi. ’’Vuran kişi 2002’li yüzbaşı. Elemanlar oldukça sağlam vs.’’

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin 2016 yaz aylarından sonra normalleşmeye başlamasından sonra Rusya’nın Ankara Büyükelçisi KARLOV’a suikast emri mahrem imamlara Pensilvanya’dan verildi. Mahrem imamlara bağlı iddianamede adı geçen FETÖ militanları Karlov’a yapılacak suikastı adım adım planlandı. Rusya masasında görev yapan MİT’e sızmış FETÖ militanlarından Rusya Büyükelçiliği’nin kimler tarafından korunduğu Karlov’un koruma kullanıp kullanmadığı gibi bazı bilgilerin Rus uçağının düşürülmesinden hemen sonra istenmesi, terörist elebaşı Gülen ve arkasındaki istihbarat servisi CIA’ya işaret ediyordu. FETÖ’nün Karlov suikastındaki amacının, “İki ülke arasındaki bütün siyasal ilişkileri koparmak, her iki ülkeyi olası bir savaş durumuna itmek, Suriye’de yaşanan iç karışıklığı çözümsüz hale getirmek ve siyasi bir sonuç alınmasını engellemek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyükelçilerin dahi korunamadığı güvensiz bir ülke olduğu yönünde olumsuz bir izlenim yaratmak” olduğu iddianamede vurgulandı.

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov, 19 Aralık 2016’da Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği ve Çankaya Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen “Gezgin Gözüyle Kaliningrad’dan Kamçatka’ya Rusya” konulu fotoğraf sergisinde, açılış konuşmasını yaptığı sırada polise sızmış FETÖ militanı Mert Altıntaş tarafından arkadan vurularak öldürüldü. Tetikçi olay yerinde polis ile girdiği çatışmada etkisiz hale getirildi. İddianameye göre suikast FETÖ tarafından eylem tarihinden 6 ay önce planlandı. Aslında Karlov’a suikast, AK Parti Genel Merkezi’nde 27 Haziran 2016’da düzenlenen 9. Geleneksel Büyükelçiler İftar Programı’nda planlanmıştı. Ancak Karlov’un davetliler arasında bulunmaması suikast tarihini ileri bir tarihe çekmişti. Suikast sonrasında birçok gazeteci ve yazar köşe yazılarında bu suikasttan sonra Putin’in suikastı alenen işleyen terör örgütü FETÖ elebaşı Gülen veya terör örgütü elemanlarından hesap soracağı konusunda hem fikir içinde olmuşlardı. Benim de içinde olduğum bu yazarlara göre FETÖ’nün işi bundan sonra çok zordu. Putin ve Rusya ile ilgili olarak kafamı kurcalayan iki olay var. İlki Karlov Suikastı’nın arkasından CIA kontrolündeki FETÖ’cülerin çıkması karşısında Putin’in kuzuların sessizliğine bürünmesinin arkasında ne var, CIA işbirliği mi ? İkinci olay ise ABD’nin Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD işbirliğiyle zengin petrol kuyularını ve bölgeyi işgal ederken Rusya’nın da bu işgale sessiz kalmasının sebebi Fırat’ın batısının Rusya’da kalacağına yönelik örtülü bir anlaşma mı söz konusu. El Kaide, Nusra, HTŞ terör örgütleri içinde CIA’nın etkisi ve yönlendirmesini sağır sultan bile duymuşken hayatı RUS İSTİHBARATI içinde geçmiş PUTİN hala Suriye veya İDLİP’te askerlerine karşı yapılan saldırılarda HTŞ’yi kullanan CIA yerine İDLİP’teki ılımlı muhalifler ve sivilleri Suriye ile birlikte vurması enteresan doğrusu. 2011 Suriye iç savaşı başladığında NUSRA ve EL Kaide liderlerini DEAŞ’a katılmaları için serbest bırakan ve bu teröristlerle devamlı irtibat halinde olan ESED’den de haberi yok zannımca. PUTİN ABD ile bazı örtülü anlaşmalar yapmamış olsaydı bugünkü konjonktürde İdlip’te masum sivilleri kadın çoluk demeden katletmek yerine Ortadoğu’ya barış getiren lider imajını kolaylıkla kazanabilirdi. Üstelik bu sayede Karlov suikastı faillerinden de hesap sorabilirdi?

#Türkiye
#FETÖ
#Vladimir Puti
#HTŞ