Ortadoğu’nun kaderini değiştiren adam

İdlip’te Rusya destekli rejim güçlerinin hain ve kalleşçe bir saldırı ile Mehmetçiklerimizi şehit etmesi öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan İdlip’te gerilimi azaltmak amacıyla Putin ile 5 veya 6 Mart’ta görüşebileceklerini açıklamıştı. Ancak Kremlin sözcüsü Peskov “Putin’in 5 Mart için başka planları var” açıklamasıyla görüşme olmayacağını açıklamıştı. Rejim güçlerinin askerlerimizi hedef alan planlı ve kasıtlı korkunç hava saldırısı sonrasında Türkiye’nin gecikmeksizin rejim askerlerini harp araç ve gereçlerini hedef alarak “Bahar Kalkanı Harekâtı”nı başlatmıştı. Yaklaşık 2500 civarında aralarında üst rütbeli subayların da bulunduğu rejim unsuru asker ve milis güçleri hale getirilmişti. Rejime ait 2 savaş uçağı, 2 İHA, 8 helikopter, 135 tank, 5 Hava Savunma sistemi, 86 top/öbüs, 16 tanksavar /havan, 77 zırhlı araç, 9 mühimmat deposu imha edilerek rejime güçlü ve ağır bir darbe vurulmuştu. Bu başarıda TSK’ya ait SİHA’lar, rejime ait hedefleri tek tek imha etti. Rejim unsurları SİHA’lar nedeniyle kafalarını kaldıramıyor. Bu başarı karşısında SİHA’lara övgüler düzen Portekizli siyaset bilimci Bruno Maçaes, Selçuk Bayraktar için “Ortadoğu’nun kaderini değiştiren adam” dedi.

Mehmetçikleri şehit eden hain plan aslında Putin ile Erdoğan arasında yapılacak görüşmede Putin’in elini güçlendirmek amacıyla düzenlenmiş psikolojik harp çalışmasıydı. Başkomutan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifleriyle rejim askerlerine verdirilen zayiat harp araç gereçlerinin ve mühimmat depolarının imha edilmesi ise karşı bir psikolojik harp harekatıydı. Nitekim bu karşı saldırı sonrasında Kremlin sözcüsünün 5 Mart’ta Erdoğan ve Putin arasında Moskova’da İdlip konusunun görüşüleceğinin açıklanması Rusya’nın bir geri adımıydı ve masada güçlü olan tarafa yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’a işaret ediyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla sığınmacılar ile ilgili olarak sınır kapılarının açılması sonrasında ilk etap’ta 100 bini aşkın Suriyeli sığınmacı Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışırken AB ülkeleri de İdlip’te ateşkes konusunda Rusya’yı baskılamaya başlıyorlardı. 5 Mart’ta Putin ile Erdoğan arasında Moskova’da yapılacak ikili zirve öncesinde Erdoğan bir dizi diplomatik atakla Bulgaristan başta olmak üzere görüşmeler yapıyordu. Putin ve Trump ile de telefonla görüşen Erdoğan Putin’e ‘’Sizin orada ne işiniz var. Üs kuracaksanız üssü yine kurun. Ama şu anda siz bizim önümüzden çekilin, rejimle baş başa bırakın. Biz gereğini yaparız” demişti. Trump ise Putin Erdoğan görüşmesinden önce ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kelly Craft’ı 2 Mart’ta Türkiye’ye gönderiyor. Craft’a ABD Dışişleri’nin üst düzey yetkililerinin yanısıra Trump yönetiminin Suriye Özel Temsilcisi ve son dönemde Ankara-Washington hattında mekik diplomasisi yürüten James Jeffrey’nin de eşlik etmesi planlanıyor. Saldırı sonrasında BM Güvenlik Konseyi’nde konuşan Craft, “Saldırılara karşılık verme konusunda Türkiye’ye desteğimiz tam” demişti. Craft’ın Türkiye’ye apar topar gönderilmesinin nedeni Erdoğan ile Trump’ın 28 Şubat’ta, Türkiye’ye destek kararı çıkan NATO toplantısının hemen ardından yaptığı telefon görüşmesi ve devamında Trump’ın Türkiye’ye Patriot füzeleri gönderilmesiyle ilgiliydi. Her ne kadar Trump Türkiye’ye tam destek verdiğini ifade etse de Pentagon’dan şehitlerimiz için bir kınama ne de bir taziyede bulunulmaması ABD ve NATO’nun destek açıklamalarının sözde kalacağının açık işaretlerini taşıyor.

Türkiye 5 Mart’ta İdlip’te kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, İdlip hava sahasının kapatılması, güvenli bölgenin kurulmasını, Rus tarafına rejimi ‘Soçi Mutabakatı sınırlarına çekin’ diyecek.

Türkiye’nin İdlip’te kara harekatına başlamadan önce 5 Mart görüşmesinin beklenmesi Moskova Soçi mutabakatlarına bağlılık Suriye’nin toprak bütünlüğüne destek Suriye’nin BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü kabul edilen gruplar da dahil terörle mücadele niyetini destekliyor. Doğal olarak Türk partnerlerle işbirliğine büyük önem veriyor.

Suriye’nin İdlib kentinde yürütülen Bahar Kalkanı harekatına yönelik bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşananlardan ibret almayanların, bizi hala tehdit etmeleri akıllarının başlarına gelmediğine işaret ediyor. Şayet bir an önce Türkiye’nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa, bir süre sonra omuzlarında o başlar da kalmayacak” ikazıyla son kez uyarıyor!