Kılıçdaroğlu’nun gizemli Bosna ziyaretinde sakladığı sır?

04:006/05/2020, Çarşamba
G: 6/05/2020, Çarşamba
Bülent Orakoğlu

CHP içinde devlete başkaldıran bir zihniyet ile darbelere karşı demokrasiyi savunan karşı bir zihniyetin çatışması olduğuna yönelik oynanan tiyatroya inanmamız isteniyor. Diyelim ki inandık peki Kılıçdaroğlu hangi klikten yana olacak? Bu yönde bir açıklama henüz yok. Kılıçdaroğlu’nun açıklama yapmasına da gerek yok! Zira danışmanlarından 5’i FETÖ ile irtibatlı olmaları nedeniyle adli ve idari ağır cezalara çarptırılmışlardı. Yaklaşık 5 yıldan bu yana başdanışmanlık görevini yürüten Rasim Bölücek’in

CHP içinde devlete başkaldıran bir zihniyet ile darbelere karşı demokrasiyi savunan karşı bir zihniyetin çatışması olduğuna yönelik oynanan tiyatroya inanmamız isteniyor. Diyelim ki inandık peki Kılıçdaroğlu hangi klikten yana olacak? Bu yönde bir açıklama henüz yok. Kılıçdaroğlu’nun açıklama yapmasına da gerek yok! Zira danışmanlarından 5’i FETÖ ile irtibatlı olmaları nedeniyle adli ve idari ağır cezalara çarptırılmışlardı. Yaklaşık 5 yıldan bu yana başdanışmanlık görevini yürüten Rasim Bölücek’in ise “casusluk ve örgüt yöneticiliği” suçlarından 35 yıla kadar hapsi istenen eski MİT mensubu Enver Altaylı ile 1159 telefon görüşmesi yaptığı anlaşılmıştı. Savcılık iddianamesinde bu ilişki FETÖ’nün “Bazı siyasi parti genel başkanlarının FETÖ militanı olduğu tespit edilen danışmanları aracılığıyla Orta Asya’da bazı Türki Cumhuriyetlerindeki siyaset mekanizmalarına etki etme(sızma)” faaliyetinde bulunduğuna dikkat çekilmişti. Ancak savcılık bu genel başkan veya başkanların kim olduğu konusuna açıklık getirmemişti. Yaptığım araştırmada o zamanki formatıyla cemaat olarak adlandırılan Fetullahçı Terör Örgütü ile CHP arasında yakın ilişkiler 25-26 Nisan 2012 tarihinde FETÖ’nün organize ettiği Bosna- Hersek ziyaretiyle başlamıştı. Ziyaret için hareket eden otobüste Kılıçdaroğlu ile birlikte günümüzde firari olan örgütün üst düzey sorumluları da bulunuyordu. Aslında Cemaat’in Kılıçdaroğlu ve CHP heyeti ile Bosna ziyaretine gitme amacı bu ülkedeki siyaset mekanizmalarına sızmaktı. Kılıçdaroğlu da herhalde siyasi menfaat amacıyla Cemaat formatlı FETÖ’ye bu amaçlarında azami yardım ediyordu. Bosna ziyareti başlamadan önce Kılıçdaroğlu Cemaat’in (FETÖ) üst düzey yöneticileriyle yaptığı toplantıda “Bosna Dışişleri Bakanı ve Sosyal Demokrat Parti-SDP Genel Başkanı Zlatko Lagumciya ile iletişime geçilmesini önermişti.”

Güvenilir kaynaklarca ortaya atılan iddialara göre Cemaat formatlı FETÖ ile CHP arasında Bosna yakınlaşmasından sonra ikinci ve en önemli darbe ittifakı 17/25 Aralık darbe girişiminden yalnızca 12 gün önce Kılıçdaroğlu ile terör örgütünün Amerika’daki üst düzey imamlarıyla yapılan özel toplantıda atılmıştı. Şeytan ayrıntıda gizli derler. Cemaat’le görüşmelerin basına kapalı yapılması işin içinde bir bit yeniği olduğuna işaret ediyordu. Terörist başı o süreçte CHP Genel Başkanı’na hangi mesajları yolladı? Bunlar bilinmiyor yalnızca tahmin ediliyordu. Ancak Kılıçdaroğlu’nun, FETÖ’nün Amerika’daki en üst düzey Beyaz Saray imamı Faruk Taban, sabık Houston imamı Kemal Öksüz ve diğer iki imamla çekilmiş fotoğrafları aslında görüşmeler hakkındaki ipuçlarını yeterince ortaya koyuyordu. CHP 17/25 Aralık Darbesi’ni destekleyecekti. Başka bir anlamda 17/25 Aralık darbesinin siyasi ayağı artık CHP’ydi. Nitekim Savcılık, Türk Gladyo üyesi Enver Altaylı hakkındaki iddianamede Altaylı’nın 17/25 Aralık operasyonları ve 15 Temmuz darbe girişimi öncesi yoğun faaliyetlerde bulunduğunu, toplumsal hareketleri kışkırtmak istediğini belirtmişti.

CHP’NİN DEVLETE BAŞ KALDIRAN TEHDİT VE SÖYLEMLERİNİN ADRESİ PENTAGON MU?

Eski MİT görevlisi Enver Altaylı Türk Gladyosu ile Avrupa Gladyosu arasında köprü vazifesi gören uluslararası derin yapının önemli bir ismi. Özbekistan ve Azerbaycan’daki darbe girişimlerinin arkasında olduğuna yönelik güçlü iddialar var. Enver Altaylı 2017 yılında yakalanmadan önce Türkiye’yi de ABD’nin kontrolünde olmayan ülkeler (S-400 ve Rusya ile ilişkilerinden dolayı ) statüsünde değerlendirip askeri müdahale ya da işgale hazır hale getirme stratejisini ve yöntemini CIA Türkiye masası şefleri ile planlamıştı. Ancak Altaylı ve avanesi yakalanınca deşifre oldukları için darbe planını geçici olarak askıya almışlardı.

Pentagon’un finanse ettiği, CIA’nın yan kuruluşu olarak bilinen RAND Corporation’ın ABD ve Türkiye Stratejik İlişkileri başlıklı raporda, “Türkiye’de yaşayabilir bir muhalefet lideri ya da koalisyonunun ortaya çıkması durumunda Erdoğan ve AKP 2023’te iktidardan söküp atılabilir” söylemi açıkça orduya nifak sokmaya ve darbe kışkırtıcılığına yönelik bir girişimdir. “TSK’daki üst düzey komutanlar ve son dönemde TSK’dan tasfiyelere karşı olan orta kademedeki subaylar rahatsız” safsatasıyla ülkenin birlik ve beraberliğini bozmak ve iç savaş başlatmaya yönelik açık bir algı operasyonu devreye sokulmak istenmektedir. En başta Kılıçdaroğlu’nun, devletin başı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakışık almayacak bir tarzda hitap ederken yalnızca Rusya üzerinden eleştiri sınırlarını aşan hakaretamiz bir tarzda konuşması, kendi ayağına kurşun sıkmasıyla eşdeğerdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya ve Amerika ilişkilerinde Türkiye’yi hegemonik iki küresel güce eşit mesafede tutmaya çalışmıştır. Bunda da başarılı olmuştur. ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlar bu duruma en güzel örnektir. Her ne kadar Özgür Özel, Amerikan yanlısı politika izleyecek muhalefetten kasıt CHP olmadığını iddia etse de devlete başkaldıran, darbe ve tehdit söylemleriyle Pentagon’a ve devlet dışı aktörleri olan terör örgütleri FETÖ, PKK ve DHKP/C’ye göz kırpan Kılıçdaroğlu CHP’sinin ta kendisidir. Milli iradeyi yok sayarak yapılacak demokrasi dışı tüm teşebbüsler hüsrana uğramaya mahkumdur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikaz ettiği gibi “Türk milleti sizi ne sandıktan çıkarır, ne de sırtınızı yaslamaya çalıştığınız darbecilere meydanı bırakır” sözü kulaklarınıza küpe olsun.

#CHP
#DHKP/C
#Kemal Kılıçdaroğlu
#FETÖ
#PKK