Kaşıkçı ve Kasım Süleymani CIA’nın suikast listesinde

04:003/02/2020, Monday
G: 3/02/2020, Monday
Bülent Orakoğlu

ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail-Filistin arasında yaklaşık 1 asırdır devam eden gerilimi bitirmek gerekçesiyle “Yüzyılın Anlaşması” adı altında hazırlanan sözde barış projesini Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısında açıkladılar. Öncelikle Barış Projesi iki nedenden dolayı bir anlaşma değil. Zira, ABD ve İsrail blokuna karşı Filistin’in görüşü bile alınmamış, bir. ABD’nin hegemonik gücünü kullanarak Filistin topraklarını İsrail lehine gasp etmeyi hedefleyen

ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail-Filistin arasında yaklaşık 1 asırdır devam eden gerilimi bitirmek gerekçesiyle “Yüzyılın Anlaşması” adı altında hazırlanan sözde barış projesini Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısında açıkladılar. Öncelikle Barış Projesi iki nedenden dolayı bir anlaşma değil. Zira, ABD ve İsrail blokuna karşı Filistin’in görüşü bile alınmamış, bir. ABD’nin hegemonik gücünü kullanarak Filistin topraklarını İsrail lehine gasp etmeyi hedefleyen bir ilhak planı ile Müslüman dünyası karşı karşıya bırakılmış, iki. İşin acı yanı Suudi Arabistan, Mısır, BAE, Bahreyn ve Umman gibi emperyalizmin oyuncağı olan bazı Arap ülkeleri bu ilhak planına kayıtsız şartsız destek veriyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs’ün İsrail’e verilme planı asla kabul edilemez. Açıklanan plan, barışa ve çözüme hizmet etmeyecektir. Bu plan Filistin ve Kudüs için yeni oldubittiler oluşturma gayretidir. Bu, Filistinlilerin haklarını yok sayma ve İsrail’in işgalini meşrulaştırma planıdır” açıklamasıyla tepki göstermişti.

ABD’de başkanlık seçimleri 3 Kasım 2020 tarihinde yapılacak. Eyalet bazında seçim trafiğinin başlama tarihi 7 Şubat 2020 olması nedeniyle “Yüzyılın Anlaşması” planı Trump’un damadı ve danışmanı Jared Kushner tarafından hazırlanmış, Trump ve Netanyahu’ya teslim edilmişti. Trump, ikinci dönem seçim kampanyasını büyük bir güç gösterisiyle başlatmıştı. Trump ikinci defa seçilebilmek için her şeyi mubah gören bir anlayışa sahip bir lider. İşte bu nedenle seçim kampanyasında etkili ve vurucu olabilmek için NATO çevrelerinde sıkça kullanılan hükümetler tarafından algılanan düşmanlara karşı bir suikast biçimi olarak tanımlanan “hedeflenmiş öldürme” stratejisinin literatürde Trump versiyonu olarak anılan “suikastla ön alma” doktrinini devreye koymuştu. İşte bu nedenle seçim kampanyasında vurucu ve etkili olabilmek için El Kaide lideri Usame Bin Ladin’le başlayıp Bağdadi ile devam eden suikastlar zincirine İran’ın ikinci adamı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile devam edildi.

ABD Başkanı Trump’ın damadı Kushner’in Veliaht Prens M. bin Selman’ı farklı tarihlerde Riyad’da iki kez ziyaret ettiğini yazmıştık. İlk ziyarette CIA tarafından hazırlanan 50 prensin de dahil olduğu gözaltı listesi ve prenslerin mali durumları, ikinci ziyarette yine CIA tarafından hazırlanan Kaşıkçı’nın bulunduğu bir ölüm listesinin M. bin Selman’a gereği için verildiğini yazmıştık. Bu önemli ikinci iddia ABD Temsilciler Meclisi Teksas Vekili Demokrat Castro tarafından Kongre’de dile getirilmişti. Castro, ABD Başkanı Trump’un damadı ve Başdanışmanı Kushner’in Suudi gazeteci Kaşıkçı’nın öldürülmesinde parmağı olabileceğine yönelik bazı delil ve medyada yer alan haberlere işaret etmişti. Kushner’in Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’a bir suikast listesi verdiğine ilişkin iddiaların araştırılması için de Kongre’ye çağrı yapmıştı. ABD istihbaratı üzerinden MBS’a göz altına alınacak prensler ve öldürülecek kişiler ile ilgili çalışma ve araştırmaların Amerika’da CIA, Suudi Arabistan’da MOSSAD ve GIP tarafından yapıldığı aşikar bir duruma işaret ediyor. Zira hedef prensler dışında Kaşıkçı’nın da içinde bulunduğu öldürülecek listesindeki kişilerin Riyad ve Siyonizm aleyhtarı faaliyetlerinin İsrail tarafından üretilip bir Amerikalı şirket tarafından pazarlanan Pegasus adlı virüs programının kullanılarak takip veya tespit edildiği ve gözetlendiği anlaşılıyor.

Amerikan NYT (New York Times) gazetesi güvenilir bazı kaynaklara dayandırdığı haberinde Suudi Veliaht Prensi MBS’nın düşmanlarına karşı küre çetesi ile birlikte suikast hazırlıkları içinde olduğunu yazdı. BAE Veliaht Prensi M.bin Zayed Al Nahyan’ın danışmanı Nader, İsrail İstihbarat ve Güvenlik ajansları ile derin bağları olan iş adamı Joel Zamel, ABD Trump yönetimi ve Suudi Arabistan’dan kaşıkçı cinayeti sanıklarından Suudi Arabistan İstihbaratından Ahmet el Asiri’nin katıldığı Mart 2017 tarihinde Riyad’da yapılan bir toplantıda, aralarında Asiri’nin de bulunduğu üs düzey Suudi yetkililer, İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Suudi Arabistan’ın düşmanı olarak düşünülen başka birisinin daha öldürülmesi niyetlerini ortaya koydu. Bu gelişmelerden anladığımız kadarıyla Suudi Veliaht Prensi MBS’a CIA tarafından verilen suikast listesinde Kasım Süleymani de var anlaşılan. Peki
“Yüzyılın Anlaşması”
diye Kudüs’ü olmayan yeni Filistin devletini açıklayan Körfez veya gasp çetesinin bu melun planı açıkladığı günlerde bir İsrail gazetesinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın açıkça ölümle tehdit edilmesi ne anlama geliyor? İsrail’deki gazetenin sahibi tam bir Türk düşmanı ve FETÖ elebaşının da yakın arkadaşı. Herhalde bu haberin gazetede yer alması FETÖ elebaşının işi.

En az Kudüs kararı kadar Ortadoğu’da kaos yaratacak Trump’ın yeni “Filistin Devleti planı” öncesinde yeni bir Kudüs hezimeti ile karşılaşmamak için Arap dünyasını Siyonist planlara karşı uyaran ve bu şekilde M. bin Salman’a verilen görevi “Yeni Filistin Devleti” proje veya planını Arap dünyasında menfi yönde deşifre edebileceği kaygısıyla Cemal Kaşıkçı’nın ve Kasım Süleymani’nin infaz edildikleri anlaşılıyor.

#ABD
#Donald Trump
#Cemal Kaşıkçı
#Kasım Süleymani