İlker Başbuğ’un FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın söylemi ve açıklamalarının CHP milletvekili Dursun Çiçek tarafından da sık sık dile getirildiğini biliyoruz.
Dursun Çiçek o dönemdeki adıyla cemaat (FETÖ) tarafından kurgulanan Ergenekon ve Balyoz kumpasları doğrultusunda gözaltına alınmıştı. Kumpas iddianamelere göre Dursun Çiçek’in “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” başlıklı belgede ıslak imzası vardı. Dursun Çiçek 2008 yılından itibaren Genelkurmay Karargahı’nda Bilgi Destek Başkanlığı’nda albay rütbesiyle görev yapıyordu. Bu birimin geçmişte kaldırılan Psikolojik Harekât Dairesi’nin yerini aldığı ve hukuksuz olarak iktidarlar üzerinde vesayeti devam ettirecek planlar yaptığı ve uyguladığı iddia ediliyordu. İlker Başbuğ ve Dursun Çiçek’in dışında başta CHP Genel Başkanı olmak üzere çok sayıda milletvekili de siyasi ayak üzerinden AK Parti’yi hedef alan açıklamalarda bulunuyorlardı. Atatürk’ün kurduğu CHP, Baykal sonrasında şirazesinden iyice çıktı. Türkiye’nin ikinci İstiklal Mücadelesi’ni yaşadığı bir süreçte Türkiye’nin milli menfaatlerini gözardı eden bir CHP ile Türkiye karşı karşıya kaldı. Özellikle Dursun Çiçek’in Genelkurmay’da çok önemli stratejik görevlerde bulunmasına rağmen FETÖ ile ilgili gerçeklerle bağdaşmayan çok yanlış eksik tespit ve analizler yapması şüpheli bulunmuştu. Ergenekon ve Balyoz davası sanıklarının büyük bir bölümünün kendilerine kumpas kuran FETÖ silahlı terör örgütü ile kıyasıya mücadele etmelerine rağmen, Dursun Çiçek’in 15 Temmuz’da ortalarda görünmemesi FETÖ ile bir iltisakı mı var sorularına neden olmuştu? Kontrollü darbe söylemi yerini siyasi ayak söylemine bırakmış görünüyor. Özellikle CHP Milletvekili Dursun Çiçek’in 27 Mayıs darbesinin 57’nci sene-i devriyesinde KRT isimli televizyon başta olmak üzere yaptığı açıklamalar ve röportajlar siyasi iradeyi hedef alan gelişmeleri deşifre etmişti.
Dursun Çiçek skandal açıklamalarında; “Hâkimlerle, savcılarla görüşüyoruz. Onlara bazı yargılamaların, bu soruşturmaların niye sonuçlanmadığını soruyoruz... Onlar da bize, ‘Türk yargısının durumunu biliyorsunuz, hâkim ve savcıların üçte biri sanık oldu, görevinden atıldı dolayısıyla bizim iktidarı yargılayacak gücümüz yok, iktidarı düşürmek muhalefete düşer, sizin göreviniz, siyasetçilerin görevi. Onları iktidardan indirin bakın biz onları nasıl yargılıyoruz göreceksiniz’ diyor. Bunu söyleyenler arasında başsavcılar da var!” ifadelerini kullanıyor. 24 Haziran 2014’te Başbakan Erdoğan’a teşekkürü borç bilen Dursun Çiçek 18 Eylül 2018’de Başkan Erdoğan’ı kıyasıya suçluyor. Hem de FETÖ ile ilişkilendirerek. Dursun Çiçek kripto FETÖ’cü olduğu anlaşılan başsavcı veya savcıların isimlerini açıklayamıyor. Zira açıklarsa bu kişilerin FETÖ’cü olduğu ortaya çıkacak. Tabii kendisinin de!!!
Tuncay Özkan’ın savcılığa teslim ettiği flash belleğin FETÖ’nün arşivi olduğu ortaya çıktı. Flash bellek 11 yıl önce Hava Kuvvetleri’nde soruşturma konusu oldu. Belleğe ilişkin Hava Kuvvetleri’nde yapılan çalışmanın ise darbenin kilit ismi Adil Öksüz’ün talimatıyla engellendiği ortaya çıktı. Hava Kuvvetleri imamı Adil Öksüz ve Hava Kuvvetleri’nde FETÖ’yü deşifre eden flash bellek dosyası o dönem TSK içinde yapılan bir soruşturma ile Akın Öztürk tarafından kapatılmıştı
Aslında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem yapılanma ile ilgili soruşturmayı sürdürürken itirafçı Kurmay Albay Selçuk Başyiğit’in flash diskle ilgili aylar öncesindeki itirafları doğrultusunda bir tahkikat yürütüyordu. Flash belleğin bir örneğinin Tuncay Özkan’da olduğu bilgisine ulaşan savcılık flash belleği teslim etmesini Özkan’dan istemişti. Yani Kılıçdaroğlu’nun beyanlarının aksine Tuncay Özkan flash belleği kendi rızası ile değil savcılığın talebi üzerine teslim etmişti.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.