Emperyalizmin Kıbrıs üzerinden Türkiye’yi kuşatma ve işgal projelerini nasıl çökerttik?

Kuzey Kıbrıs’ta ikinci turda Ulusal Birlik Partisi adayı Ersin Tatar’ın kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimleri, yabancı basında “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklediği aday kazandı” başlığıyla yer aldı. Tatar’ın Kıbrıs’ta iki devletli çözümden yana olduğunu, seçim yarışı sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açık bir şekilde Tatar’ı desteklemesinin bu hayırlı sonuçta etkili olduğunu söylememize bile gerek yok sanırım. Zira Tatar’ın rakibi mevcut Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Adada birleşmeden yana olduğu, Şehit kanları ile sulanmış toprakların en az yüzde yirmisini Rumlar’a geri vermeye hazırlandığını, Türk askerini adadan göndermek istediğine yönelik plan ve haritalar Rum Muhibbi Akıncı tarafından Rum tarafına sunulmuş. Akıncı’nın Rum tarafına sunduğu harita ise BM kayıtlarına geçirilerek Rum basını tarafından tüm dünya kamuoyuna sızdırılmış. Ada’da Doğu Akdeniz’de yaşanan Konjonktürel gelişmeler düşünüldüğünde Kıbrıs ve Türkiye için Milli Güvenlik sorunu haline gelen Mustafa Akıncı’nın yapılan gayet demokratik bir seçimle Cumhurbaşkanlığı görevinden uzaklaştırılması Emperyalist devletlerin Türkiye’yi Kıbrıs üzerinden vurma stratejilerini yerle bir etmiştir. Zira KKTC yeni Cumhurbaşkanı Ersin Tatar seçilmesi nedeniyle yaptığı konuşmada ‘’ Türkiye ile bağımızı hiçbir zaman koparamayacaklar, ilişkilerimizi daha da ileri noktalara taşıyacağız. Doğu Akdeniz’deki haklarımızın korunmasına, KKTC’nin dünyadaki yerini alması için Türkiye’nin ağırlığını ortaya koymasına özel bir önlem vereceği ifadesi Kıbrıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminin ne kadar önemli olduğunun açık bir kanıtıydı. Aksi olsaydı ne olur du? Bölgesinde ve dünyada tartışılmaz bir güç olan Türkiye bu sorunu da güç olsa da aşardı şüphesiz.

Kıbrıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Akıncı’nın kazanması için seferber olan 7 düvelin yanı sıra Türkiye içindeki Erdoğan düşmanları Akıncı’nın kazanması için AİPAK lobileri ile birlikte devreye girdilerse de ilk turdaki neticelere göre yapılan ittifaklar ile ikinci turu açık ara ile Akıncı’nın kazanacağı inancıyla olaya tam müdahil olamamışlardı sanırım. Zira ilk turda Rum Muhibbi Akıncı %29.60 oy almıştı. Akıncı ile ikinci turda ittifak yapacağını açıklayan, Rum’larla Federasyonu savunan CTP Başkanı Tufan Erhürman ise %22 civarında oy almıştı. Kıbrıs’ta Türkiye’nin Kıbrıs’tan çekilmesini isteyen Türkler ile KKTC topraklarının bir kısmını Rum’lara verelim, diyen bir Cumhurbaşkanının ittifak yapması KKTC Türklerini menfi yönde etkileyerek oyları Ersin Tatar’ın Ulusal Birlik Partisine taşımıştı. Bu zaferde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ersin Tatar ile birlikte Maraş’ı küresel ve hegemonik güçler ile Batı’lı ülkelerin muhalefetine rağmen açmasındaki kararlığı ve dirayeti önemli bir rol oynamıştı . Türkiye’de ümitlerini Kıbrıs’ta Erdoğan’ın kaybetmesi üzerine kuran bazı siyasi partiler de büyük hayal kırıklığı yaşamışlardı. Zira bazı kamuoyu araştırma şirketleri televizyonlarda KKTC’deki seçimleri Akıncı’nın kazanacağına kesin gözüyle baktıklarını aksi olursa ‘mesleği bile bırakabileceklerini iddia etmişlerdi. Bu kesin iddialarına dayanak olarak ta ‘’ Türkiye’de Kıbrıs Başbakanı Ersin Tatar İle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı ortak basın toplantısında, Maraş’ın yerleşime açılması ve su sorunun çözüleceğinin açıklanması, Kıbrıs’ta iç siyasete müdahale olarak algılandığını, bunun ters tepeceği iddia edilmişti. Gazeteci Yazar ve AK Parti 24, 25, 26. Dönem Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, KKTC seçimlerini bilemeyen bu Araştırma Şirketi Genel Müdürüne bir göndermede bulundu. Tayyar, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki hesabından yaptığı paylaşımda, “Biz Kıbrıs’ta Rum lobisi çöksün diye dua ettik, bizim anket firmaları çöktü” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan Emperyalist güçlerin gelecek 50 ve 100 yıllık stratejilerini Kıbrıs üzerinden şekillendirerek Türkiye’yi kuşatma ve işgal projelerini yine yerle bir etmiş bulunuyor. Özellikle kendi ülkesinin çıkarlarını devamlı olarak göz ardı eden Türkiye karşıtı ve düşmanlarıyla işbirliği yapan Akıncı’nın Cumhurbaşkanı makamını demokratik bir seçimle kaybetmesi Kıbrıs ve Türkiye açısından ülke güvenliği ile eşdeğerdir. Zira Mustafa Akıncı Kıbrıs’ta Türkiye’nin silah hakkı olan Garantörlüğünü de sorgulamaya açmış Türkiye’nin yerine İngiltere ve Yunanistan’ın da dahil olduğu ortak bir gücün Kıbrıs’ta konuşlanmasını teklif edebilmiş KKTC Cumhurbaşkanlığına layık olmayan bir Rum muhibbi kişiliktir!