FETÖ Türkiye’deki kadar derin olmasa da Amerika’nın neredeyse tüm stratejik kurumlarına sızmış görünüyor. Zira bu konuda CIA, Pentagon ve ABD siyaset mekanizmasının gölge gücü AİPACK lobileri ve en önemlisi de küresel sermayenin desteğini arkasına alarak ABD ve Batı’da Türkiye karşıtı tüm lobi faaliyetlerinin merkezi konumuna getirildiği anlaşılıyor. Bu durum FETÖ’nün Amerika’da Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleri ile sıkı ilişkiler kurduğu gerek maddi yardımlar gerekse sosyal ilişkiler gerekse
FETÖ Türkiye’deki kadar derin olmasa da Amerika’nın neredeyse tüm stratejik kurumlarına sızmış görünüyor. Zira bu konuda CIA, Pentagon ve ABD siyaset mekanizmasının gölge gücü AİPACK lobileri ve en önemlisi de küresel sermayenin desteğini arkasına alarak ABD ve Batı’da Türkiye karşıtı tüm lobi faaliyetlerinin merkezi konumuna getirildiği anlaşılıyor. Bu durum FETÖ’nün Amerika’da Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleri ile sıkı ilişkiler kurduğu gerek maddi yardımlar gerekse sosyal ilişkiler gerekse şantaj yöntemleriyle milletvekili ve senatörlerin etki altına alındığı Kongre’de Türkiye karşıtı her kararda bu şer ittifakının oluş- turduğu merkezin etkileri açıkça görülebiliyor. Tabii ki Amerikan Kongresi’nde CIA- PENTAGON ve GLADYO işbirliğini ve Türkiye düşmanlarının faaliyetlerini de yabana atmamak lazım. ABD Kongresi’ni oluşturan Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Türkiye dostları neredeyse yok denecek hale geldi. Son olarak Türk düşmanı Pelosi’nin Temsilciler Meclisi Başkanlığı’na getirilmesi FETÖ’nün Türkiye aleyhindeki faaliyetlerine yeni bir ivme kazandırdı diyebiliriz. FETÖ’cülerin (GLADYO-B )Türkiye karşıtı lobi faaliyetleri dikkate alındığında... Öyle ki ABD ve NATO ve arasında yaşanan kirli ilişkilerin geçmişe göre katlanarak artması nedeniyle bu şer güçler arasındaki bağlar daha da sıkılaşmış durumda. Amerika istihbarat birimleri ve GLADYO-B (FETÖ)arasındaki örtülü ilişkiler Amerika’nın menfaatlerini Orta Asya, Uzak Doğu ve Ortadoğu’da en üst düzeyde korumak üzerine şekillenmeye devam ediyor. Amerikalı tarihçi ve gazeteci-yazar William Engdahl, “Tanrıların Gazabı/Kaybolan Hegemonya” kitabında bu ikilinin neden kopmayacağını şöyle anlatmış: “… CIA tarafından desteklenen Gülen, Türkiye’deki tüm okullar ve ‘medreseler’ aracılığıyla ahtapot kollarını açarak Orta Asya’ya yayıldı. CIA ve NATO, Afganistan üzerinden Orta Asya’da yeni eroin laboratuarı kurmakla ve transit güzergahlar yaratmakla meşguldü. Her yerde okulları olan böylesine ‘dini’ bir hareket, eroin ticareti için mükemmel bir örtü görevi yapacaktı. FETÖ, NATO’nun gizli orduları olarak bulunduğu konumundan mütevellit CIA, PENTAGON ve küresel sermaye gruplarının da desteğini alarak Avrupa’da müze açıyor. Konferanslar düzenliyor. Avrupa Parlamentosu’nda konuşmalar yapıyor. Bütün bu göstergeler FETÖ’nün NATO GLADYOSU olma konumunu örgüt lehine ciddi anlamda kullandığına işaret ediyor. ABD ve NATO’nun başını çektiği bazı Avrupa ülkeleri, Cemaat ve dini kılıflı bu terör örgütüne kol kanat gererek arkadaki azmettirici gücün güçlü desteğini ortaya koyarlarken örgütün yurt dışında neden bitirilemediğinin nedenlerini açıkça ortaya koyuyorlar sanırım.”
Dünya ülkeleri, Çin’de başlayan koronavirüs salgınının mutasyona uğramasıyla oluşan yeni tip koronavirüs(Kovid-19) salgınının küresel bir boyutlara ulaşarak 11 bin can alması üzerine olağanüstü tedbirler uygulamaya başlamışlardı. Aslında Türkiye aylar öncesinden aldığı bazı önleyici tedbirlerle Kovid 19 virüsünün Türkiye’ye girmesini geciktirmişti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca virüsün yayılması ve can kaybı ile ilgili olarak kamuoyunu anında bilgilendirmesi ve aldığı tedbirlerle dünyada ve ülkemizde en takdir edilen kişi olmuştu. Şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sağlık Bakanı Koca’ya verdiği destek başarının anahtarı olmuştu. Bu nedenle bazı köşe yazarlarının bazı küresel güç ve Batılı devletlerin sağlık alanında maske dahi bulamadıkları bir ortamda Türkiye’yi ve Erdoğan’ı eleştirmeleri şüphesiz en azından haksızlıktır. Çünkü bu eleştirilerden cesaret alan Küresel Sermaye’nin ajanları FETÖ’cülerin, Amerika ve Almanya’da firari üst düzey yöneticileri sosyal medya üzerinden yaratmaya çalıştıkları KAOS ortamında gerçeklerle ilgisi olmayan asparagas haber ve yorumlarla kamuoyunu kışkırtmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan ise Dünya derin devletinin(Küresel Sermaye) piyonları AİPACK medyası ülkemiz ile hiçbir ilgisi bulunmayan haberlerde Türkiye’den fotoğraflar kullanmaları açık algı operasyonlarına işaret ediyor.
İçişleri Bakanı Soylu’da koronavirüs ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarda; ABD ve Almanya üzerinden bir manipülasyon ağının devreye sokulduğunu, FETÖ’cü kişilerinde bu manipülasyonda başat görevler üstlendiğini belirtti. Soylu vatandaşlara seslendiği konuşmasında ’’alet olmayın, paylaşmayın’’ dedi.
Medya üzerinden Cumhur İttifakı’na yapılan algı operasyonları yalnızca dış mahfillerden gelmiyor şüphesiz. Halk TV , MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin koronavirüs hakkında yaptığı açıklamanın önünü ve arkasını keserek ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin hastalık geçirdiği günlere ait bir fotoğrafla “Bahçeli: Koronavirüs musibetini duanın gücüyle yeneceğiz” başlığıyla veriyor. Oysa MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin cümlesinin tamamı şu şekildedir: “Korona musibetini aklın, bilimin ve duanın gücüyle yeneceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır."
#FETÖ
#CIA
#Pentagon
