Binali Bey’e parmak sallayan had bilmezler?

04:003/02/2021, Çarşamba
G: 3/02/2021, Çarşamba
Bülent Orakoğlu

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan 23 Ocak 2021 tarihli köşe yazısında eski Başbakanlardan Binali Yıldırım’ı gündemine alarak Binali Yıldırım’ın AK Parti’nin bir il kongresinde yaptığı konuşmaya yer veriyor;“İktidarımızın ilk yıllarında darbe ve vesayet heveslileri meydanlardaydı. Daha sonra 2007’de Türkiye’nin en büyük partisine 363 milletvekili ile cumhurbaşkanını seçtirmediler.”Açıklamasının buraya kadar söylediklerinin doğru olduğunu söyleyip, “Peki yanlış nerede diye soruyor?” Binali Bey’in

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan 23 Ocak 2021 tarihli köşe yazısında eski Başbakanlardan Binali Yıldırım’ı gündemine alarak Binali Yıldırım’ın AK Parti’nin bir il kongresinde yaptığı konuşmaya yer veriyor;
“İktidarımızın ilk yıllarında darbe ve vesayet heveslileri meydanlardaydı. Daha sonra 2007’de Türkiye’nin en büyük partisine 363 milletvekili ile cumhurbaşkanını seçtirmediler.”
Açıklamasının buraya kadar söylediklerinin doğru olduğunu söyleyip, “Peki yanlış nerede diye soruyor?” Binali Bey’in “Yalan mıydı Ergenekon? Yalan mıydı Balyoz?” konuşmasına ise verilecek tek bir cevap var, “Evet Yalandı’’ diye cevap veriyor. Köşe yazısının devamını ise
“Binali Yıldırım’ın, AK Parti’ye karşı sistemin yaptığı haksızlıkları, dirençleri, zorlamaları dile getirmesine kimse bir şey diyemez. Ama bunu yaparken FETÖ uydurması olan Ergenekon’a ve Balyoz’a sahip çıkıyor gibi görünmemesi gerekir. Binali Yıldırım’ın asıl kastının bu olmadığını ve bu konuda bir düzeltme yapacağını düşünüyorum” diyerek bu konuyu sonlandırıyor.
Ahmet Hakan bu kez 24 Ocak 2021 tarihli köşe yazısında Binali Bey’le uzun bir konuşma yaptıklarını Binali Bey’in Balyoz ve Ergenekon’da FETÖ’nün rolüne değinerek “FETÖ, vesayetçi odakların çabalarını, kendine alan açmak maksadıyla kullanmıştır.
Ergenekon davasındaki konuları abartmış ve sulandırmıştır. Hakikati yalan haline getirmiştir. Bu abartma ve sulandırma sonucu da davalarda çeşitli mağduriyetlere yol açmıştır. Hak edilmeyen acılar yaşandı.
Onların hissiyatlarını tabii ki anlıyoruz. Benim sözlerim, onlara yapılan haksızlığı yok sayma anlamına gelmez. Mağduriyet yaşayanların tabii ki yanındayım” dediğini yazmıştır. Yani daha önce söylediklerini herkesin anlayabileceği bir dille tekrar etmiştir.

Sözcü Gazetesi’nin yazarı Aytunç Ergin ise “Binali Bey FETÖ’den özür dileyecek mi”, “Binali Bey neden FETÖ kumpaslarına sahip çıkıyor” başlıklı köşe yazılarını 21-25 Ocak tarihleri arasında kaleme almıştır. Son yazısında muhtelif tarihlerde Binali Yıldırım’ın konuşma başlıklarını sıralayarak, Başbakan Yıldırım’ın en başından beri Ergenekon’un var olduğunu savunarak FETÖ kumpasına sahip çıktığını iddia etmiştir. İlk yazısında ise ‘Ergenekon Terör Örgütü’nün olmadığı konusunda mahkeme kararını yayınlamıştır. Ayrıca yazdıklarının doğru olduğunu ispat için Cumhurbaşkanlığı internet sitesine girilmesini, 15 Temmuz’a giden yolun 2005’te nasıl başladığını Tayyip Erdoğan’ın tespitleriyle okunmasını tavsiye etmiştir. Bu da kesmediyse İçişleri Bakanlığı’nın hazırlattığı FETÖ kitabına bakın, Ergenekon’dan 15 Temmuz’a giden yolu anlayın nasihatinde bulunmuştur. Her iki yazar da farklı kaynaklardan elde ettikleri bilgileri tamamen doğru kabul ederek eski Başbakan Binali Yıldırım’a hadlerini aşan bir üslupla parmak sallamışlardır.

Öncelikle hem Ahmet Hakan’a hem de Aytunç Ergin’e hitap ediyorum, sizin hitap ettiğiniz kişi çok yakın bir tarihte bu ülkenin Başbakanı’ydı. Herhalde devletin istihbarat birimleri sizin yazdıklarınızın çok ötesinde bazı bilgileri bu konuda Sayın Binali Bey’e iletmişlerdir. Önemli olan sizin istihbarat alanındaki bilgilerinizin tüm yazarların olduğu gibi sosyal medya platformları veya devlet içindeki bazı haber kaynaklarınızdır. Burası tamam da Binali bey konusu medyanın gündeminde değilken Aytunç Erkin ve Ahmet Hakan’ın arka arkaya bu konuda ikişer yazı yazmaları diğer yazarların ve televizyonların hemen hemen hiç birinin bu konu ile ilgilenmemeleri bana çok manidar geldi. Hele Aytunç Erkin’in köşe yazılarını yazdığı Sözcü gazetesinin yedi yazarı hakkında Gülen yapılanması kastedilerek “silahlı terör örgütünü yönetmek”, “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” ve “silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçlamalarıyla çeşitli hapis cezaları verilmesi ilginçtir. Özellikle hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunan gazetenin sahibi Burak Akbay’ın günümüze kadar yargıya teslim olmaması da herhalde masum olduğuna işaret etmez. Sözcü gazetesinin avukatlarından Celal Ülgen, Burak Akbay “Kaçak değil ihmal yok ama yalan var. Burak Akbay üzerinden soru işareti yaratıp aslında gazeteyi imha etmek istiyorlar. Burak Akbay gazeteci ve gazete patronudur” açıklamasında bulunuyor. Burak Akbay masum ise en kısa sürede Türkiye’deki yargı veya güvenlik makamlarına teslim olması gerekir. Aksi halde bu sözler kamuoyunda klasik savunma sınırları içinde değerlendirilir.

BAŞKAN ERDOĞAN YARGITAY’IN KARARI ÜZERİNE NE DEMİŞTİ ?
Yargıtay’ın Ergenekon davasına ilişkin kararını değerlendiren Erdoğan, “Bu yargıyla alakalı bir konu. Konuların sulandırılması doğru olmaz. Ama mesela ben bu konuda Sayın Başbuğ konusundaki itirazımda, yargılanacaksa Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini daha o zaman söylemiştim.
Bu Ergenekon’da da Balyoz’da da, kimileri haklı olarak yargılandıysa da elbette haksızlığa uğrayanlar da oldu” diye konuştu. “Ergenekon veya Balyoz gibi örgütler yoktur denemez mi demek istiyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, “Adı tam öyle midir değil midir ayrı konu. Ama. Ergenekon, Balyoz hiç yoktu fikrine katılmıyorum. Zaten ortada bir şeyler de olduğu için yaşandı tüm bu sıkıntılar. Önemli olan, hakkın er ya da geç tecelli etmesidir. Zulmetmiş olanlar varsa, onlar da layıkları ne ise onu bulmalı” diye konuşmuştu.
Gazeteci yazar Aytunç Erkin veya Ahmet Hakan herhalde bu açıklamalardan bihaber değiller. Ancak yönlendirilmedilerse(!) bir olayı araştırırken yazılarına uygun doneleri değerlendiriyorlar. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan Ergenekon ve Balyoz konusundaki
HİÇ YOKTU
fikrine katılmıyor. Neden acaba?
#Binali Yıldırım