Türkiye, Kuzey Suriye’ye yapacağı yeni askeri harekat ile 2019 yılında Amerika ve Rusya’nın ayrı ayrı yaptıkları mutabakata uymayarak PKK/PYD terör örgütünü Suriye sınırında kendi kontrolleri altındaki bölgelerden 30 kilometre derinliğe çekmemeleri nedeni ile meşru müdafaa hakkını kullanacak.
Zira bu süreçte PKK/YPG terör örgütü ABD’nin açık, Rusya’nın örtülü destekleriyle Suriye topraklarının yaklaşık üçte birini işgal etmişti. YPG/PKK terör örgütü Suriye’nin kuzeyindeki Azez, Mare, Bab, Cerablus, Afrin, Tel Abyad ve Rasulayn ilçelerini sık sık ağır silahlarla özellikle sivilleri hedef alıyor. Teröristler eylemlerinde ABD ve Rus yapımı roketatar ve havan toplarının yanında TOW füzesi, Çok Namlulu Roket Atar (ÇNRA), Katyuşa ve Grad Füzesi gibi gelişmiş ağır silahlar kullanıyor. Örgütün sivilleri hedef alan terör saldırılarında Türkiye sınırına 18 kilometre uzaklıktaki Halep’in Tel Rıfat ilçesi, sınıra 30 kilometre uzaklıktaki Halep’in Münbiç bölgesi ile sınırdaki Aynularab (Kobani) ilçesi öne çıkıyor. Nitekim örgüt, bu bölgeleri terör saldırılarında üs olarak kullanıyor. YPG/PKK’lı teröristler, mutabakatlara göre çekilmesi gerek bölgelerden, Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı bölgelerinde emniyeti sağlayan Türk güvenlik güçlerini hedef alıyor ve muhalif savaşçıların mevzilerine sızma girişimlerinde bulunuyor.
Türkiye, başta ABD olmak üzere NATO üyelerinin çoğunun ikiyüzlülüğüne rağmen terörle mücadelede, meşru, hukuki ve ahlaki duruşunu bozmuyor. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği gündeme geldiğinde aynı tutarlı tavrını korudu. Diğer NATO ülkelerinin de terör örgütü PKK ve FETÖ’ye destek vermemesi konusunda uyarılarda bulundu. Ancak müttefik gibi görünen ABD, Almanya başta, NATO ülkelerinin büyük bir kısmı gerçekte terör örgütleri ile ittifak halindeler. ABD’nin terör örgütü YPG/PKK’yı açıktan desteklemesi, terör örgütüne yeni nesil ağır silahlar ve lojistik ve eğitim desteği vermesi Türkiye’ye S-400 alımı nedeniyle yaptırım uygulaması nasıl ‘müttefik’ sorusunu sormamıza neden oluyor?
Türkiye 2016 yılından bu yana 911 kilometreyi aşan Suriye sınırı boyunca uzanan 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturmaya çalışıyor. Bu amaçla 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı, 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı, 9 Ekim 2019’da Barış Pınarı, 27 Şubat 2020’de Bahar Kalkanı Harekâtı yapıldı. Bu askeri harekatlarla Türkiye ulusal güvenliğini tehdit eden terör koridorlarını parçalamıştı. Türkiye’yi terör örgütleriyle kuşatma planı yapan NATO müttefikimiz ABD’den başkası değildi. Türkiye, 9 Ekim 2019’da Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekatı esnasında ABD ve Rusya ile ayrı ayrı mutabakatlar yaptı. BPH’nin 8’inci gününde dönemin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Türkiye ziyaretinde, Amerikan tarafı, örgütün sınırdan 20 mil (yaklaşık 32 kilometre) güneye çekileceği sözünü verdi ancak Washington yönetimi bu taahhüdünü yerine getirmedi.
Rusya da Ekim 2019’da Türkiye ile BPH sırasında vardığı mutabakatla terör örgütünü Tel Rıfat ve Münbiç’ten tüm unsurlarıyla çıkarmayı taahhüt etti. Moskova yönetimi ayrıca, M4 yolu üzerinde ve BPH sahası dışında kalan alanda teröristlerin sınırdan itibaren 30 kilometre dışarı çıkartılacağı teminatını verse de bu sözlerini yerine getirmedi. Halihazırda terör örgütü YPG/PKK, söz konusu mutabakatlara rağmen belirlenen sınırlardan ve bölgelerden çekilmeyerek işgalini sürdürüyor. Üstelik terör örgütü Türkiye’nin Suriye sınırında güvenli bölge stratejisi ile oluşturduğu 155 kilometrelik Suriye sınırında sığınmacıların yerleştirildiği bölgeleri hedef alması tamamen Pentagon’un işi gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenli bölge stratejisi ile 500 bin sığınmacının güvenli bölgede oluşturulan konutlara yerleştirilmesi 1 milyon sığınmacı ile ilgili çalışmaların yapılması ABD’yi aşırı rahatsız ediyor. Zira AB ve Türkiye’yi sığınmacı tehdidi ile kontrol altına almak ve kaos ve istikrarsızlık yaratma peşinde olan ABD’nin terör koridorlarını Türkiye nasıl engellemişse sığınmacılar üzerinden yapılan provokasyonlara da Türkiye izin vermeyecek inşallah.
Aslında bu soruda Türkiye’nin muhtemel bir harekatında, Rusya’nın sorumluluğunda görünen bu sınır koridorlarındaki sahanın ne kadarının TSK’nın kontrolüne geçeceği önemlidir. Önce ABD’nin Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı 5’inci harekat ile MGK kararını beklemeden Suriye’nin kuzeyine yapacağı harekata karşı çıkması PYD terör örgütünü koruyamama endişesini ortaya koyarken açık bir şekilde teröre destek anlamını da taşır. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price yeni bir harekatın “Bölgede istikrarı daha da baltalayacağı İŞİD’e karşı mücadelede ABD askerlerini riske atacağı” yönünde komik bir itiraz yaptı. İŞİD mi? Hani ABD’nin Ortadoğu’da her kapıyı açan maymuncuğundan mı bahsediyor. Geçiniz!!!. Bizim askerimiz polisimiz sivil vatandaşlarımız sizin YPG teröristlerinize verdiğiniz silahlarla şehit olsun ama size bir şey olmasın öyle mi? Topunuzun canı cehenneme!!!
Rusya’nın Ukrayna savaş nedeni ile bu kez hasım olduğu ABD ile anlaşması düşünülemez. Nitekim Putin’in tüm kritik kararlarında etkin rol oynayan ve ülkenin Milli Güvenlik Kurulu görüşmelerinin değişmez ismi Yevgeniy Prigojin’in Türkiye’nin Irak ve Suriye’de yürüttüğü operasyonlarda haklı olduğunu beyan etmesi Rusya’nın Dışişleri Bakanı Lavrov’un Kuzey Suriye’ye yapılacak operasyona yeşil ışık yapan açıklamaları bu kez ABD’nin Türkiye karşısında yalnız olduğunu gösteriyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Operasyonla ilgili ABD ile bir temasımız, diplomasi trafiğiniz var mı? Varsa bu süreç nasıl ilerliyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bu konularla ilgili her şeyden önce herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika’nın da üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika eğer üzerine düşen görevi terörle mücadelede yerine getirmiyorsa biz ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Bir yerlerden izin alarak terörle mücadele yapılmaz.”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.