6 Ocak tarihi ABD için kara bir gün olarak tarihe geçti. ABD’deki Kongre baskını açık bir darbe girişimiydi ve PENTAGON’un önemli bir kısmı işin içindeydi. Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde darbe planlayıp uygulayan ABD’nin kendisi bu kez bir darbe tehdidi ile karşı karşıyaydı. Biden ABD Başkanı seçildikten sonra dünyanın yeni bir soğuk savaş sürecine gireceğine işaret eden açıklamalar yapmıştı. Biden 740 milyar dolarlık savunma bütçesinde, ABD Özel Kuvvetleri’nin, ABD’nin ortaklarına Gayrinizami Harp (GNP) için destek yetkisinin arttırılacağını özellikle belirtmişti. Bu gelişmeyle birlikte 2018 yılındaki Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin eki olarak gayrinizami harp belgesinin özetinin yayınlanması Gladyo döneminin güçlendirilmiş olarak faaliyete geçirildiğini net bir şekilde ilan ediyordu. ABD Başkanı Biden ülkesinin hegemonik gücünü tekrar kazanması için Ortadoğu, Uzakdoğu, Kafkaslar başta olmak üzere dünyayı resmen kan gölüne çevireceklerini örtülü olarak açıklıyordu. Hedefinde görünür olarak Rusya, İran ve Çin varsa da daha sonra yaşanan gelişmeler öncelikle örtülü olarak Türkiye başta olmak üzere Almanya ve Fransa’yı hedef alıyordu. Çünkü bu üç ülkede de emekli ve muvazzaf askerler Türk ve Avrupa Gladyo’larının kışkırtmalarıyla iktidarlara muhtıra vermişlerdi. Bu durum Biden’in Gladyo şebekelerini bu ülkelerde uyandırılarak Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerinin liderlerini hedef aldığının da işaretlerini taşıyor zannımca!
Bilindiği gibi 3 Nisan’da Deniz K.K’lığından emekli 104 asker AK Parti iktidarına Möntrö Boğazlar Sözleşmesi’ni bahane ederek Türkiye’de irticai faaliyetlerin arttığına yönelik hükümeti darbe ile tehdit etmeleriydi. Asıl amaçları ise Avrupa Lahey Adalet Divanı’nın bütün Avrupa’da uyguladığı türban yasağının Türkiye’de geri getirilerek uygulanmasıydı. Bilindiği gibi Türkiye bu konuda ABD tarafından pilot bölge olarak seçilmişti. Türkiye’de türban ve irticai tehdit uygulamasını geri getirdikten sonra Avrupa ve tüm dünya Müslümanları da aynı cendere içine alınarak dünyada yeni bir 28 Şubat yaratılacaktı. Ancak AK Parti iktidarı 2013 yılında 28 Şubat Süreci’ni Türkiye’de sona erdiren “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’te bir değişiklik yaparak başta polis teşkilatı olmak üzere kamu personeli kadınlara yönelik başörtüsü yasağına son vermişti. Yine 2013’te AK Parti’li dört kadın milletvekili Meclis Genel Kurulu’na başörtüsüyle katılarak 28 Şubat sürecinin Türkiye’de sona erdiğini tüm dünyaya göstermiş oldu. Üstelik 2014’te yapılan bir düzenlemeyle ortaokul ve liselerde başörtüsü yasağı kaldırıldı. 2017’de ise Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği’nde yapılan bir düzenlemeyle kadın subay ve astsubayların başörtüsü takmasının önü açıldı. Başkan Erdoğan’ın Türkiye’yi yeni bir 28 Şubat sürecine sokmak isteyen Haçlı ve Siyonistlerin bu oyununu da bozması şüphesiz Türkiye’nin gücünü dünyaya gösteren önemli bir gelişme olmuştur.
Fransa, aralarında emekli generallerin de bulunduğu binlerce askerin imzaladığı ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a ülkede iç savaş uyarısının yapıldığı E-Muhtıra’yı tartışırken, Almanya’da da binlerce emekli askerin Telegram adlı mobil mesajlaşma uygulaması üzerinden bir araya gelerek, Berlin’de ayaklanma ve darbe planladıkları ortaya çıktı. Aslında Almanya’daki askerlerin de darbeci bir zihniyete sahip oldukları, 2017 ve 2018 tarihlerinde Almanya’nın kıl payı darbelerden kurtulduğu ortaya çıktı. Geçen sene bir yedek subayın bilgisayarında Almanya’nın önde gelen bakan ve siyasetçilerinin isim, telefon ve özel adreslerinin bulunduğu, suikast hedefli bir liste ele geçirilmişti. Darbeci askerlerin büyük bir saldırı düzenleyerek, saldırıyı mülteciler yapmış gibi göstermeyi planladığı ortaya çıkmıştı. 2018 yılında ise ise, “Hannibal’ın Gölge Ordusu” adı verilen gruba karşı yürütülen gizli operasyonda, tamamı askerlerden oluşan ve aralarında bir albayın da bulunduğu oluşumun, “X Günü” adını verdikleri bilinmeyen bir tarihte, Almanya’daki siyasetçilere yönelik suikastlar yaparak, iç savaş çıkartmayı, ardından da darbe planladığı belirlenmiş, çok sayıda asker ordudan uzaklaştırılmıştı.
Günümüzde ise önce Berlin’de yayınlanan Der Tagesspiegel gazetesinde çıkan ve ardından güvenlik birimlerince de doğrulanan habere göre, “Emekli ve Eski Askerler Grubu” adı altında bir araya gelen yaklaşık 13 bin emekli ve eski asker, koronavirüs salgını kapsamında Merkel hükümeti tarafından alınan karantina kurallarını eleştiren veya salgının varlığını inkar eden hareketin içine sızmayı ve Berlin’de düzenlenen gösteri ve mitinglerde olay çıkartıp, devlet kurumlarına yönelik saldırılar düzenlenme planları konusunda iletişim içerisindeydiler. Almanya’daki grubu kuran, ismi gizli emekli askerin diğer grup üyelerine “Asker olarak vazife yemini ederken, Alman halkını koruyacağımıza ant içtik. Halkımızın şimdi bize ihtiyacı var. Bu hükümeti devirmemiz gerekiyor. Berlin’i kuşatın” şeklinde bir mesaj gönderdiği, bir diğer grup yöneticisinin ise “Savaşa gitmiyoruz. Savaşın tam ortasındayız” şeklinde fikir belirttiği saptandı. Bu grup da Alman İstihbaratı tarafından etkisiz hale getirildi. İşin ilginç yanı Alman istihbaratı ile Almanya’daki Gladyo yapısının iç içe girmiş iki yapı olması!!!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.