PKK’nın Irak Duhok’ta sivilleri hedef alan manipülatif terör saldırısı zamanlama açısından manidar bir sürece mi işaret ediyor?

04:0025/07/2022, Pazartesi
G: 25/07/2022, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

PKK terör örgütünün Irak’ın Duhok vilayetinin Zaho ilçesinde sivilleri hedef alan manipülatif terör saldırısı zamanlama açısından manidar ve kritik bir sürece işaret ederken aynı zamanda azmettirici hegemonik ülke olan Amerika’yı da deşifre ediyor. PKK terör örgütünün kadın çoluk çocuk demeden sivilleri hatta kundaktaki bebekleri bile katlettiği bu nedenle Güneydoğu illerimizde de ‘bebek katili’ olarak nefretle anıldığı millet olarak bildiğimiz gerçeklere işaret ediyor. ABD’nin PKK ve FETÖ terör

PKK terör örgütünün Irak’ın Duhok vilayetinin Zaho ilçesinde sivilleri hedef alan manipülatif terör saldırısı zamanlama açısından manidar ve kritik bir sürece işaret ederken aynı zamanda azmettirici hegemonik ülke olan Amerika’yı da deşifre ediyor. PKK terör örgütünün kadın çoluk çocuk demeden sivilleri hatta kundaktaki bebekleri bile katlettiği bu nedenle Güneydoğu illerimizde de ‘bebek katili’ olarak nefretle anıldığı millet olarak bildiğimiz gerçeklere işaret ediyor. ABD’nin PKK ve FETÖ terör örgütlerini NATO belgesinde terörist olarak tanıması ve kabul etmesi Türkiye’nin diplomatik bir zaferidir. Zira ABD’nin bu tarihten sonra uluslararası NATO belgesinde terör örgütü olarak tanıdığı PKK/YPG’ye açıktan destek vermesi düşünülemez. Bu nedenle Pentagon’un Duhok Zaho ilçesinde sivilleri hedef alan terör eylemini kontrolü altında bulunan PKK/YPG teröristlerine yaptırarak suçu TSK’nın üzerine atıp bu konuda ciddi bir piar çalışması yaptığı anlaşılıyor. Zira aynı anda ABD ve PKK’nın kontrolündeki siteler, Avrupa başkentleri, Rusya, İran konu Türkiye olunca bir araya gelebiliyorlar. ABD sanki Türkiye’ye karşı bir cephe yaratmak istiyor. Siviller katlediliyor yalanı bizzat ABD’nin propaganda yöntemleriyle Türkiye aleyhine uluslararası bir iftira kampanyasına dönüştürülmek isteniyor. Amerika’nın NATO liderler zirvesi öncesinde Türkiye’nin kuzey Suriye’ye askeri harekat yapmasına karşı çıkarak ortaya attığı argümanın, “Kuzey Suriye’ye askeri bir saldırının bölgeyi istikrarsızlaştıracağını, teröristlere fayda sağlayacağı” iddiasının, İran ve Rusya tarafından da Tahran Zirvesi öncesi dillendirilmesi de Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye askeri harekat yapmasına karşı olduklarını mı gösteriyor? İşin ilginç yanı ABD Başkanı Biden’in 16 Temmuz’da 9 Arap ülkesi liderleri ile Cidde’de yaptığı toplantıda Çin Rusya ve İran’ı açıktan hedef alarak “dünyada ve Ortadoğu’da düzeni baltalamaya yönelik çabalara şahit oluyoruz” iddiası olmuştu. Biden, ABD’nin bölgede aktif bir ortak olmaya devam edeceğini ve bölgedeki müttefiklerine terörle mücadelede destek olacağını ifade ederek “Asla çekip gitmeyeceğiz ve bölgede Çin, Rusya veya İran tarafından doldurulacak bir boşluk bırakmayacağız” açıklamalarıyla bölgede tek müttefiki olan PKK/YPG destek vereceklerini örtülü olarak açıklarken her ne kadar Türkiye’den bahsetmemişse de yine örtülü olarak Türkiye’ye sopa göstermişti. Bu terör eylemi, ABD’nin Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yapacağı muhtemel askeri harekattan çok Kuzey Irak ve Fırat’ın doğusuna yapması muhtemel operasyonu engellemeye yönelik karşı bir strateji oluşturarak PKK’nın Duhok eyaleti, Zaho ilçesinde sivillerin ölümüne neden olan roketatarlı saldırının azmettiricisi olduğuna açıkça işaret etmektedir.

PENTAGON TAHRAN ZİRVESİ’NDE “ABD’NİN SURİYE’DEN ÖZELLİKLE FIRAT’IN DOĞUSUNDAN
ÇEKİLMESİ YÖNÜNDE“ KARAR ALINACAĞINI NEREDEN BİLİYORDU?
Zira ABD Başkanı Biden, 16 Temmuz Cidde toplantısında ABD’nin Ortadoğu’dan asla çekip gitmeyeceklerini meydanı ABD düşmanlarına bırakmayacağına yönelik açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamadan 3-4 gün sonra 19 Temmuz’da Tahran’daki üçlü zirveden ABD’nin Suriye’den, özellikle de Fırat’ın doğusundan çekilmesi yönünde mutabakat çıkması üzerine Türkiye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan zirve dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada “Amerika şu anda bir defa Fırat’ın doğusunu terk etmek durumunda. Astana sürecinden çıkan tespit bu” dedi.
Aslında ABD Astana Zirvesi’nden 3 gün önce Astana veya Tahran Zirvesi’nde ABD’nin aleyhinde alınan Suriye kararını istihbarat sayesinde öğrenmiş ve ABD’nin Suriye’den çıkmayacağı cevabını vermişti
RUSYA VE İRAN “ABD, SURİYE VE ÖZELLİKLE FIRAT’IN DOĞUSUNDAN
ÇIKMALI“ MUTABAKATINDA KARARLI BİR DURUŞ SERGİLEYEBİLECEKLER Mİ?

ABD’nin bölgede terörü desteklediği ve dolayısıyla Fırat’ın doğusunu terk etmesi gerektiği yönündeki bu çağrı son derece önemlidir. ABD’nin Ortadoğu’dan tümden kovulması sürecinin başladığına işarettir. Türkiye-İran-Rusya’nın ortak çağrısının devamı gelirse ABD’nin bölgede daha fazla barınma imkânı kalmaz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunduğunu iddia eden devletlerin öncelikle ABD’ye karşı tavır alması gerekir. Türkiye’nin ABD’ye karşı aldığı tavırdan kimse şüphe edemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimlerine girerken ABD’ye bölgeden defol diyebilecek bir iradeyi, kararlılığı, cesareti gösterebilmektedir.

Rusya ve İran’ın da samimi olduğunu göstermesi için Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonlarını desteklemesi kaçınılmazdır. Bir yandan Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunup diğer yandan ABD himayesinde ayrı devlet kurma çalışmaları yürüten PKK/YPG terörüne yönelik operasyona karşı çıkmak başlı başına tutarsızlık olur ki, Rusya ve İran’ın bu hataya düşüp düşmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

#PKK
#Irak
#Duhok