Pentagon, Türkiye’nin, Suriye’de “ABD askerlerinin konuşlu olduğu bölgede” PKK/YPG terör örgütünü hedef aldığını belirterek “Türkiye doğrudan ABD askerlerini tehdit etti’ iddiasında bulundu. ABD basınında, Türk savaş uçaklarının geçtiğimiz salı günü Haseke’nin kuzeyinde vurduğu terör örgütü PKK/YPG hedefinin, ABD askerlerinin konuşlu olduğu karargaha yakın bir yer olduğu iddia edilmişti. (Yaklaşık 300 metre) Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder ise yazılı bir açıklama yaparak Türkiye’nin hedef aldığı PKK/YPG terör örgütü unsurlarını “yerel ortak” olarak tanımladı. Ryder, açıklamasında sağır sultanın bile duyduğu ABD eski Başkanı Trump’un “İŞİD’i (DEAŞ) Obama kurdu” söylemlerini dahi göz ardı edip DEAŞ tiyatrosunu tekrar tekrar dillendirerek Amerikan çıkarları söz konusu olduğunda her yalanın mübah olduğu anlayışı ile savunması şüphesiz dinazorlaşmış bir terör devletine işaret olarak görülmeli. Ryder’e göre Savunma Bakanlığı, Suriye’nin kuzeyinde, Irak’ta ve Türkiye’de tırmanan gerilimden derin endişe duyuyormuş. Bu tırmanış, DEAŞ Karşıtı Küresel Koalisyon’un DEAŞ’ı zayıflatmak ve yenilgiye uğratmak için yıllardır sürdürdüğü ilerlemeyi tehdit ediyormuş. Suriye’deki son hava saldırıları, Suriye’de DEAŞ’ı yenmek ve on binden fazla DEAŞ tutuklusunun gözetimini sağlamak üzere yerel ortaklarla çalışan ABD personelinin güvenliğini doğrudan tehdit ediyormuş. ABD Savunma Bakanlığı açıklamasında skandal ve bir o kadar da trajikomik ibarelere yer verilmiş. Ryder’in açıklamadan çok hegemonik gücü her geçen gün yerle bir olan tutarsız, ipe sapa gelmez, yalancılıkta Pinokyo’yu bile sollayan güvenilmez bir devlet anlayışından bahsediyoruz. “Hem Türkiye’de hem de Suriye’de meydana gelen sivil can kaybını kınıyor ve taziyelerimizi sunuyoruz” sözleriyle şerefsiz çocuk katili bir terör örgütünü Türk Silahlı Kuvvetleri ile eş tutmak ancak ABD gibi bir terör devletine yakışan bir tutum sanırım. PKK/YPG’li teröristlerin Ayn el Arap ve Kamışlı’da Amerikan Özel Kuvvetleri’ne mensup savaş eğitmenleri tarafından eğitilip sivillerin kalabalık olduğu mahallerde bombaların patlatılmasını da organize eden Amerika’nın ta kendisi. Türkiye’deki iktidarı devirmek için sivil hedefleri özellikle seçip meskun mahal saldırılarının mucitleri de ABD’li savaş eğitmenleri olduğunu dünyanın bütün istihbarat örgütleri biliyor. Ryder’in “Sivillerin kasten hedef alındığı haberlerinden de endişe duyuyoruz” söylemi tam bir rezalet ve zillet örneği sanırım. Zira İstiklal Caddesi’nde patlatılan bomba olayını önce organize et, sonra da gerginliğin azaltılması için çağrıda bulunup, “Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını kabul ediyoruz” yalanı ile “Ateşkesi sürdürmek için Türkiye ve yerel ortaklarımızla görüşmeye devam edeceğiz” sözü de palavra zaten. Zira ateşkes devletler arasında yapılır. Terör örgütleri ile mücadele edilir. Tabii ki saygın devletler açısından!
Türkiye artık sözün bittiği yerde! Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin dünkü grup toplantısında “Ansızın gelebiliriz” demedi ama Münbiç, Tel Rifat ve Ayn el Arab’ın (Kobani) adlarını geçirerek bu bölgelere her an bir kara harekâtının yapılacağını açıkladı. Erdoğan’ın konuşmasında vurguladığı strateji ise şöyle: “Hatay’dan Hakkari’ye kadar güney sınırlarımızın tamamını ülkemiz topraklarına saldırı imkanı bırakmayacak şekilde bir güvenlik şeridiyle kapatmak.” Çünkü bu Türkiye için doğrudan bir beka meselesi. Onun için de bu bölgeler teröristlerden tamamen temizlenecek. Öyle ya da böyle... Bundan dönüş yok... Ha oradaki üç beş tane Amerikan askerini canlı kalkan olarak kullanmak gibi bir art niyet, bir hesap varsa o da artık bu kararı verenlerin sorunu ve sorumluluğunda! Yani top CENTROM ve PENTAGON’da!
Ancak bunu öne sürerken kendilerince aynı uyarıyı yapıyorlar; Amerika’nın “Suriye’deki durumu istikrarsızlaştıracak her türlü askeri eyleme karşı” olduğunu söylüyorlar. Öne sürdükleri sözde kaygı ise DEAŞ ile mücadelenin zarar görecek olması. Özellikle son üç yıla baktığımızda PKK/PYD’nin amacının DEAŞ ile mücadele değil, Türkiye’ye yönelik saldırılarda iş birliği olduğu görülür. Ne de olsa ABD’nin eli her iki terör örgütünün de içinde. O yüzden Türkiye artık mesajını ABD’nin anlayacağı şekilde veriyor.
Erdoğan’ın “Terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sınırlarımızın içinde ve dışında sürdürmekte kararlıyız. DEAŞ’la mücadele kisvesi altında bölücü örgütün Suriye uzantısını silaha boğanlar bize ders veremez. Kimse bizden teröristlere karşı müsamaha göstermemizi beklemesin. Kimsenin icazetini aramayız.” ifadesi bazı vatan haini teröristlerin “Türkiye ABD ve Rusya’dan onay almadan kara operasyonu yapamaz” diyen bu şer güçlere kapak ve ders olur inşallah!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.