Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazları ve telsizlerin onlarca kişinin ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına neden olarak infilak etmesi dünya gündemini meşgul ederken, gizemli patlamaların perde arkasına dair yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. Saldırıları gerçekleştirdiği düşünülen İsrail konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmasa da ABD ve İsrail basınına konuşan çok sayıda güvenlik ve istihbarat yetkilisi, patlamaların İsrail dış istihbarat servisi MOSSAD’ın planlamadan uygulamaya yıllar
Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazları ve telsizlerin onlarca kişinin ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına neden olarak infilak etmesi dünya gündemini meşgul ederken, gizemli patlamaların perde arkasına dair yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. Saldırıları gerçekleştirdiği düşünülen İsrail konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmasa da ABD ve İsrail basınına konuşan çok sayıda güvenlik ve istihbarat yetkilisi, patlamaların İsrail dış istihbarat servisi MOSSAD’ın planlamadan uygulamaya yıllar süren bir operasyonu olduğunu söylüyor. İsrail resmi olarak saldırıyı üstlenmese de bu alçak ve kalleş saldırı ile detaylar ve gerçekler bir bir açığa çıkıyor. ABD’li bir istihbarat yetkilisinin ABC News’e yaptığı açıklamalar gündeme bomba gibi düştü. Güvenlik nedeniyle ismi açıklanmayan yetkili, İsrail’in Hizbullah cihazlarını patlatma operasyonunu en az 15 yıldır planladığını söyledi. Gizli kaynak, böyle bir operasyonda ajanların kendilerini tedarik zincirine dahil edebilmeleri ve paravan şirketlerin kurulması için kurnaz ve uzunca bir süreç gerektirdiğinin altını çizdi. Yetkili, operasyona dahil olanlardan kişilerin, İsrail istihbaratına hizmet ettiklerinin farkında bile olmama ihtimalinin de altını çizdi. Lübnan’da 17 Eylül’de, Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana geldi. Patlamalarda ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 323 kişi yaralandı. 18 Eylül’de çok sayıda telsizin patlatılması sonucu da 25 kişi öldü, 608’den fazla kişi yaralandı. Lübnanlı yetkililer olaydan İsrail’i sorumlu tutarken İsrail’den konuyla ilgili henüz bir açıklama gelmedi.
Salı günü Lübnan ve Suriye’de aynı anda patlayan ve ikisi çocuk 4 binden fazla kişiyi yaralayan Hizbullah örgütünün kullandığı çağrı cihazlarını üreten şirketin izi Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulundu. Şirketin sahibi görünen kadının akademik ve uluslararası kurumlarda geçmişi olduğuna dair etkileyici bir profili olmasına rağmen, Reuters ve AP gibi uluslararası haber ajanslarının çağrılarına cevap vermemesi, adresinin sıradan bir apartmanda bulunması, web sitesinin kapalı olması ‘MOSSAD ajanı’ şüphesini doğurdu.
Lübnan’da patlatılan çağrı cihazlarının terör devleti İsrail tarafından kurulan 3 paravan şirkette MOSSAD ajanları tarafından üretildiği ortaya çıktı. Ajanlar çağrı cihazlarının pillerine patlayıcı PENT maddesi yerleştirmiş. Akşam’ın AP ve Reuters’ın da aralarında olduğu uluslararası ajanslar ile kalw.org, index.hr gibi Tayvan ve Macar medya sitelerinden edindiği bilgilere göre; Üst düzey Lübnanlı kaynaklar, cihazların içine ‘üretim aşamasında’ patlayıcı yerleştirildiğini söyledi.. Ajanlar çağrı cihazlarının pillerine patlayıcı PENT maddesi yerleştirmiş.Patlayıcı yerleştirilen cihazların sayısı 3 bin ve cihaza gönderilen bir mesajla patlayıcı sistem aktif hale getirildi. Reuters, buna ek olarak, bir güvenlik kaynağına dayalı olarak, çağrı cihazlarında üç grama kadar patlayıcı bulunduğunu duyurdu.
Patlayan çağrı cihazlarının üzerinde bulunan Gold Apollo markası Tayvanlı bir şirket. Şirket, dün yaptığı açıklamada, patlayan cihazlarda görülen AR-924 modelinin tasarım ve üretim haklarını Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan BAC Consulting KFT şirketine vermiş olduklarını, bu ürünleri bu şirketin ürettiğini açıkladı. Tayvan Ekonomi Bakanlığı da, ülkelerinden Lübnan’a doğrudan çağrı cihazı ihracatına ilişkin bir kayıt bulunmadığını bildirdi.
Gold Apollo şirketinin sahibi Hsu Ching-kuang, Macar şirkete lisans izni ve parça satış sürecini şöyle anlattı: “3 yıl önce yalnızca Teresa olarak tanıdığım Tayvanlı bir kadın ‘Macar BAC Consulting şirketinin temsilcisi’ olarak bana ulaştı. İki aylık görüşmeden sonra satış ve Gold Apollo markasını kullanma izni sözleşmesi yaptık. Sonra alışılmadık bir talepte bulundular ve kendi ürünlerini tasarlamak ve üzerlerine şirketinin markasını koymak istediler.
Onlara bizim çağrı cihazlarının estetik ve kolay kullanımlı olduğunu söyledim ve neden onları kullanmadıklarını sordum. Kendi mühendislerini yetiştirmek istediklerini söylediler. Başından sonuna kadar Lübnan’dan hiç bahsetmediler. Ancak ödemeleri tuhaftı. BAC’ın merkezi Budapeşte’de olmasına rağmen şirketin Orta Doğu’daki bir banka hesabından ödeme yapıldı. BAC’a, en son bu yılın başlarında çeşitli parçalar tedarik ettik.” Bu açıklama, haber ajanslarının Hizbullah yetkililerine dayandırdığı, “cihazların Şubat ayında satın alındığı” bilgisiyle örtüşüyor.
Bütün bunlar,MOSSAD’ın Hizbullah’ın Tayvanlı şirketten çağrı cihazı alma sürecinden haberdar olduğu, Budapeşte›de güçlü bir şirket ve yönetici geçmişi oluşturarak veya yetiştirilmiş/kullanışlı bir profili kullanarak Tayvanlı şirketle anlaştığı, çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirmek için özellikle ‹üretim izni› aldığı şüphesini doğurdu. İstihbarat servislerinin, farklı ülkelerde çocukluktan yetiştirme aileler veya özel profil geçmişleri oluşturulmuş kariyer sahibi görünümlü ajanlar kullandıkları biliniyor. Eski Sovyet KGB›sinin bu yöntemle yetiştirdiği kadın ajanlar, daha sonra aynı isimle filme de konu olan ‹Kızıl Serçe’ olarak anılıyordu.
Sky News Arabia’ya göre, MOSSAD Hizbullah’ın sipariş ettiği yeni şifreli çağrı cihazlarının pillerine, Hizbullah üyelerinin eline geçmeden önce Nitrogliserin bileşiği enjekte etti. Bu bileşik oda sıcaklığında beyaz kristal halinde bulunuyor. Ancak 210 derece sıcaklığa ulaştığında bomba etkisi yaratabilecek şekilde patlıyor. Amerikalı ismini vermek istemeyen bir yetkili, çağrı cihazlarına gizlenmiş patlayıcıların patlatıldığı saldırının ardından İsrail’in salı günü ABD’yi bilgilendirdiğini söyledi!
