Kılıçdaroğlu’nun 10 Ocak’ta Çalışan Gazeteciler gününde yaptığı konuşmada “2020 yılında bir ülkenin Sözde Cumhurbaşkanı, bir gazeteyi doğrudan hedef gösterip ’ben o gazeteyi okumuyorum, siz de satın alıp okumayın‘ diye çağrı yapıyorsa orada medya üzerindeki vesayeti, baskıyı siz düşünün. Sıradan bir kişi bunu söylemiyor, devleti yöneten en tepedeki koltukta oturan o zat söylüyor” ifadelerini kullanmıştı. Başkan Erdoğan’ın avukatları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği şikayet dilekçesinde Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulundular. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın CHP lideri Kılçdaroğlu hakkında hazırladığı fezlekede Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret eden Kılıçdaroğlu’nun 4 yıl hapsi ve bazı haklardan mahrum bırakılması istendi. TBMM’ye ulaşan fezlekede Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.
Kılıçdaroğlu’nun “Sözde cumhurbaşkanı” sözlerine, Salı günkü kabine toplantısı sonrasında açıklama yapan Erdoğan’ın yanıtı, “Sözde genel başkan” oldu: ”Bizzat kendisi bir kaset komplosu ile işbaşına gelen, partisi içinde taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelen sözde genel başkanın sancısının sebebi budur. Bunları derdi millet, milli iradedir. Bunlara oy vermeyen hakim sözde hakim, öğretmen sözde öğretmen, çiftçi sözde çiftçidir.”
Bu gelişmeler üzerine Kılıçdaroğlu, hakkındaki fezleke Meclis’e gelince Erdoğan’ın kendisini hapse atmak istediğine yönelik bir video çekti. Videoda özellikle Z Kuşağı’na hitap etmişti. Ancak Meclis’te Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması yönünde bir çalışma ve hazırlık yoktu. Kılıçdaroğlu yine tahripkar (yıkıcı) muhalefet anlayışına mı sarılmıştı. Yoksa bu yalanlarla kendisine yönelik piar çalışması mı yapıyordu veya hakikaten panik ve korku içinde mi hareket ediyordu? Zira Kılıçdaroğlu’nun Meclis’te bekleyen 39’a yakın dosyası olduğu iddia ediliyor. Bu dosyalarla ilgili Kılıçdaroğlu’nun bir korkusu var gibi görünüyor. Zira 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak için TBMM’de kurulan Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Selçuk Özdağ Halk TV’de yaptığı açıklamalarda “Kılıçdaroğlu’nun 39’a yakın fezlekesi var. Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olarak bile tutuklanabilir” demişti. Kılıçdaroğlu’nun haksız yere tutuklanmasına kimse prim vermez ancak haklı tutuklama sebepleri varsa Kılıçdaroğlu’nun da Meclis’teki prosedürler yerine getirilmek suretiyle dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanması da TBMM’nin takdirindedir. Ancak bazı yazarların kaos çıkar, ülke bölünür vs tezlerine katılmamız mümkün değildir. Sayın Bahçeli’nin açıklamaları Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “terör örgütü PKK” ile işbirliği ilişkisi içinde hareket ettiğine yönelik olduğuna göre Kılıçdaroğlu’na ait Meclis’te bekleyen 39 fezleke içinde FETÖ ilişkilerine yönelik fezlekeler de olması muhtemeldir. Hatta DHKP/C ile ilişkiler de olması beklenir. Bu durumda Kılıçdaroğlu’nun işi hayli zor.
Bu açıklamalar şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapılmıştır diye düşünüyorum. Siyaset mekanizmalarında FETÖ, PKK, DHKP/C, DEAŞ uzantılarının ortaya çıkarılması önemli. Şehit Savcı Selim Kiraz’a başsağlığı bile dileyemeyenler PKK ve FETÖ ve DHKP/C’ye yeşil ışık yakanlar hangi partilere sızmışlarsa deşifre edilerek yargı önüne çıkarılmalıdırlar. Zira bu operasyonlar ülke güvenliği ile direkt ilişkili olacak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.