Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığı kaldırılacak mı?

04:0014/07/2021, Çarşamba
G: 14/07/2021, Çarşamba
Bülent Orakoğlu

Kılıçdaroğlu’nun 10 Ocak’ta Çalışan Gazeteciler gününde yaptığı konuşmada “2020 yılında bir ülkenin Sözde Cumhurbaşkanı, bir gazeteyi doğrudan hedef gösterip ’ben o gazeteyi okumuyorum, siz de satın alıp okumayın‘ diye çağrı yapıyorsa orada medya üzerindeki vesayeti, baskıyı siz düşünün. Sıradan bir kişi bunu söylemiyor, devleti yöneten en tepedeki koltukta oturan o zat söylüyor” ifadelerini kullanmıştı. Başkan Erdoğan’ın avukatları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği şikayet dilekçesinde

Kılıçdaroğlu’nun 10 Ocak’ta Çalışan Gazeteciler gününde yaptığı konuşmada “2020 yılında bir ülkenin Sözde Cumhurbaşkanı, bir gazeteyi doğrudan hedef gösterip ’ben o gazeteyi okumuyorum, siz de satın alıp okumayın‘ diye çağrı yapıyorsa orada medya üzerindeki vesayeti, baskıyı siz düşünün. Sıradan bir kişi bunu söylemiyor, devleti yöneten en tepedeki koltukta oturan o zat söylüyor” ifadelerini kullanmıştı. Başkan Erdoğan’ın avukatları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği şikayet dilekçesinde Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulundular. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın CHP lideri Kılçdaroğlu hakkında hazırladığı fezlekede Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret eden Kılıçdaroğlu’nun 4 yıl hapsi ve bazı haklardan mahrum bırakılması istendi. TBMM’ye ulaşan fezlekede Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.

SÖZDE GENEL BAŞKAN

Kılıçdaroğlu’nun “Sözde cumhurbaşkanı” sözlerine, Salı günkü kabine toplantısı sonrasında açıklama yapan Erdoğan’ın yanıtı, “Sözde genel başkan” oldu: ”Bizzat kendisi bir kaset komplosu ile işbaşına gelen, partisi içinde taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelen sözde genel başkanın sancısının sebebi budur. Bunları derdi millet, milli iradedir. Bunlara oy vermeyen hakim sözde hakim, öğretmen sözde öğretmen, çiftçi sözde çiftçidir.”

Bu gelişmeler üzerine Kılıçdaroğlu, hakkındaki fezleke Meclis’e gelince Erdoğan’ın kendisini hapse atmak istediğine yönelik bir video çekti. Videoda özellikle Z Kuşağı’na hitap etmişti. Ancak Meclis’te Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması yönünde bir çalışma ve hazırlık yoktu. Kılıçdaroğlu yine tahripkar (yıkıcı) muhalefet anlayışına mı sarılmıştı. Yoksa bu yalanlarla kendisine yönelik piar çalışması mı yapıyordu veya hakikaten panik ve korku içinde mi hareket ediyordu? Zira Kılıçdaroğlu’nun Meclis’te bekleyen 39’a yakın dosyası olduğu iddia ediliyor. Bu dosyalarla ilgili Kılıçdaroğlu’nun bir korkusu var gibi görünüyor. Zira 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak için TBMM’de kurulan Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Selçuk Özdağ Halk TV’de yaptığı açıklamalarda “Kılıçdaroğlu’nun 39’a yakın fezlekesi var. Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olarak bile tutuklanabilir” demişti. Kılıçdaroğlu’nun haksız yere tutuklanmasına kimse prim vermez ancak haklı tutuklama sebepleri varsa Kılıçdaroğlu’nun da Meclis’teki prosedürler yerine getirilmek suretiyle dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanması da TBMM’nin takdirindedir. Ancak bazı yazarların kaos çıkar, ülke bölünür vs tezlerine katılmamız mümkün değildir. Sayın Bahçeli’nin açıklamaları Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “terör örgütü PKK” ile işbirliği ilişkisi içinde hareket ettiğine yönelik olduğuna göre Kılıçdaroğlu’na ait Meclis’te bekleyen 39 fezleke içinde FETÖ ilişkilerine yönelik fezlekeler de olması muhtemeldir. Hatta DHKP/C ile ilişkiler de olması beklenir. Bu durumda Kılıçdaroğlu’nun işi hayli zor.

Kılıçdaroğlu’nun yargılanması için TBMM’de gayret gösterecekleri mesajı veren Bahçeli, buna gerekçe olarak CHP’nin HDP’yle birlikte hareket ettiği ve dolayısıyla CHP’nin PKK’yla ilişki olduğu iddialarını öne sürdü. Bahçeli, “CHP ile HDP’nin aynı kulvar ve kumanda merkezine sabitlenmesi büyük bir sorun olarak karşımızdadır.
CHP’nin milli meselelere sırtını dönerek PKK’dan medet umar hale gelmesi skandal ötesi bir sapma halinin tezahürüdür. CHP Genel Başkanı ikbal hesaplarını ikmal ederek kaos ve krize siyasi istikbalini bağlamıştır. Türkiye’nin karşısında biriken ve toplanan siyasi odaklar milli güvenliğimize tehdit saçan, milli bekamıza meydan okuyan merhale ve mevkiye gelmişlerdir. CHP’nin şu anda takip ettiği siyaset Türk milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaktadır. Bu nedenle CHP vatana ve millete alenen karşı tavırdadır.
Hiç kuşku yok ki, CHP Genel Başkanı’nın ve sözcülerinin siyasi eylem ve sözleri suç teşkil etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi hiçbir şart altında bu zillete ve ülkemize hezimet vaat eden teşebbüs ve girişimlere sessiz ve seyirci kalmayacaktır. Özellikle CHP Genel Başkanı için dokunulmazlığın kaldırılması ve mahkeme yolu ardına kadar aralanmış ve açılmıştır” dedi.

Bu açıklamalar şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapılmıştır diye düşünüyorum. Siyaset mekanizmalarında FETÖ, PKK, DHKP/C, DEAŞ uzantılarının ortaya çıkarılması önemli. Şehit Savcı Selim Kiraz’a başsağlığı bile dileyemeyenler PKK ve FETÖ ve DHKP/C’ye yeşil ışık yakanlar hangi partilere sızmışlarsa deşifre edilerek yargı önüne çıkarılmalıdırlar. Zira bu operasyonlar ülke güvenliği ile direkt ilişkili olacak.

#PKK
#FETÖ
#DHKP/C
#DEAŞ
#CHP