CHP lideri KIlıçdaroğlu bazı CHP milletvekilleri ve aynı ideolojideki gazeteciler ile birlikte 2022 Mayıs ayının ortalarına doğru İstanbul’da illegal olarak SADAT’ın kapısına dayanmıştı. Cumhuriyet Gazetesi’nin 15 Mayıs 2022 tarihinde Sefa Uyar imzasıyla; ‘Emekli General Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu SADAT’ta suikast ve gayri nizami harp eğitimi verildiği’ şeklinde yalan ve iftira niteliğinde bir haber yayınlanmıştı. Bu haberin kaynağı ise gazetecilere yaptığı açıklamalarda ilk tespitlere göre Goebbels’in ‘Yalan Söyleme’ tekniklerini kullanarak SADAT ve iktidar aleyhinde kara propaganda yapan Kılıçdaroğlundan başkası değildi.
Ancak Uğur Dündar ile TV100’de yayınlanan programında SADAT’ın 8 saniyelik reklamı sonrasında aşırı hiddetlenerek veya hiddetlenmiş görüntüsü içinde yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu’nun, “Silah ve suikast tehditleri. Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Yeni bir şey değil. Uzun zamandır bu tehditler var. Şimdi bu kürsüden, bu çetelere, mafyaya, bu paramiliter yapılara seslenmek istiyorum. Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar, siz mi beni korkutacaksınız” şeklindeki açıklamaları kendisine üst düzey güvenlik bürokratınca yapılacak ilk suikast uyarısından sonra sonrasında ikinci kez uyarı niteliğinde miydi?
Bu soruya doğru cevap verebilmemiz için Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan’ın 27 Mayıs 2022 tarihli köşe yazısına bir göz atmamız gerekiyor. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan, o gün yayınlanan “Kim öldürülecekti?” başlıklı yazısında güvenlik bürokrasisinden üst düzey bir ismin CHP liderine aktardığı gizli bilgiyi yazdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimseye haber vermeden kapısına giderek “suikast” ve “seçim güvenliği” çağrısı yaptığı SADAT baskınının perde arkasına ilişkin bilgiler paylaşan Pehlivan, “Kılıçdaroğlu’nun SADAT baskını çok karanlık bir planı önledi gibi görünüyor.” ifadesini kullandı. CHP liderinin kendisine yapılan ihbardan sonra harekete geçmeye karar verdiğini yazan Pehlivan, “Kimsenin bilmemesi de bu tehlikenin büyüklüğünün bir parçasıydı” diye yazdı. Barış Pehlivan yazısında şunları kaydetti: “Yakın zaman önce güvenlik bürokrasisinden çok üst düzey bir isim Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi aktardı. ‘Kanun dışına çıkacaklar’ Planlananları içine sindiremeyen, ‘sağcı’ diye bilinen yurtsever bir isimdi o bürokrat. Sadece seçim güvenliğinin tehlikede olması değildi ‘kanundışı’. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasilere suikast girişimi bekleniyordu. Uyuyan hücrelerin böylesi bir denemesinin Türkiye’deki olası etkisinin ne olacağı belliydi. Gerilim stratejisi kaosla sonuçlanacak, onun alternatifi de ‘sert güçlü devlet’ olacaktı. Haziran - Kasım
2015 arası buna örnekti.”
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan’ın 27 Mayıs 2022 tarihli “Kim öldürülecekti” başlıklı köşe yazısında belirttiği güvenlik bürokrasisinden üst düzey ismin CHP liderine aktardığı gizli bilgiye göre SADAT’ın hedefinde Kılıçdaroğlu vardı. Kılıçdaroğlu’nun kendisine yapılan ihbardan sonra SADAT’a gitmesi kendisine yapılacak SUİKAST’ı önlemiş miydi? Suikast var mıydı acaba? Barış Pehlivan köşe yazısında başta Kılıçdaroğlu olmak üzere başka siyasilere de SUİKAST yapılacağı iddiasında da bulunuyor. Bu durumda KıIıçdaroğlu’nun kendine suikastı önlerken yargıya başvurmadığı için diğer siyasilere yapılacak suikastlara yol verdiği anlamı çıkmıyor mu? Kimsenin bilmemesi gereken bilgi soruşturmayı yürütecek yargıdan ve güvenlik güçlerinden saklanırsa uyuyan hücreler ve suikast timlerinin terör eylemleri önlenemez.
İşin doğrusu bu hikaye veya kurgu bana doğru gibi görünmedi. Zira bu kurgu devlet içinden Kılıçdaroğlu’na bilgi akıyor psikolojik harekatı üzerine kurulmuştu. Hem de sağ kanattan güvenlik bürokrasisi içinden üst düzey bir yetkili tarafından! Böyle bile olsa suikastlarda başka siyasi liderler de hedefte iken bu gizli bilgi veya belgelerin Kılıçdaroğlu gibi küreselci ABD’nin derin devlet yapılarıyla ilişkili FETÖ ve HDPKK muhibbi milli ve yerli olmayan bir lidere verilmesi düşünülemez bile!
Bugün Türkiye Cumhur İttifakı ile emin ellerde. Millet İttifakı henüz yerli ve milli bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşamadı. Küresel ve hegemonik devletler veya güçlerin işaret ettiği bir aday arayışı beklendiği yönünde işaretler alınması Millet İttifakı’nın her geçen gün imajını ve gücünü törpülüyor. Günümüzde Batılı devletlerin Türkiye Başkanı Erdoğan’ı ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i hedef alarak yakmaya yönelik manipülasyonları provokatörler tarafından milyarlarca Müslüman’ı tahrik ve kışkırtma amaçlı devam ettiriliyor. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İsveç ve Danimarka başta olmak üzere Başkan Erdoğan’ı hedef alan provokatif eylemler ile Batı’nın Millet İttifakı ile el ele Türkiye’yi yeni bir 7 Haziran- 1 Kasım tarihleri arasında yaşanan yeni bir kara döneme götürme strateji ve politikaları günümüzde tutmaz. Öncelikle 2015 Türkiye’si ile 2023 Türkiye’si arasında inanılmaz bir değişim yaşandı. Türkiye bölgesel güçten küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. SADAT’ın ‘Kızıl Elma’sı ise İslam ülkelerinin birlik ve beraberliğinin sağlanması olduğundan tüm iftiralara hukuk yolu cevap vererek hesap soruyor!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.