09 Eylül 2017 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile düzenlediği ortak basın toplantısında “Kazakistan’da FETÖ’yü tasfiye edeceğiz” açıklaması sonrasında Türkiye’nin 15 Temmuz 2016 tarihinde çok ciddi bir tehlike atlattığının altını çizerek “Fetullahçı terör örgütünün anayasal düzenimize kastettiği hain darbe girişimi milletimizin cansiparane duruşuyla engellendi. Çıkarları için kan dökmekten çekinmeyen bu karanlık yapıyla mücadelemiz kararlı bir şekilde sürüyor. Ülke olarak FETÖ ile mücadelemizi aynı zamanda dost ve kardeşlerimizin güvenliği için de yürütüyoruz” demişti. Başkan Erdoğan “Bu örgüt varlık gösterdiği tüm ülkeler için tehdit” ifadesiyle Kazakistan’ı uyarmıştı. Ancak güvenilir kaynaklarca FETÖ’nün en önemli derin kripto finans kaynaklarının bu ülkede bulunmasına rağmen Kazakistan üst yönetiminin FETÖ’ye yönelik bu konuda bir önlem almaması veya operasyon yapmaması veya yapamaması Nazarbayev iktidarının sonunu getiren en önemli argümanlardan ilkini oluşturmuştu. Zira Küresel Sermaye’nin tetikçisi FETÖ başta olmak üzere illegal derin yapılar Kazakistan’da 5’inci kol faaliyetleri ile gayri nizamı harp unsurlarını (Gladyo) bir anda devreye soktular. Olayların bu şekilde büyümesi sonucu provokasyonların devreye girebileceği bazı çevrelerce iddia ediliyor. Özellikle bölgede Rusya’nın etkinliğini kırmak isteyen güçlerin Kazakistan üzerinden Orta Asya’yı istikrarsızlığa sürükleme çabalarının bölgede gerilim ve savaşlara yol açmasından endişe ediliyor. Kaynaklar, iyi niyetle başlayan olaylara dışarıdan paralı askerlerin, provokatörlerin katıldığına dair Kazakistan’daki sosyal medya paylaşımlarına da dikkat çekti. Hükümetin eylemcilere karşı iyi niyetle yaklaşması ve talepleri yerine getirerek istifa etmesine rağmen olayların durulmaması da bu tezimizi destekleyen önemli ve dikkat çeken gelişme! Diğer taraftan Kazakistan’da Rusya ve ABD’nin zımni bir anlaşma içinde olduğu varsayımı doğru bile olsa bu iki hegemonik gücün yeni bir oyun alanı olduğu anlaşılan Kazakistan’da asıl hedefin Türk Devletler Birliği Teşkilatı üzerinden Türkiye olması da kuvvetle muhtemeldir.
Zira Kazakistan; “Avrasya Ekonomik Birliği, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü”nün bir parçasıdır, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün ayrılmaz bir parçasıdır ve Yeni İpek Yolu’nda merkezi bir role sahiptir ve yaklaşık 7000 kilometrelik sınırı Rusya ile paylaşmaktadır. Avrasya coğrafyasında bu düşünceler, Kazakistan’ın pek çok ülke çıkarlarının kavşak noktasını oluşturduğunu göstermektedir;
Ülkenin eski başkenti ve en büyük şehri Almatı’ya 20 bin ‘teröristin’ saldırdığını belirten Cumhurbaşkanı Tokayev, terörist olarak nitelediği kişilere karşı operasyonu sonuna kadar yürüteceklerini, teslim olmayanların ise vurulacağını vurguladı. Canlı yayında yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Kazakistan Cumhurbaşkanı, silahlı isyancıların tek merkez tarafından eğitilip koordine edildiğini ve müzakere seçeneğinin masada olmadığını söyledi. Tokayev, suçlularla ve katillerle pazarlık yapılmayacağını belirtirken, “Silahlı ve eğitimli haydutlarla uğraşıyoruz. Yani yok edilmeliler. Bu da kısa sürede olacak” ifadelerini kullandı.
Protestoların yayılması sonucu önce başkent Nur Sultan, Almatı şehri ve Mangistau eyaletlerinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. Ardından OHAL kararının ülkenin tüm bölgelerinde geçerli olduğu duyuruldu. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in çağrısı üzerine Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) Kazakistan’a asker gönderdi. KGAÖ’nün müdahalesi sonrası bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkenin bütün bölgelerinde anayasal düzenin yeniden sağlandığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Tokayev halka sesleniş konuşmasında teröristlere karşı uyarı yapmadan ateş açma emri verdi.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile Türkiye FETÖ’cü hainlere karşı şanlı bir duruş sergilemiş ve hainleri bozguna uğratmıştı. Ancak FETÖ’cü teröristler bu kez de Kazakistan’ı karıştırarak bölme eylemine girişti. Rusya’nın Devlet Duması Milletvekili Ruslan Baybek prostetocu vandalların başını çeken isimlerin FETÖ’cü okullarla bağlantılı olmasına işaret etti. Baybek, FETÖ’cülerin geçmişte bölgede etkinlik gösterdiğine dikkat çekerken DEAŞ yapılanmaları ile birlikte Kazakistan’daki olayların provoke edildiğini belirtti. Araştırmacı yazar Ramazan Kurtoğlu ise bölgede yaşananlara ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Ramazan Kurtoğlu, “Kazakistan’da ki iç isyanın arkasında Soros’cu ve Fransa’nın koruması altında olan finansçı/bankacı muhalif Muhtar Abliyazov ve Batı destekli Fetö’cü unsurlar ile “örtülü “Rus unsurlar var. Şimdilik en karlı çıkan Rusya... Türkiye hadiselere daha müdahil bir pozisyonda olmalı” uyarısında bulundu.
Çünkü FETÖ dediğimiz an önce Amerika çıkarları için hizmet eden illegal bir istihbarat örgütü aklımıza gelir. FETÖ dediğimizde otomatik olarak ABD’yi kastettiğimizi düşünmemiz elzemdir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.