Hedefleri 15 Temmuz darbe girişiminde oluşan “Yenikapı ruhunu” dağıtmak

Mısırlı gazeteci Sabır Meşhur firari organize suç örgütü lideri Sedat Peker’i tutuklayıp BAE’ye ABD aracılığıyla FAS’ın teslim ettiğini yazdı. Meşhur’a göre Sedat Peker ilk önce, uyuşturucu ve mafya işlerinin yoğun olduğu Balkanlar’a kendi imkanlarıyla gitti ve Karadağ’a yerleşti. Oradan da Fas’a geçti. Fas polisi ise burada Sedat Peker’i tutukladı. Daha sonra ortaya Pentagon’un sözcüsü kabul edilen CIA’ ajanı neo-con yazar Michael Rubin ortaya çıktı. Rubin, Peker’i BAE’ye ‘’götürmek için girişimlerde bulundu. Ancak Peker’in Türkiye’ye rağmen FAS’tan resmi olarak götürülmesi mümkün olmadığından hazırlanan bir mizansen olayla Peker Fas’tan BAE’ye kendi kaçmış gibi gösterildi. Aslında ise ABD ve BAE istihbaratı işbirliğiyle Peker BAE’ye götürülmüştü. 14 Haziran’da NATO toplantısında Başkan Erdoğan ile ABD Başkanı Biden bir görüşme yapacak. Sedat Peker’in bu ana kadar yayınladığı videolar ülkemizi hayli sıkıntıya sokmuş görünüyor. Sedat Peker’in bu görüşme öncesi FAS’tan BAE’ye kendi isteği ile gidip gitmediği belli değil.Peker’in Türkiye’de başta İçişleri Bakanı Soylu olmak üzere bazı bakanları suçlaması ile ilgili iddiaları ne kadar doğru? Türkiye bir kez daha ABD’nin kurguladığı yeni ve farklı bir darbe senaryosu ile karşı karşıya mı?

Türkiye’nin Sedat Peker videolarına nasıl hazırlatıldığını anlatan Meşhur, “Amerikalılar, ‘Bu videoları şimdi devreye sokarsak Peker’in Türk hükümetine sövmeye başlamasına, Türk halkı inanmaz. Çünkü adam mafya ve geçmişi kirli. Önce akılları yıkayıp kabule hazırlamalıyız. Türk gençliğinin bilinç altını işgal etmeliyiz’ diyorlar. ABD bu planı yaptı ve bir dosttan yardım istedi. Muhammed bin Selman’a gittiler ve ‘Türkiye’de senin istihbarat yardımına ihtiyacımız var’ dediler. O da bu görevi kabul etti. Görevi, Türk aklını kontrol etmek ve bu operasyona hazırlamaktı. Hemen harekete geçildi ve MBC’nin Türkiye özel kanalıyla irtibat kuruldu. Bu kanal, Suudi istihbaratın Türkiye’deki küçük bir parçası. Suud’un Türkiye’deki istihbari faaliyetlerini görünce vallahi şok oldum” diyerek, Suud desteğiyle çekilen bazı dizilerle “iyi mafya” algısının Türk halkının aklına yerleştirildiğini açıklaması oldukça ilginçti.

Mısırlı gazeteci, Türkiye’de bu diziler üzerinden kampanyalar yapılırken, Sedat Peker’e de BAE’de eğitim verildiğini, ne söyleyip ne söylemeyeceğinin öğretildiğini kaydetti. Peker’e bu eğitimin ABD, BAE ve Suudi istihbaratları tarafından verildiğini belirtti. ABD, BAE ve Suudi İstihbaratçılarının Peker’e eğitim verirken ‘zihin kontrolü’ uygulayıp uygulamadıkları Peker’i kimi veya kimleri hedef alması yönünde yönlendirip yönlendirmedikleri de 14 Haziran’da Biden ve Erdoğan arasında yapılacak toplantı açısından çok önemli. Zira Peker operasyonunun arkasında ABD olduğu, hedefin ise Başkan Erdoğan ve Türkiye olduğu açıkça görülebiliyor.

Klasik yöntem; psikolojik faaliyet, propaganda ve beyin yıkama yöntemidir. En sık kullanılan yöntem; kimyasal maddeler kullanılarak kişinin düşüncesini etkilemektir. Son yıllarda üzerinde çalışan ve durulan yöntem ise elektronik implantlar yerleştirilerek kişinin beynini uzaktan kumanda ile yönetme çabalarıdır.

Analizinin devamında Sabır Meşhur, algı operasyonlarıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çevresindeki isimlerin gönderilmeye çalışıldığını öne sürdü. Berat Albayrak üzerinden yapılan ve medyada pompalanan haberleri hatırlatan Mısırlı gazeteci, bu güruhun sıraya Süleyman Soylu’yu koyduğunu söyledi. Aynı zamanda Binali Yıldırım’ın da oğlu üzerinden hedef alındığını kaydeden Meşhur, ilerleyen zamanlarda diğer bakanların da hedef tahtasına koyulabileceğini iddia etti.

Başını ABD’nin çektiği bu şer güçlerin görevi, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ‘’Yenikapı ruhu etrafında toplanan var oluş mücadelesini doğuran birlik ve beraberliğin bozularak mevcut iktidara karşı halkın desteğini eritecek KAOS politikalarına hız vermekti.

Yaklaşık 5 yıl önce, 15 Temmuz 2016 tarihinde bu ihanetlerin en büyüklerinden birini yaşadık. Tamamen yerli görünüşlü fakat milletimizin ve İslam medeniyetinin ezelî düşmanları, yıllardır sabırla ve bir sır perdesinin arkasında itinayla hazırladığı Müslüman görünümlü ancak şer odaklarının hizmetindeki mekanizmayı harekete geçirdi. Milletin ordusunda muvazzaf ancak kimlik ve kişiliklerini şeytana satmış, yiğit Türk askerimizin üniformasının içinde saklanmış teröristler milletin malı olan uçakları, tankları, silahları ilk kez acımasızca milletimizin üzerine doğrulttular. Füzelerle, bombalarla, mermilerle 249 vatandaşımızı şehit ettiler ve binlercesini yaraladılar. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın çağrısıyla F16’lara, helikopterlere, tanklara, tüfeklere meydan okuyarak sokaklara dökülen halkın cesareti hainlerin büyük planlarını altüst etti. Onlarla baş etmenin tek yolu yolu her türlü ayrılığa rağmen vatan söz konusu olduğunda sorgusuz sualsiz bir araya gelebilen millet olmaktan geçmektedir. En önemlisi de ‘Yenikapı ruhunu ‘’oluşturan devlet- millet işbirliğinin en üst seviyede tecelli etmesinden asla vazgeçmememiz milli güvenliğimizin en önemli teminatıdır.