Başkan Recep Tayyip Erdoğan 26 Ocak akşamı katıldığı bir televizyon programında Necip Hablemitoğlu suikastı zanlısı eski asker Nuri Gökhan Bozkır’ın MİT operasyonuyla Ukranya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildiğini açıkladı. Zanlının Türkiye’ye iadesi için yoğun istihbarat ve diplomasi faaliyeti yürütüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat devreye girerek Bozkır’ın iadesini istedi. Bozkır’ın Türkiye’ye getirildiğini duyuran Erdoğan, “Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu an ülkemiz yargısına hesap veriyor ve istihbarat teşkilatımızın buradaki yakın markajı, muhatapları ile olan sıkı diyaloglarla bu iş neticelendi. Zanlı FETÖ ile irtibatının yanında DEAŞ’a da silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi” dedi. AK Parti iktidarı döneminde ‘ilk faili meçhul cinayet’ olarak da bilinen Hablemitoğlu suikastında yıllarca önemli bir gelişme kaydedilmedi. Hablemitoğlu’nun kim tarafından neden ve nasıl öldürüldüğü suikastı araştıran ve soruşturan dönemin savcı ve polislerinin FETÖ iltisaklı olmaları ve delilleri karartmaları nedeniyle bu cinayet uzun bir süre faili meçhul olarak bırakıldı. Yıllarca suikaste dair yol alınamadı. Kimin niçin Hablemitoğlu’nu öldürdüğü iddia boyutunu aşamadı?
Ancak FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin devlet-millet işbirliğiyle önlenmesi sonrasında bu terör örgütünün işlediği cinayet ve suikastların aydınlatılmasında nasıl önemli gelişmeler yaşandıysa Hablemitoğlu suikastında da gerek yargı cephesi gerekse tanıklar açısından suikastı çözecek adımlar atıldı. Gazeteci yazar Zihni Çakır 15 Temmuz Çatı davasında tanık olarak verdiği ifade de; Hablemitoğlu suikastı failinin halen kamuda görevli olan biri olduğunu, cinayette kullandığı silahı Mogan Gölü’ne attığını öne sürdü. Fakat Çakır’ın cinayeti işlediğini söylediği kişinin, cinayetin işlendiği tarihte yurt dışında olması gerekçesiyle, ailenin şikâyeti reddedildi. Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, savcılığa başvurarak gazeteci Çakır’ın ifadesinin alınmasını talep etti. Çakır, ifadesinde kendisine bu ismi veren kişinin Nuri Gökhan Bozkır olduğunu söyledi. Nuri Gökan Bozkır ismiyle Hablemitoğlu dosyasının seyri değişti, Bozkır dosyanın şüphelisi oldu.
Ukrayna’da yakalanarak Türkiye’ye getirilen Necip Hablemitoğlu suikastı sanığı eski Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli Nuri Gökhan Bozkır’ın yakalanmadan önce KİEV’de Sabah gazetesine yaptığı itiraflarda cinayette hangi iki ismin rol aldığını ve suikast silahının nasıl yok edildiğini ayrıntılarıyla anlattığı ortaya çıktı. Bozkır, tetiği çektiği iddia ettiği asker kökenli eski istihbaratçı Tarkan Mumcuğlu’nun, Hablemitoğlu öldürüldükten sonra silahı nasıl yok ettiğini de iddiasında dile getirdi. Bozkır, “Suikasttan bir gün sonra Gölbaşı’nda nizamiyede koşuya çıktık. Kutsal ve Mumcuoğlu’nun arkasındaydım. Mogan Gölü’nün kenarından geçerken içinde silah olan siyah bir poşeti göle fırlattılar. Atılan yeri krokide gösterdim. Bölge aranırsa silah bulunur” dedi.
Nuri Gökhan Bozkır’ın gerek Sabah gazetesine yaptığı itirafları gerekse 15 Temmuz Çatı davasında Zihni Çakır üzerinden Hablemitoğlu’nu öldüren kişi olduğunu iddia ettiği Tarkan Mumcuoğlu’nun Genelkurmay’dan alınan bilgide Kazakistan’da görevli olduğunun bildirilmesi sonucu Çatı davasına bakan mahkeme Tarkan Mumcuoğlu’nun ifadesine gerek görmemişti. Bir tarafta Genelkurmay’ın yazısı diğer tarafta Hablemitoğlu cinayetinden sonra Tarkan Mumcuoğlu’nu gölün orada gördüğünü iddia eden Bozkır!
MİT, önceki gün Bozkır’ı Ukrayna’da yakalayarak Ankara’ya getirdi. Bozkır, MİT’teki işlemlerinin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi. Bozkır’ın yaklaşık 8 gün sürecek ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi. Hablemitoğlu suikastını Bozkır’ın işleyip işlemediği gazetelere yaptığı açıklamaların doğru olup olmadığı şüphesiz yapılan soruşturma sonucunda ortaya çıkacak. Ancak olay günü olay yerindeki HTS kayıtlarından Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü gün Bozkır’ın telefonun olay yerinden sinyal vermesi ve telefonun kapalı olması oldukça aleyhine bir durum sanırım. Hablemitoğlu’nun öldürülmesinden sonra, olayın gerçekleştirildiği Portakal Çiçeği Sokak’ta oturan bir görgü tanığı, kuşkulu bir aracın sürekli çevrede beklediğini aktardı. Otonun plakasını da yetkililere verdi. FETÖ darbesinden sonra soruşturmayı titizlikle sürdüren savcı Zafer Ergün’ün talimatıyla yapılan çalışmalarda, söz konusu araç sahiplerinin, Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü gün ve öncesinde, Ukrayna’da yakalanan eski özel harekâtçı Nuri Gökhan Bozkır’ın cep telefonu ile temas kurdukları belirlendi.
En önemlisi de gazeteci yazar Zihni Çakır’ın, Hablemitoğlunu öldüren silahın Mogan Gölü’ne atıldığı iddiası üzerine suikast’ı soruşturan yetkililerce yaptırılan teknik incelemede Bozkır’ın telefonunun gölde sinyal verdiğinin saptanması üzerine Ankara 5 Sulh Ceza Mahkemesi Bozkır’ın “tasarlayarak adam öldürme” suçundan tutuklanmasına karar vermişti.
Eğer Hablemitoğlu’nu Bozkır öldürmüşse Bozkır’a bu emri veren derin odak deşifre olmamak için Bozkır’a yönelik bir eylemde bulunabilir zannımca! Güvenlik güçlerimiz bu konuda gerekli tedbirleri almışlardır şüphesiz!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.