28Şubat post modern darbe sürecinin en ağır şartlarının yaşandığı bir süreçte FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in Amerika’ya kaçtığı veya kaçırıldığı medyaya yansımıştı. Kaçırma olayının Türkiye ayağında Gülen’in bazı üst düzey siyasi dostları Amerika ayağında ise CIA’nın üst düzey yetkililerinden Graham Fuller, Henry Barkey, Prof. Dr. Mustafa Öz ve oğlu Mehmet Öz bulunuyordu. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Çatı Soruşturması kapsamında tanık olarak ifadesi alınan Cem Fadıl Bozkurt’un ifadelerinde, eski iş ortağı İshak Alaton’un, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile bağlantılarına ilişkin iddialar yer alıyor.. O dönem cemaat ismiyle anılan terör örgütünün elebaşı Gülen’in bazı siyasi dostlarının “gözden uzak olma” tavsiyesine uyarak 21 Mart 1999 tarihinde ABD’ye uçtu. Bu siyasi dostların başında Ecevit ve Hüsamettin Özkan olduğu zaten biliniyor. Sürpriz isim ise Cumhurbaşkanı Demirel’di. O süreçte Ankara kulislerinde Demirel’in Gülen’i ABD’ye gitmesi için ikna ettiği iddiaları konuşuluyordu. Tanık Fadıl Bozkurt, Alaton ile ortaklığının 2015 yılında sona erdiğini belirttiği açıklamasında “Eski Bakan Hüsamettin Özkan’ın İshak Alaton ile Gülen’in yurt dışına nasıl kaçırılacağı konusunu telefonda konuştuklarını zaman zaman da Bülent Ecevit’in bu konuşmalara müdahil olduğunu” öne sürüyordu. Görüşmede en önemli konu Gülen’i normal yollardan yurt dışına çıkaracak pasaport konusuydu. Eski Bakan Hüsamettin Özkan’ın “Gülen’e sağlanacak pasaport işlerini biz Ankara’dan halledeceğiz siz (Alaton’a hitaben) yurt dışına çıkış ve gideceği ülkedeki ikametini sağlamaya çalışın” dediği iddiasını dillendiriyordu. Gülen’in açık bir MOSSAD/CIA operasyonu ile yurt dışına kaçırılma planları ve Amerika’da oturma izni alması için bu üçlü arasında telefonda açıkça iş bölümü yapılıyordu.
Bozkurt, örgüt elebaşı Gülen’in nasıl yurt dışına çıkacağını sorduğunda Alaton’un, “Kanser tedavisi veya kalp rahatsızlığı nedeniyle gidebilir. Bu operasyon için resmi rapor alınması gerekir. Bu tip raporları Ankara’da GATA, İstanbul’da da Haseki Kardiyoloji Enstitüsü veriyor.” dediğini iddia etti. Alaton’un konuyu Prof. Dr. Mustafa Öz’e soracağını söylediğini savunan Bozkurt, daha sonra Alaton’un, Fethullah Gülen’e
Haseki Hastanesi’nden 1999 yılının ocak ayında “Türkiye›de tedavi edilemez” raporu aldığını öne sürdü.
Chicago’ya gönderdikleri Gülen’i, Mustafa Öz’ün oğlu Mehmet Öz’ün hastaneye yatırdığını ve tetkikler yaptığını ileri süren Bozkurt, “Ülkesinde tedavi yapılamaz, burada kalması uygundur” raporu alındığını iddia etti. Bozkurt, hastanede bir hafta, on gün kaldıktan sonra Graham E. Fuller ve Henry I. Berkey’in, Gülen’e kalıcı oturma izni alınmasına kefil olduklarını kaydetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca; 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmada Büyükada’da yapılan darbe toplantılarına katıldıkları, darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılmasının ardından Türkiye’den kaçtıkları anlaşılan bu iki üst düzey CIA ajanı hakkında savcılıkça tutuklama kararı çıkarılmıştı. Graham E. Fuller’in Amerikan RAND Corporation düşünce kuruluşunun daimi politik ve Doğu ve Güney Asya’dan sorumlu CIA’nın Milli Haberalma görevine getirilmesi, son dönemde Türkiye’de RAND Corporation düşünce kuruluşunun darbe söylentileri ile anılması şüphesiz açık bir algı operasyonuna işaret ediyor.
Dr.Mehmet Öz, ABD’de Cumhuriyetçi Senatör adayı oldu. Öz, siyasete hızlı bir giriş yaparken, FETÖ lobisinin desteğini alabilmek için harekete geçti. Washington Post Gazetesi’ne röportaj veren Öz, vatandaşı olduğu Türkiye’ye karşı ABD’nin çıkarlarını savunacağını söylemekle kalmadı, teröristbaşı Fetullah Gülen’e sahip çıktı. Gülen’in 15 Temmuz darbe girişimi ile bir bağlantısı olmadığını savunan Öz, “Gülen’e dokunulamaz. Darbeyle alakası olduğuna dair inandırıcı bir suçlama yok. Pensilvanya’da kalacak.” dedi. Öz, S-400’ler konusunda da Türkiye’ye karşı olduğunu söyledi. Öz’ün bu sözlerine sosyal medyada tepki yağdı.
Bazı siyasi dostlarının “Gözden uzak olma” tavsiyesine uyarak 21 Mart 1999 tarihinde ABD’ye uçan FETÖ elebaşı ve CIA üst düzey ajanlarla işbirliği içinde bulunan Dr. Mehmet ÖZ 23 yıl sonra Pensilvanya senatör adayı olarak FETÖ’nün desteğini almaya aday görünüyor. ABD’de Washington Post Gazetesi, Pensilvanya senatör adayı olan Dr. Mehmet Öz hakkında kapsamlı bir haber paylaştı. Haberde Washington Post yazarı Josh Rogin, seçildiği takdirde ABD’nin değil, Türkiye’nin çıkarlarını önceleyeceği eleştirilerine maruz kalan Cumhuriyetçi senatör adayı Dr. Mehmet Öz’le konuştu. Rogin, Öz’ün kendisine Türkiye’nin S-400 alımına karşı olduğunu söylediğini yazdı, ayrıca Öz’ün ağzından şu ifadeyi aktardı: “Gülen’e dokunulamaz. Darbeyle alakası olduğuna dair inandırıcı bir suçlama yok. Pensilvanya’da kalacak” Bu tür skandal açıklamalarda bulunan ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz’ün FETÖ sevgisi bu kadar da yalakalık olmaz dedirtti.
FETÖ elebaşı Gülen’in 28 Şubat Cuntası askerleri tarafından neden tutuklanmadığı, Demirel’in de içinde olduğu bir operasyon ile Amerika’ya kaçmasına neden göz yumulduğu
28 Şubat Cuntası içinde CIA ajanı ve FETÖ muhibbi askerlerin olduğuna işaret eder mi? Siz ne dersiniz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.