Öncülüğünü Ergenekon ve Balyoz davalarında hapis yatmış ve yargılanmış isimlerin yaptığı 104 emekli amiralin imzaladığı skandal darbe bildirisiyle ilgili soruşturmada yeni detaylar ortaya çıktı. 14 imzacı emekli amiral gözaltına alınırken, savcılık bildiriyle muvazzaf subaylar arasındaki bağlantıyı da mercek altına aldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’ndan sorumlu Başsavcı Vekili Veysel Kaçmaz tarafından darbeye teşebbüs iddiasıyla yürütülen soruşturmada, gözaltına alınan emekli amirallerin, bildirinin hazırlanmasında, bildiride adı geçen diğer kişilere ulaştırılmasında ve imzalatılmasında rol oynadıkları tespit edilen Ergenekoncu isimler bu nedenle gözaltına alınmışlardı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda iç ve dış bağlantılarının araştırıldığı bu amaçla dijital metaryallerin incelemesine titizlikle devam ettiği öğrenildi. Bu soruşturmalarla iktidara verilen ‘muhtıra’nın Türkiye’de milli iradeyi hedef alan bir kalkışmaya veya darbeye zemin hazırlama tehdidinin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Geçmişte ülkemizde gerçekleştirilen darbeler öncesinde bu tür bildiri yayınlayan vesayetçi yapılar çeşitli algı operasyonlarıyla kamuoyunu mevcut iktidar aleyhine manipule etmişlerdi. 104 amiralin organize bir şekilde gece yarısı yayınladıkları bildiri asla masum bir olay değildir. Bu nedenle bu bildiriyi hazırlayan Ergenekon ve Balyoz davasından yargılanmış isimlerin TSK içinde diğer kuvvet komutanlıklarında bağlantı ve ilişkilerinin olup olmadığı Bir CUNTA yapılanması kurulup kurulmadığı şüphesiz terör savcılarınca ciddi anlamda soruşturulmalıdır.
Muhtırada Montrö Boğazlar Sözleşmesi tartışmaları ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın “takke ve cübbe” giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin hükümete karşı darbe tehdidi içeren gece yarısı bir bildiri yayınlanmıştı. Ortalığı karıştıran darbe imalı, eski muhtıraları çağrıştıran bildiri nedeniyle terör savcısı düğmeye bastı ve peş peşe gözaltılar yaşandı. O gözaltıların perde arkasında bu bildiriyi hazırlayan ERGENEKON’cuların bireysel mi yoksa örgüt adına mı hareket ettikleri soruşturulması önemli sanırım.
Gazeteci yazar Murat Yetkin’e göre “Gelişmeler adeta ikinci bir Ergenekon sürecinin başlatıldığı kuşkusuna yol açıyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı her gün çıkıp kendisini devirme amaçlı bir darbe ihtimalinden söz ediyor”. Bulunduğumuz konjonktürde yaşanan gelişmeleri, olayları ilk Ergenekon operasyonları öncesine benzeten Yetkin “İlk Ergenekon operasyonlarında da böyle bir çeteleşme olduğunu gözlüyor, tahmin edebiliyordum. O zaman Jandarma Komutanı olan Orgeneral Şener Eruygur ile 2003 Aralık ayında, makamında darbecilik tartışması yapmış ve bunu da yazmış bir gazeteciyim” diyor. 2004-2005 yıllarında bir değil, iki defa kendisini o çevrelerle toplantıya davet eden ve ikinci defa yaptığı daveti “Beni böyle işlere bulaştırma” tepkisiyle, sertçe reddettiği kişinin şu anda devletin en üst katlarında baş danışmanlık yaptığını duyuduğunu, kayda almak isteyen savcı varsa ifade vermeye hazır olduğunu söylüyor. Ergenekon’un hala faaliyette olup olmadığının anlaşılması için soruşturmayı yürüten terör savcımızın gazeteci yazar Murat Yetkin’i ifadeye çağırması yeterli olacak sanırım.
Muhtırada yalnızca Deniz K.K emekli personelinin seçilmesinin bu bildiriyi hazırlayan CUNTA merkezinin biri açık diğeri örtülü iki amacı olduğu kanısındayım. Darbe imalı bildiride açık amacın Kanal İstanbul ve diğer uluslararası antlaşmaların görüşüldüğü mecralarda Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin de tartışmaya açılmasının endişe verici olduğu, yürürlülükten kaldırılmaması gerektiği gösterilmektedir. Türkiye’de İkinci bir 28 Şubat yaşanması ise örgütün örtülü hedefidir.
E.Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller de 104 emekli amiralin gece yarısı yayınladıkları yazılı bildiri ile ilgili yaptığı açıklamada ‘’28 Şubat 1997 Post Modern Darbesi, 27 Nisan 2007 E-Muhtırası, 15 Temmuz 2016 hain kalkışması sonrasında Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır. Artık darbe iklimi çağrışımları milletin sinesine çarpar parçalanır. Milletimizin iradesine dayalı demokrasimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ve ilelebet yaşaması için vazgeçilmezimizdir.Milli iradeyi ve demokrasimizi hedef alan her gece yarısı bildirisi darbeler mezarlığına mahkumdur. Milletimizin ve gençlerimizin geleceğinde tek doğru yol milli iradenin üstünlüğüne dayalı evrensel değerlerle donatılmış demokrasimizdir’’ dedi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.