Casusluk iddiası ile tutuklanan Metin Gürcan’a Babacan neden sahip çıktı?

Yapılan gözaltı işlemi sırasında sosyal medya hesabından, “Siyasi casusluk suçlaması ile gözaltına alınıyorum. Polisler evde... Arama yapıyorlar. Şok oldum. Desteğiniz istiyorum” paylaşımını yapan Gürcan’a Ali Babacan sahip çıktı. Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gürcan hakkında “Eğer bu işin arkasında siyasi bir niyet varsa, siyasi motivasyonla yapılan bir işse buradan bu mesajı açık açık vermek istiyorum. Biz yolumuza devam ediyoruz. Metin Gürcan beyin de sonuna kadar hukuki desteğimizle beraber yanında olacağız” demişti. Eğer, Ali Babacan, Metin Gürcan hakkında savcılıkça hazırlanan şok ve çarpıcı iddia ve suçlamaları, askeri ve siyasi casusluk suçundan 20 yıl hapis cezası istenilmesini peşin bir hükümle partisine yönelik bir gözdağı olarak görüp bu kişiye sahip çıkıyorsa bu durumun siyasi faturasını ödemeyi de göze almış demektir. Üstelik Metin Gürcan hakkındaki iddia ve suçlamaların yargı süreci sonrasında ispatlanması durumunda hiç şüpheniz olmasın Ali Babacan da kamuoyunda belki de yargıda bu konuda hesaba çekilebilecektir. Hatta iddianame safhasında bile bazı yazarların, Babacan’ın neden Metin Gürcan’a verdiği aşırı desteği sorgulamaya başladıkları görülmektedir. Metin Gürcan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya casusluk amacıyla temin etme” suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

İddianamede, Metin Gürcan’ın Türkiye’nin Suriye politikası ve S-400’ler hakkında yabancı devlet görevlilerine bilgi sızdırdığı bilgisi yer aldı. İşte detaylar; ‘’İddianamede İspanya ve İtalya istihbarat servislerince Metin Gürcan’ın 2016’dan itibaren ‘haber elemanı’ olarak kullanıldığı, istihbaratçılarla görüşmelerinde zarf içerisinde para aldığı ve İspanya Servisi tarafından kendisine kod isim bile verildiği kaydedildi. Gürcan’ın Mayıs 2021’de yabancı istihbarat görevlisiyle yaptığı görüşmenin içeriklerine ilişkin ifadeler ihanetin boyutlarını gözler önüne serdi. Metin Gürcan’ın, milli savunmamızın gözbebeği İHA/SİHA’lar için de hazırladığı raporu yabancı istihbarat görevlisine vereceği, raporların özel içerikli olması nedeniyle normal raporlar için istediği 300-400 dolar tarifesinin üzerinde bin dolar ücret istediği iddia edildi. Teknik bilgileri Baykar çalışanı bir arkadaşından edindiğini iddia eden Gürcan “S-400’lerin, Ankara’da bir depoda tutulduğu bilgisini de paylaşmış.

Deva Partisi’nin kurucu üyesi Gürcan’ın ayrıca İstanbul’da PKK’lı iki şüphelinin yakalanmasında, emniyetin hangi yöntemi izlediğine yönelik de bir çalışma yaptığı ortaya çıktı. Polisin valizleri, PKK’lı sahipleri ile eşleştirmesinde lazer sistemi kullandığını, bunu bir ‘arkadaşı’ vasıtasıyla elde ettiğini söylediği belirlendi. Gürcan’ın, Türkiye’nin PKK’ya yönelik gerçekleştirdiği Kuzey Irak’taki hava harekatlarının merkez üsleri ve komuta bölgesinin ayrıntılarını da para karşılığında paylaştığı tespit edildi.

Gürcan’ın, İspanyol ve İtalyan istihbaratçılara para alışverişi mukabilinde tevdi ettiği bilgilerin, jeopolitik akademik analiz olarak tanımlanamayacağının vurgulandığı iddianamede “Şüphelinin, Türk Silahlı Kuvvetleri, Özel Kuvvetler Komutanlığı eski subayı olduğu, çok sayıda askeri sır teşkil eden, eğitime, faaliyete ve operasyona katıldığı, devletin askeri veya siyasal sırlarına vakıf olduğu, İspanyol ve İtalyan istihbaratçılara para karşılığında temin ettiği siyasal ve askeri sır kapsamındaki bilgileri, soruşturmamız kapsamında tespit edilemeyen ‘kaynaklarından’ aldığı, bu bilgilerin ‘açık kaynaklardan’ elde edilemeyecek bilgiler olduğunun açıkça anlaşıldığı” belirtiliyor.

İddianamede, Gürcan teknik ve fiziki takip sonucunda yabancı diplomatlarla AVM ve otellerde yaptığı görüşmelere dair görüntüler de yer aldı. Gürcan’ın 2021’e kadar yabancı devlet görevlileriyle yaptığı görüşmelerin de yer aldığı iddianamede, “Metin Gürcan’ın yabancı devlet görevlileri ile paylaştığı bilgilerin devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olduğu, bu kapsamda yabancı devlet görevlileri veya istihbarat teşkilatı mensupları ile paylaşmasının, devletin milli güvenliği ve dış siyaseti açısından sakıncalı olduğu mütalaa edilmektedir” denildi.

Gürcan’ın, Türk karargahını basan ABD’li askerlere bir çay partisi verdiği için Özel Kuvvetler’den uzaklaştırıldığı ancak Amerikalılardan ödül olarak yüksek lisans bursu aldığı daha önce ortaya çıkmıştı. Metin Gürcan’ın ABD derin devletinin düşünce kuruluşu RAND Corporation’a “darbe üretim merkezine” önemli katkı sağlayan elemanlarından biri olduğu da biliniyor. RAND Corporation Türkiye raporunda ‘orta kademe askerler rahatsız’ şeklindeki görüşler ‘bir darbe olasılığını’ gündeme getirerek siyasi istikrarsızlık amacına hizmet eden Metin Gürcan yapımı bir istihbarattı. Velhasıl Metin Gürcan’ın iç ve dış destekçilerinin ve irtibatlarının tam çözülemediği kanısındayım. Özellikle Amerika’dan yüksek lisans bursunu almasına referansının CIA olup olmadığı da ciddi araştırılmalı sanırım.