Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yoğunlaşan enerji sıkıntıları nedeni ile bazı Batılı ülkeler Suudi Arabistan’la ilişkilerini iyileştirmeye başladı. Biden dışında veliaht prens bu yıl krallıkta Fransa, İngiltere ve Almanya’nın liderlerini ağırladı. Ayrıca Krallık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkileri onardı. Bu iyi ilişkiler Suudi Arabistan’a daha geniş bir özerk alan hakkı tanıdı. ABD’nin hegemonik dayatma veya baskısına karşı petrol kısıtlama kararının ‘ekonomik nedenler ile alındığı konusunda direnmeleri nedenleri ile ABD Suudi Arabistan geriliminde ilk raund kesinlikle Suudilerin diyebiliriz. Konjonktürel olarak eli güçlenen Suudiler ABD’nin hegemonik baskısına direnerek ABD’yi stratejik de olsa geri adım atmasına neden olmuşlardı. Tüm bunlarla birlikte son üretim kesintisi kararı da ABD ve Suudi Arabistan arasındaki ipleri gerdi. Son üretim kesintisinin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ”Biden Temmuz ayında Cidde’ye gitmeden önce Suudi yetkililer Washington ve Riyad arasındaki ortaklığın doğasının temelden değiştiğini söylüyordu. Zira ABD, Riyad’ın bölgesel düşmanı olan İran’la bir nükleer anlaşmayı canlandırmaya çalışırken bu sırada Suudi Arabistan Yemen’de İran destekli gruplarla savaşmaya devam ediyor. Bu da iki ülke arasındaki Petrol savaşı dışında ABD’nin hegemonik gücünü örtülü bir biçimde hedef alan gerilimlere ve görüş farklılıklarına katkıda bulunuyor.
Pandemi, Rusya Ukrayna savaşı, Putin’in doğalgaz silahını ülkesine yaptırım uygulayan AB ülkelerine karşı kullanması nedeniyle enerjide aşırı sıkıntı yaşayan AB ülkeleri için kış aylarının çok ama çok zor geçeceği açıkça görülüyor. Dünya yeni bir enerji sıkıntısı ve petrol savaşları riskini yaşarken 0PEC+Grubunun petrol üretimini günlük 2 milyon varil düşürme kararı alması bu karara ’Brent Petrolunu temsil eden Rusya Devlet Başkanı Putin’in ‘Küresel enerji piyasalarında‘istikrarın korunması gerekir’ sözleriyle destek vermesi ABD’yi ve Başkan Biden’i kızdırmıştı. Üstelik Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatını koz olarak kullandığı bir kışa girerken petrol arzının düşürülmesi görüşmelerinde ABD’nin baskısına rağmen Rusya Başkan Yardımcısı Alexander Novak’ın toplantıya katılmasını Amerikalılar kendilerine yönelik subjektif açık bir mesaj olarak değerlendirmişlerdi. Bu nedenle Beyaz Saray’dan görünürde OPEC+ ülkelerini açık, Suudi Arabistan ve Rusya’yı örtülü olarak tehdit eden sert bir açıklama yapıldı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby OPEC+ grubunun günlük petrol üretimini kasımdan itibaren 2 milyon varil azaltma kararının Rusya’ya Ukrayna savaşında manevi ve askeri destek sağlamakla eş değer olduğunu söyledi. Kirby, 11 Ekim’de ABD Başkanı Biden’ın, Suudi Arabistan ile ilişkileri yeniden gözden geçireceğine dair açıklamalarda bulunmuştu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan ise önceki gün Al Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, ülkesinin ABD ile stratejik ilişkilere sahip olduğunu söylemiş ve ham petrol üretiminde azaltmaya giden OPEC+ kararlarının ekonomik sebeplerle alındığını ifade etmişti. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından son olarak yapılan açıklamada ise ‘’OPEC+ grubunun günlük petrol üretimini kasımdan itibaren 2 milyon varil azaltma kararı sonrası yapılan açıklamaları incelediği aktarılan açıklamada, hükümetin, OPEC+ kararlarının “ekonomik çerçevenin dışında alındığı yönünde bir izlenim oluşturmaya çalışan ve gerçeklere dayanmayan” bu açıklamaları tümüyle reddettiği belirtilmişti.’’
BAE’de siyaset profesörü olan Abdulkhaleq Abdulla, “Şu anda herkesin Körfez petrolüne, herkesin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihtiyacı var. Washington’dakilerin bazıları kesinlikle yeni bir Körfez olduğunun farkında değil ve artık Washington’dan emir almıyoruz” dedi.
Washington Post gazetesinde yer alan bir yoruma göre bu karar Başkan Biden’ın dış politikada başarısızlığının göstergesi ve ABD ile müttefiklerine aynı anda birkaç cephede indirilmiş bir darbe. Washington Post’a göre Suudi Arabistan petrol piyasanın kontrolünü yeniden ele geçirmeye ve fiyatı belirleme gücüne sahip olduğunu göstermeye çalışıyor. Suudi Arabistan, gazeteci Cemal Kaşıkçı suikastı ardından kendisini “parya” olarak nitelendiren bir ABD başkanına siyasi sinyaller veriyor. Yeni bir pencere açarak Pekin, Yeni Delhi ve Moskova’da başka dostları olduğunu göstermeyi amaçlıyorlar.
OPEC + Grubu ülkelerinin lideri pozisyonundaki Suudi Arabistan’ın Trump ve Biden dönemlerinde ABD’nin hegemonik gücünü kullanarak kendilerini belirli politikalara zorlamasından doğan rahatsızlıklarını çeşitli uluslar arası platformlarda açık ve örtülü bir şekilde dile getiriyorlar. ABD’li yetkililerin muhtelif konularda yaptıkları baskı ve zorlamaların işe yaramadığını ve Washington’un karşılıklı çıkarlara dayalı yeni bir düzene geçmesi gerektiği bu platformların ana konusu oluyor.
Suudi Arabistan’ın dünyanın yeni gelişen konjonktüründe Amerika ve Batı’ya karşı elinin güçlenmesi karşısında ABD’li üst düzey yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda sert söylem veya tehditvari açıklamalardan vazgeçirileceğini, ABD Başkanı Joe Biden’ın Suudi Arabistan ile ilişkileri yeniden değerlendirirken acele etmeden “sistemli” davranacağını ifade edilmişti.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.