7 bin kişiye dinleme izni veren FETÖ’cü hakime skandal çifte beraat!

04:0022/07/2024, Pazartesi
G: 22/07/2024, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

Cumhuriyet Tarihimizin en büyük telekulak skandalı çerçevesinde 17/25 Aralık Polis-Yargı darbe girişimine kalkışan FETÖ’nün, 90’lı yıllarda Türk Gladiosu tarafından işlenen laik cinayetleri derin üst akıl tarafından kurgulanan naylon terör örgütü ‘Tevhid-Selam’ Örgütü’ne yıkılmıştı. Türk Gladiosu tarafından 1990 lı yıllarda kurgulanan, 2000 yılından itibaren uykuya sevk edilen, sözde, Selam Tevhid örgütü, 11 yıl sonra 2011 yılında paralel yapıya hükmeden güç odakları tarafından canlandırılmıştı?


Cumhuriyet Tarihimizin en büyük telekulak skandalı çerçevesinde 17/25 Aralık Polis-Yargı darbe girişimine kalkışan FETÖ’nün, 90’lı yıllarda Türk Gladiosu tarafından işlenen laik cinayetleri derin üst akıl tarafından kurgulanan naylon terör örgütü ‘Tevhid-Selam’ Örgütü’ne yıkılmıştı. Türk Gladiosu tarafından 1990 lı yıllarda kurgulanan, 2000 yılından itibaren uykuya sevk edilen, sözde, Selam Tevhid örgütü, 11 yıl sonra 2011 yılında paralel yapıya hükmeden güç odakları tarafından canlandırılmıştı? İstanbul terörle Mücadele Şubesinde görevli FETÖ’cü sözde üst düzey görevliler FETÖ’cü yargı mensupları ile iş birliği içinde Kendilerine engel gördükleri ya da hasım olduğunu düşündükleri 7 bin kişi 3 yıl boyunca illegal olarak dinleyip izlenmişlerdi. Aralarında üst düzey devlet büyüğü, bakan, bürokrat ve gazetecilerin de bulunduğu 120 kişi hakkında dinleme ve izleme kararı veren İstanbul

10. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Savaş Çelik’ten başkası değildi!


SAVAŞ ÇELİK’İN 32 BİN LİRALIK AVUKATLIK ÜCRETİNİN DE HAZİNE’DEN KARŞILANMASI KARARI TOPLUM VİCDANINI ÖRSELEMİŞTİ! NEDEN Mİ?

FETÖ’CÜ Hakim Savaş Çelik, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 24 Ağustos 2016’da meslekten ihraç edildi. Çelik hakkında hem FETÖ üyeliğinden hem de telekulak kapsamında iki farklı soruşturma açıldı. Balyoz Davası hâkimlerinden de olan Savaş Çelik o dönem tutuklandı. Hâkim Savaş Çelik’in suçtan zarar gören ve soruşturma kapsamına alınan 31 ayrı kişi, kurum ve kuruluş hakkında 15 Ağustos 2011 tarihinden başlayarak iletişim tespiti, teknik araçla izleme kararlarına ve birçok uzatma kararlarına İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi olarak imza attığı tespit edildi. Verilen dinleme ve teknik araçla izleme kararlarında talep edilen kişilerin herkes tarafından tanınan ve terör örgütü üyesi olmadığı kolayca anlaşılabilecek kişiler olduğu bilinmesine rağmen görüşmelerinin kayıt altına alınmasına sebebiyet verdiği, suça iştirak ettiği, FETÖ üyesi emniyet ve yargı mensuplarıyla birlikte hareket ettiği belirtilerek hakkında dava açılmıştı.

Terör örgütü FETÖ’cü polisler ve yargı mensupları işbirliği içinde 17/25 Aralık Yargı-Polis darbe girişimi çerçevesinde kendilerine engel gördükleri ya da hasım olduğunu düşündükleri 7 bin kişiyi

3 yıl illegal olarak dinlenip izlemişlerdi. Aralarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da olduğu bazı bakan, bürokrat ve gazeteciler ile birlikte 120 kişi hakkında dinleme ve izleme kararı veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi FETÖ’CÜ Savaş Çelik o dönemde FETÖ’cü polis ve yargı mensupları ile ciddi bir ilişki içindeydi. Savaş Çelik, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 24 Ağustos 2016’da meslekten ihraç edildi. Çelik hakkında hem FETÖ üyeliğinden hem telekulak kapsamında iki farklı suçtan açılan dava ve soruşturmalardan Yargıtay 12 Dairesince ‘‘delil yetersizliğinden’’ beraat kararı verildi. FETÖ’cü hakim Savaş Çelik’in skandal çifte beraat kararı ardından Yargıtay 12. Ceza Dairesi Dairesince bu kez de sanık hâkimin kendisini vekille temsil ettirdiğini belirterek 32 bin lira vekalet ücretinin hazineden tahsil edilerek sanığa ödenmesine karar verilmesi kamuoyu vicdanında adaletin tecelli etmediği sanık hakimin korunduğu algısı yaratmıştı. Son dönemde üst yargının FETÖ lehine verdiği kararlar en azından ‘‘FETÖ ile mücadelede devletin elini zayıflatmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. İnsan hakları mı? Demokrasi mi? geçiniz! Daha günler önce 15 Temmuz Kalkışmasının 8’inci yılında devlet ve millet olarak birlik ve beraberlik içinde şehitlerimize Allahtan rahmet gazilerimize sağlık dileklerimizle andık. Milyonlar olarak 15 Temmuz’u unutmayacağız unutturmayacağız yeminleriyle Yenikapı ruhunu ilelebet yaşatacağımızı dosta düşmana duyurduk. Vatan haini şerefsiz alçak teröristleri ise lanetler yağdırdık!’’


FETÖ’NÜN 17/25 ARALIK POLİS-YARGI DARBE GİRİŞİMİ BAŞARILI OLSAYDI TÜRKİYE’DE NELER OLACAKTI?

2000 yılında Batman’dan İstanbul’a hicret eden Hizbul’Kontra terör örgütüne yönelik olarak 17 Ocak’ta İstanbul Beykoz’da örgüt evine yapılan, ısmarlama polis baskını sonrasında Hizbul Kontra terör örgütü’nün arşivinde, Uğur Mumcu suikastını aydınlatacak bir mektuba ve İran gizli servisi ile irtibatlı Tevhid-i Selam isimli bir örgüte ulaşılıyordu. Tevhid-i Selam örgütü yöneticilerinden olduğunu iddia eden İğneci kod adlı Yusuf Karakuş Hüseyin Velioğlu’na yazdığı mektupta Tevhid-i Selam grubundan ayrıldığını, Hizbul Kontra terör örgütüne geçmek istediğini referans olarak da Uğur Mumcu suikastında bulunduğunu ifade ediyordu. Bulunan referans mektup üzerine Türk Gladiosu tarafından1990'lı yıllarda işlenen laik cinayetler derin üst akıl tarafından ustaca bir örtme ve hedef şaşırtma yöntemi ile aslında var olmayan, FETÖ tarafından kurgulanan Tevhid-i Selam örgütü üzerine yıkılıyordu. Eğer FETÖ’nün 17-25 Aralık Polis-Yargı darbe girişimi başarılı olsaydı bir kurgu olarak oluşturulan Tevhid-i Selam örgütü üzerinden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar milletvekilleri gazeteciler MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve yüzlerce kişi ile ilgili olarak tutuklamalar yapılacak, Türkiye KAOS ortamına sokulacaktı. Günümüzde laik suikastları ve cinayetleri arkasında Gladio yapılanması olduğuna yönelik ciddi delil ve kamuoyu algısı mevcut olduğuna göre, günümüzde ortaya çıkan gerçekler ışığında, suikasta ve cinayete kurban edilen gazetecilerin eş ve çocuklarının yeni bilgi, belge ifadeleri doğrultusunda, Umut operasyonlarının yeniden yargıda ele alınması halen günümüzde, devletin üst yetkililerine eylem yapabilecek kapasitede olan bu cinayet şebekesinin eylemleri ve iç uzantılarının ortaya çıkarılması Paralel Devlet yapılanmasının arkasındaki üst aklı da deşifre  edebilecektir. Hayırlı günler!

#FETÖ
#Bülent Orakoğlu
#Aktüel