Seçmen nezdinde

04:0030/06/2018, Cumartesi
G: 30/06/2018, Cumartesi
Ayşe Böhürler

Seçim gününü, öncesi ve sonrasını medyadan değil de halkın arasında sahada, olayların geçtiği zeminde izlemek bana başka bir gözlem imkanı verdi. Bu vesileyle de hem iç muhalefeti hem de dış muhalefeti başka bir gözle görme imkanı buldum. Özetle bu seçim bana bir vekil adayı olarak Türkiye siyaset sahnesini halkın arasında izlemek imkanı verdiği gibi bambaşka bir bakış açısı da kazandırdı.***AK Parti’yi kuran 74 kişiden birisiyim. 11 yıl MKYK üyeliği yaptım, ilçe ilçe, mahalle mahalle teşkilatların

Seçim gününü, öncesi ve sonrasını medyadan değil de halkın arasında sahada, olayların geçtiği zeminde izlemek bana başka bir gözlem imkanı verdi. Bu vesileyle de hem iç muhalefeti hem de dış muhalefeti başka bir gözle görme imkanı buldum. Özetle bu seçim bana bir vekil adayı olarak Türkiye siyaset sahnesini halkın arasında izlemek imkanı verdiği gibi bambaşka bir bakış açısı da kazandırdı.



***

AK Parti’yi kuran 74 kişiden birisiyim. 11 yıl MKYK üyeliği yaptım, ilçe ilçe, mahalle mahalle teşkilatların ve bu hiyerarşik yapının nasıl büyük bir emekle yapılandığını bilirim. Ancak bu yapının bugüne taşınan sürdürülebilir ve halka halka büyüyen bir yapıya dönüştüğünü görmek bu emeğin farkında olan birisi olarak beni çok mutlu etti. Bizim seçmenimiz de teşkilat mensubumuz da elini her zaman taşın altına koyar, emeğini esirgemezdi… Kuruluştaki bu ruhun; eskileriyle, yenileriyle, gençleriyle, kadınlarıyla birlikte bu seçimde sahalarda yaşatıldığını yakından gördüm. Sn. Erdoğan kuruluş sürecinde bize ve teşkilat mensuplarımıza yaptığı tüm konuşmalarda sürekli “bu partiyi millet kurdu millet yaşatacaktır, bu parti milletin partisidir, aman ha onlara farklı davranmayın!.. “ uyarısında bulunurdu. Bu tespitin ne kadar gerçek olduğunu16 yıl sonra mahallelerde, sokaklarda, çarşılarda, evlerde gördüm. Gördüğüm odur ki Sn. Erdoğan’ın liderliğinde bu partiyi millet kurmuş ve millet yaşatıyor ve yaşatacak!

***

Sahada ilçe ya da mahalle bazında teşkilatın kuruluşunda çalışmış herkes ilk elden kendisini AK Parti kurucusu olarak tanımlıyor ve tanıtıyor. Ve bu duyguyla partisine her yerde ve zeminde sahip çıkıyor. Bu onun için bir onur ve gurur vesilesi. Bu nedenle de fedakarlıktan çekinmiyor. Kişisel husumetleri yok saymayı biliyor. Sonuçta olanı ülkesinin, ailesinin ve kendisinin istikbali olarak görüyor. Bu süreç Parti çalışanlarında toplumla hemhal olmanın yanı sıra büyük bir siyasi kültür de gelişmesine katkı sağlamış. teşkilatta yeni çalışmaya başlayan ile eskiler hemen fark ediliyor. Kime nasıl davranılır? Nerede ne konuşulur? İnsanlara hitap ve bir meseleyi kırmadan dökmeden anlatmak konusunda da uzman olmuşlar. Çatışmasız sükunetle bulundukları her yerde kendilerini ifade edebiliyorlar. Doğrusu sabırlarını, insan yönetme becerilerini çok takdir ettim. Her gün, günde 14 saati bulan bir çalışma temposunda bin bir insanla muhatap olurken bunu sürdürmek hiç de öyle kolay bir iş değildi. Ayrıca bu çalışmaların hepsi de gönüllülük esasına dayanıyor ve gerçekten büyük bir özveri istiyor. Şöyle bir örnek vermek isterim; seçim boyunca merkezi bölgelerde olan AK noktalarda gündüz kadın kolları; gece de gençlik kolları durdu. Çoğu mahalle teşkilatından olan hanımlarla sohbet ederken gördüm ki hepsi özel hayatlarını adeta askıya almışlar. Evde hasta yaşlı bakanı da, çoluğu çocuğu olanı da vardı. Ciddi durumda olan ameliyatları, tedavisini seçim sonrasına bırakanlara bile şahit oldum. İftarlarını evlerinde değil de mahalle iftarlarında halk ile beraber yaptılar. Arife günü dahi, AK Noktalarda beklediklerini, eve gidip temizlik yapamadıklarını, yapmaya niyetlenenlerin de uyuyup kaldığını ben biliyorum.

AK Parti’nin kurumsal yapısı ve tecrübesi 65 gün boyunca Türkiye sathında büyük bir kitleyi mobilize ve organize etti. Elbette aksayan noktalar da oldu, ancak bunların hiçbirisi de seçim sürecini ve sonuçlarını etkileyecek işler değildi. Sistem çalıştı ve hiç fire vermedi, herkes vazifesini yaptı. Ben en azından İstanbul il teşkilatına ve kendi bölgemdeki 12 ilçede çalışanlara teşekkürü bir borç bilirim. Evden oturup ahkam kesip “o öyle yapılsaymış bu böyle olsaymış” demek çok kolay! Ama sahada çalışmak, milyonları organize etmek çok zor! Bu zor süreçten her seferinde büyük bir başarıyla çıkan Sayın Erdoğan ve AK Parti yönetimini; davalarını ailelerinin, işlerinin ve sağlıklarının önüne koyarak çalışan teşkilat mensuplarını (özellikle de Kadın Kollarını) canı gönülden kutluyorum. AK Parti teşkilatlarını siyasi kültürü, adap ve terbiyesi de toplum içinde uzlaşmacı tavırları Sayın Erdoğan liderliğinde büyük bir siyaset okulunun yüzbinlerce mezun verdiğini bize gösteriyor. Sağ olsunlar, var olsunlar!

***

Sahadan muhalefet tarafı da farklı görünüyor. Sadece bilinenler değil , yerine göre mıkırdanarak, yerine göre sinsice muhalefet yapanları da halkın nasıl değerlendirdiğini görebiliyorsunuz. Mete Yarar’ın önceki günkü “seçmene Amazon’da yeni bulduğunuz ilkel kabile muamelesi yapmaktan vazgeçin” başlıklı yazısı bu durumu çok iyi özetliyor. “Memleketimizin insanının sağduyusu ve feraseti vardır. Ona makarnacı, kömürcü sıfatlarıyla yaklaşanların önce kendilerine bakmasını öneririm. Her şeyin azına sahip olanların bütün cephelerde gönüllü olduğunu unutmayın. Onlar kurtuluş savaşının ruhunu hâlâ taşıyorlar. Tuzu kuru olanlar hangi manda yönetimi daha iyidir tartışması yaparken Anadolu son evladını da elindeki iki şeyden birini de cepheye gönderiyordu. O nedenle ilk sıkıştığı anda yurt dışına kaçma planları yapanların kimseye makarnacı demeye hakkı yoktur. Bu söylem siyaseten de kimseye fayda sağlamaz.”

İnanın saha da tam böyle düşünüyor. Hepsini “CHP kafası” deyip bırakıyor. Ne Chavez ne de Putin’den filan örnek vermeye, çeviri siyasi analizlere filan gerek yok. Türk halkı için bütün bu nobran, kibirli tavırlar CHP kafası işte! Buna karşı durarak ve onlara değer veren tek lider Tayyip Erdoğan. Bu hastalıklı bakış bugünlerde bizim mahallenin bazı sokaklarında görülüyor. Siyasetten entelektüel söylemler bekleme, seçmene hoca kıvamında öğrenci muamelesi çekme, Erdoğan’a oy verebilme ihtimalinden üzüntü duyma gibi… En dikkat çekici olanı da Muharrem İnce rüzgarını ciddiye alıp gidecek umuduna kapılmaları. Uzun süredir bu değişimi yakından izliyorum. Yine de bazı kareler beni gerçekten çok şaşırtıyor. Mesela Elif Çakır’ı Muharrem İnce’nin uçağında; hem kendisi hem de İnce için imaj röportajında görünce “hah projeye dahil olmuşlar” deyiverdim.

#Seçim
#AK Parti