Kriz başlıkları

04:0026/05/2018, Cumartesi
G: 26/05/2018, Cumartesi
Ayşe Böhürler

Seçim döneminde seçmenin “oy verme” davranışını etkileyecek unsurların başında vaatler geliyor. Kemik seçmen dediğimiz, dededen-babadan beri hep aynı partiye oy veren seçmenin bunlardan etkilenmeyeceğini biliyoruz. Partilerin gözleri kemik seçmenin dışındaki kesimde.Bu kesimde başta gençler var, yeni nesilde ailesinin oy alışkanlıkları konusunda tereddüdü olanlar var, ne yapmış olursa olsun iktidara muhalif bir küme var. Peki, bu kümeye muhalif partiler ne söylüyorlar. “Mıt mıt derken” ne demek

Seçim döneminde seçmenin “oy verme” davranışını etkileyecek unsurların başında vaatler geliyor. Kemik seçmen dediğimiz, dededen-babadan beri hep aynı partiye oy veren seçmenin bunlardan etkilenmeyeceğini biliyoruz. Partilerin gözleri kemik seçmenin dışındaki kesimde.


Bu kesimde başta gençler var, yeni nesilde ailesinin oy alışkanlıkları konusunda tereddüdü olanlar var, ne yapmış olursa olsun iktidara muhalif bir küme var. Peki, bu kümeye muhalif partiler ne söylüyorlar. “Mıt mıt derken” ne demek istiyorlar analizi yapmak istiyorum.

CHP -İYİ PARTİ ARASINDA ÇEKİŞME

Meral Akşener’in geliştirdiği bir söylem var ki o da CHP’nin Muharrem İnce kanadında tepkiyle karşılanıyor. Akşener mitinglerde, “Tayyip Erdoğan ikinci tura kimin kalmasını istemez” sorusunu soruyor, ardından da “benim” diyerek cevaplıyor. Böyle yaparak diğer muhalif adaylar içinde kendisini ayrıştırıyor.

CHP kitlesinden özellikle bu söyleme bir iki gündür tepki başladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin onlar için odak noktası “ikinci tura İnce mi kalacak Akşener mi” sorusuyla formüle edilebilir. Akşener’in söylemi bu noktada CHP seçmenini hedef alıyor.

Akşener’in ayrıca CHP’lileri kızdıran şöyle de bir ısrarı var.

Muharrem İnce muhalefet liderlerine bir çağrı yaptı. İkinci tura kalan lideri destekleyeceğimizi ‘şimdiden’ taahhüt edelim dedi. Böyle bir taahhüt vermeye ise Akşener yanaşmıyor. İkinci tura ben kalacağım ısrarını sürdürüyor. Bu tutum İnce kanadında rahatsızlık uyandırıyor. “Tayyip Bey benim ikinci tura kalmamı istemez” söylemiyle seçmene bir imada bulunduğunu iddia ediyorlar. Seçmene “Erdoğan’ın, kolay gördüğü rakip Muharrem İnce” mesajını dolaylı olarak verdiğini söylüyorlar.

Meral Akşener’in ikinci tura kalması içinse MHP’den oy çalması yeterli değil. MHP’nin bütün oyunu alsa bile ikinci tura kalamaz. Bu durum da Akşener’i CHP’li seçmene yönlendiriyor. Yer yer buna dair şehir efsaneleri de üretiliyor. “CHP’li seçmen Akşener’e oy verecek” şeklinde.

Ancak anketler başka bir tablo ortaya koyuyor. Akşener’in oyu ilk turda İnce’nin gerisinde kalırsa, bu, onun siyaseten silinmesi anlamına gelebilir ki bu seçim onun için hayat memat meselesi. Ya kalacak ya da silinip gidecek. Bu noktada CHP mevzilerinden oy alarak yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor.

Burada muhalefetin kendi içinde sıkı bir rekabet olduğunun altını çizelim. Anketlere yansıyan rakamlar ise Cumhurbaşkanı’nın ilk turda bu işi bitireceğini gösteriyor. Böyle bir ön kabulü aslında muhalefet partileri de benimsiyor ki rekabeti Parlamento’da yoğunlaştırmaya çalışıyorlar. Ancak orada da İyi Parti ve CHP adaylarının seçmeni memnun etmediği bir gerçek. Şimdiden İyi Parti’de adaylıktan istifa edenlerin sayısı 10’u geçmiş durumda.

SEÇİM VAATLERİ

Ak Parti dün Seçim Beyannamesi’ni açıkladı. Gelecek vizyonu ve somut proje vaadi olan, yapıcı haliyle muhalefet partilerinin projelerinden ayrıştı. “Ak Parti, yeni yönetim sistemiyle, ülkenin ayağındaki prangaları azaltmayı, 16 yılın tecrübe ve başarısıyla Türkiye’yi getirdiği yerden çok daha ileriye götürmeyi vadediyor. Ayrıca geleceğin dünyasını kavradığını ortaya koyan, dönüşüme açık, inovasyon ve dijital vurgusu yapan ve hatta Antarktika’da araştırma üssü vadeden, sürdürülebilir, uygulanabilir vaatler ortaya koyuyor. Bunun garantisi olarak da 16 yıllık yönetim tecrübesini ve başarısını gösteriyor. Ülkeyi ayağa kaldıran parti olduğunu vurguluyor. “Devam” diyor, “daha ileriye” diyor, “omuz omuza” diyor. Devlet tecrübesini milli hedeflerle birleştiriyor.

Muhalefetin vaatlerinin bileşkesi ise 90’lı yılların kaos ortamını çağrıştırıyor.

Hem Akşener hem İnce “Suriyelileri geri göndereceğiz” vaadini sıkça tekrarlıyor. Temel Karamollaoğlu da zaten Esad’ı daha önce ziyarete gitmişti. Onlardan farklı düşünmüyor. Demirtaş ve HDP yöneticileri arkalarında PYD olduğunu zaten sık sık söylüyorlar. Bu açıklamalar da onların bu göçün müsebbiplerinden birisiyle müttefik olduklarını gösteriyor.

MAKSAT DURDURMAK…

Muhalefet bir kereliğe mahsus palyatif etkileri olan vaatleri büyük projeler olarak sunarken daha çok da engel olacakları projeleri “vaat” olarak sunuyor. Mesela “yerli otomobil projesini durduracağız… Kanal İstanbul projesini durduracağız...” gibi.. Yine muhalefetin en önemli vaatlerinden biri de vatandaşın %52 oy ile “evet” dediği ve anayasal değişiklikle gelen yeni yönetim modeli. Bunun için gerekli olan anayasal değişimin “nasıl mümkün olacağına” değinmeden bu konu işlenip duruyor. Hem Akşener hem İnce her konuşmada, %52’nin tercihini yok sayarak Parlamenter Sisteme geri dönme vaadinde bulunuyorlar. Her şey gözümüzün önünde oluyor. Sadece bakmak ve görmek yeterli.

#Seçim
#Muhalefet