Doktorlar da hastalanır!

04:004/04/2020, Cumartesi
G: 3/04/2020, Cuma
Ayşe Böhürler

Pek çok hekim arkadaşım var. Uzun süre oturduğum ilk evimin Cerrahpaşa yolunun üzerinde ve aynı zamanda Çapa’ya da yakın olması, dönemin çatışma ortamında tıp öğrencileri için evimi bir buluşma mekanına çevirmişti. Çok eskiye dayanan dostluklarımız hala devam eder. Onlarında hekim çevreleri ve talebeleri, sahadaki gençlerle süren ilişkileri, doktor olan çocuklarımız dahil olmak üzere bu konuda edindiğim malumatlar geniş bir çevrenin fikrini de yansıtır. Bu nedenle yıllardır bizim arkadaş sohbetlerimizin

Pek çok hekim arkadaşım var. Uzun süre oturduğum ilk evimin Cerrahpaşa yolunun üzerinde ve aynı zamanda Çapa’ya da yakın olması, dönemin çatışma ortamında tıp öğrencileri için evimi bir buluşma mekanına çevirmişti. Çok eskiye dayanan dostluklarımız hala devam eder. Onlarında hekim çevreleri ve talebeleri, sahadaki gençlerle süren ilişkileri, doktor olan çocuklarımız dahil olmak üzere bu konuda edindiğim malumatlar geniş bir çevrenin fikrini de yansıtır. Bu nedenle yıllardır bizim arkadaş sohbetlerimizin gündeminde hekimlerin gündemi hep yer alır. Bir de hekim olmak siyasi fikri ne olursa olsun insana insandan bakmayı çok daha iyi öğretiyor Realist tavırları zaman zaman benim için öğreticidir, yol göstericidir. En azından bizimkiler öyle! Hem akıllarına hem de sağduyularına her zaman güvenirim. Bu nedenle bugünkü yazımda onların gündemlerinde yer alan konulara değinmek istiyorum.

Bir bölümü halen aktif çalışıyor. Whatsapp gruplarında evinde oturup hiçbir şeye değmedikleri halde kaygıdan ölen arkadaşlarımızla ortak gruplarımızda aralarda öfkelenerek (bu kadar da cehalet okumuşlukla mümkün olur misali) aralarda sabırla verdikleri naif cevaplar ise çok eğlenceli oluyor. En çok da medyanın maydanozlarından alınan bilgileri satanlara kızıyorlar. Maske o anda eksikse ya da başka korunma tedbirleri gerekiyorsa da illa ki bir çözüm üretiyorlar. Çareler tükenmez, şikayet etmek yerine illa ki her şeyin bir çaresini bulma çabası bize en yakışanıdır diye bakıyorlar. Sorun küresel ama çözümler bireysel de olabilir… Bazen çözümleri dahiyane ve şahane de olabiliyor. Diş hekimi arkadaşımız Saadet bu sürede çaktırmadan çalışmaya devam ediyormuş. Yazı grubumuzda ‘’riskli değil mi’’ diyecek olduk. Cevabımızı aldık tabii! Hep kısa ve öz konuşur… ‘’Arkadaşım sen hiç dişi ağrıyan insanın yaşadığı acıyı tahmin edebiliyor musun… Elbette vazifemiz dindireceğiz acısını.’’ Gruptaki vıttırı zıttırı sorularımızdan, kaygılarımızdan utanmadık desem yalan olur. Ama tabii onun da tepesini attıran talepler oluyor. Hastanın diş temizliğine gelmesi gibi:)

Bu nedenle bugün onların gündeminden notlar paylaşmak istiyorum. Doktorlar da hastalanır, onların da çocukları aileleri yaşlıları var! Onların da psikolojileri bozulabilir. Bana bir şey olursa çocuğuma kim bakacak endişesi taşımalarından tutun da eve covid mikrobu taşıma endişesi, suçluluk duygusu… İnsanın binbir duygu hali onlar için de geçerli. Geçenlerde küçük bebeği olan genç doktor nöbette ateşi çıkınca fark ediliyor covid - 19 olduğu. Bu arada 5 gündür hastalık onda. Küçük bebeğini annesine bırakıp nöbete gelmiş, eşi de covid - 19 oluyor. Çocuk annesinde kalıyor kendini eve karantinaya alıyor. Yaşadığı endişeyi tahmin edebilir misiniz? .

Doktor arkadaşlardan gelen bilgiler çok hastanın ayakta atlattığını gösteriyor. Hastanelerin elindeki BT parklarının çokluğu viral pnömonililerin hızlı teşhisine ve bir an önce üçlü tedavilere başlanmasını sağlıyor. Covid olan acil doktorlarımızdan Dr. Alpay Genç “Bu yolda dövüşene düşene bin selam olsun” diyeceğiz ve asli görevimizden bir milim şaşmayacağız. Morallerimizi bozmayacağız. Ama en önemlisi testi pozitif olanı asla ama asla yalnız bırakmayacağız’’ diyor.

HEPİMİZ İNSANIZ,
ONLAR DA ÖYLE!

- Hasta hekime gelene kadar filtrelerden geçmeli. Hasta olan olmayanı ayırt edici ara bariyerler kurulmalı. Amerika ve Avrupa’daki sağlık sistemine ilişkin tüm röportajlarda gördüğüm o ki; hasta doktora üç aşamalı bir filtreden geçtikten sonra ulaşıyor. Böylece doktorun gerçek hasta üzerine yoğunlaşması sağlanıyor. Doktor mesaisini insanları yatıştırmaya harcamıyor.

-Hastaların sakinleştirilmesinde psikologlar aktif hale getirilebilir.

Hasta yakınları sağlıkçıları ciddi mobing yapıyorlar, doktorlar hastadan daha çok hasta yakını ile uğraşıyorlar.

-Sağlıkçılara şiddet uygulayanlara ağır cezalar gelmeli. Kolluk kuvvetlerine saldıranlara uygulanan cezalar gibi, SGK’dan faydalanma hakkının bir süreliğine iptali gibi… Öyle vakalar dinliyoruz ki.

-Doktor kendisine doktorluk yapamaz! Sadece doktor değil, tüm sağlık çalışanlarının bir başka kişi tarafından değerlendirilmesi gerekiyor, gün aşırı şekilde muayene edilmesi, kan örneklerinin alınması gibi! Yukarıdaki örnekte olduğu gibi doktor koşturmacanın içinde kendisini fark edemeyebilir. Ayrıca hekimlerin bir başkasının onlara ilgi gösterdiğini bilmeleri önemli. Her doktorun psikolojik mukavemeti aynı güçte olmayabilir. Onların tanık olduklarını düşününce panik olmaları çok doğal..

-Doktorlar bu mücadeleyi verirken geride bıraktıkları aileleri ve çocukları var! Hastalandıklarında ‘’karantinaya git evine’’ dendiğinde, doktorları kollayacak ekipler kurmak gerekir. Doktorlar da hastalanınca onlara rehberlik edecek yardım edecek insana ihtiyaç duyarlar…

- Sağlık çalışanları arasında yapılacak bir anketin faydalı olacağına inanıyorum. Hiç bilmediğimiz ve küçük dokunuşlarla çözülebilecek sorunları olabilir, gönülleri alınabilir. Belki bizlere de bir vazife düşer de onlar için bir şey yapma fırsatı buluruz. Alkışın duanın ötesinde…

Prof. Cemil Taşçıoğlu hocaya rahmet ve minnetle…

#Doktor
#Koronavirüs
#Sağlık