Nietzsche’nin “Hakikat yoktur, perspektifler vardır” sözüne bir Müslüman olarak katılmasam da bu sözün akisleriyle karşı karşıya kaldığımız bir yıl geçirdik. Hakikat kelimesi önem kaybetti, perspektifler önem kazandı.
Kanuni’nin Muhibbî mahlasıyla kaleme aldığı “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözünü yaşayarak idrak ettik. “Her şeyin başı sağlık” sözü 2020’nin en çok kullanılan deyimi oldu.
Yeni nesil, hele de iGen (internet nesli) hiç bilmez. Bizim zamanımızda hele de sol örgütlerin içinden biri bir hata yapmışsa özeleştirisini verirdi. Ben de özeleştirimi vererek yazı üslubumu 2021’de değiştireceğimi belirtmek istiyorum. Bir daha Kierkegaard, Wittgenstein filan demeyeceğim. Bunun iki sebebi var. Birincisi; akıllı telefon devrimi. Madem yazılar akıllı telefonlardan okunuyor, madem araç içeriğin kendisi (Mc Luhan dememek için kendimi zor tutuyorum☺)… Yukarıdaki gibi düşünürler, kavramlarla filan yazmayacağım bir daha. Bu, böyle son yazı olacak.
Bundan sonra Ertuğrul Özkök stilinde yazmaya karar verdim. Niye Özkök derseniz de geçenlerde onu Türk Kahvesi Programı’na davet etmiştim, medya tarihi konuşacaktım. Bu vesileyle de yazdıkları üzerinde çalışırken yazma biçimini örnek almaya karar verdim. Daha benim yeni tarzım nasıl olmalı, üzerinde çalışmaya başlamadım ama 2021 kararı olarak ilân etmek istiyorum. Haaa bu arada “Abdulkadir Selvi” stiline de dönebilirim ama henüz kararsızım. Şimdilerde Özkök stili daha cazip geliyor.
Belli ki bir hayli eğlenmiş☺ Önce savunma yaptım tabii ki… Sebep sıralarken kendi cümlelerim kendi kulağıma anlamsız gelmeye başladı. Sonra hak vermeye başladım ki; “Sahiden niye böyle yazıyorum?” sorusuyla zihnim meşgulken kendime hele de yazılara iyice yabancılaştım, neredeyse bir terapiste filan gitmeye bile kalktım. Dostlarımızın benden şikâyetçi oldukları şeylerden birisi de hep bu savunma tarafımdır. En açık, bariz durumlarda bile “ama”, “ya da” laflarıyla
Sizinkileri de merak ediyorum. Var mı özeleştiri vermek isteyen ya da meydan okuma yapmak isteyen.
Death to 2020 “Ölümüne 2020” Netflix’te izlediğim en komik belgesellerden bir oldu. 2020’yi en iyi anlatan belgesel de diyebilirim. Artık yapım formatları birbirinin içine giriyor ki bu belgesel de öyle. Görüş verenler kurgu, olaylar gerçek? Belki de tarihin en tuhaf yılını yaşadık. Bu tuhaflıkları normalleştirmeye çalışınca ortaya bu belgesel çıkmış, herkes var içinde, tavsiye ederim. Boş boş konuşan uzmanlar, olan biteni anlamlandırmaya çalışırken saçmalayan tarihçiler, saçma sorular saçma cevaplarla sıradan halkın yorumlarını karikatürize eden 2020 turunu tavsiye ederim
Oldum olası realistimdir. Oğlak burcundan olmanın da etkisi olabilir ya da kız kardeşsiz büyümenin. Sebep her ne olursa olsun, oldum olası bu tür laflara gıcık olurum.
Bu safsatalar nedeniyle kadınlar hasta adamlara râm oluyor. Hastalık semptomlarını görseler de ille de iyileştireceğim diyerek ömürlerini heba ediyorlar. Sadece kendilerinin değil o hanede doğan çocukların da, onların çocuklarının da… Zincirleme reaksiyon gibi adeta. Neymiş, sevgi iyileştirirmiş. Psikopatlar böylece fark edilemeyip onlarca hayatın içinde başkalarını öldürüp kendileri yaşayıp duruyorlar. Psikolog-psikiyatristler bu süslü lafların ötesine geçip onları bekleyen tehlike konusunda daha uyarıcı olmaları gerekiyor. Sevgi iyileştirmiyor, öldürüyor…
Yılın son iki gününde üç kadın cinayeti. Bu konuda Adalet Bakanlığı’nın; güzel temennilerin, duygu paylaşımlarının ötesine geçip, suçluyu cezalandırmakta çok daha etkili olmasını beklemek hakkımız.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.