Türkiye’de kadın tartışmalarını yaşam tarzı üzerinden sınırlandıran tuhaf bir girdap var. Hayatımızın büyük bölümü bu girdaba kapılmadan kendimizi anlatmaya çalışmakla geçti. Yıllar sonra bugün de hem Meclis’te hem toplumda hem de diziler aracılığıyla kadın modellemeleri üzerinden bu tartışmaların sürdüğünü görüyorum. Tarih tekerrür ediyor ya da kafiyeleniyor.
Yüz yıl hatta 200 yıl önceki konular, Tanzimat’la başlayan Cumhuriyet’le devam eden Türk tipi modernleşme sürecinde ortaya çıkan kavgalar, kadın dindarlığı ve yaşam tarzı üzerinden bugün de sürüyor. Kızılcık Şerbeti, Kızıl Goncalar, Ömer gibi dizilerin de meseleyi ele alışları bunun ötesine geçemiyor. Bu anlamda dizilerin içeriklerinin tartışılmasının dışında iki tarafın da kadın konusunda bakış açılarını yeniden gözden geçirmelerinin önemli olduğunu görüyorum. Mütedeyyin yaşam tarzı ile öyle olmayan yaşam tarzı arasındaki uyumsuzluklar ve bunların aşılması konusunda hep merkezin verili ve kabul edilebilir bulunanın Batılı yaşam tarzı olduğunun altını çizmek istiyorum. Toplumun önyargıları yeniden yeniden üretiliyor.
Bu dar kapsamlı dindarlık yorumlarının sıkıcılığını bir tarafa bırakıp BBC’nin 2023 için açıkladığı dünyayı etkileyen 100 Kadın listesine bakalım. Listede İslam ülkelerinden birçoğu da başörtülü pek çok kadın var. Ülkelerine, dünyaya, barışa, iklime, insanlığa katkı sağlayan öncü kadınlar bunlar… Bunlardan birisi Gazze’nin ilk kadın cerrahı olan Dr. Sara Al-Saqqa, bölgedeki en büyük sağlık kurumu olan Şifa Hastanesi’nde çalışıyordu ve yaptığı paylaşımlarla orada yaşananları dünyaya duyurdu. Endonezya’dan Desak Made Rita Kusuma Dewi ise Bali’den, Endonezya kaya tırmanışı şampiyonu. 2023 IFSC Spor Tırmanış Dünya Şampiyonası’nda kadınlar hız yarışmasında 6,49 saniyelik rekor süre ile altın madalya kazandı.
ABD’de Iraklı bir göçmenin çocuğu olarak dünyaya gelen Huda Kattan büyük bir kozmetik şirketinin sahibi. Türkiye’den fizik mühendisi Canan Dağdeviren’in olduğu listede Gana’nın bir köyünde balıkçılık yapan ve kıyı erozyonu nedeniyle geçim kaynakları tehdit altında olan balıkçı kadınlara yardım etmeyi amaçlayan bir dernek kuran Ganalı Buobasa da var. Mültecilere ve acil durum anlarında kadın ve kız çocuklarına odaklanarak eğitime erişimi savunan Afganistanlı Summia Toıra da listedeki bir başka isim. Listede birbirinden çok farklı kadınlar yer alıyor: Batı Sahra’dan bir kadın hakları ve iklim aktivisti olan Najla Mohamed-Lamin, Pakistan’da asırlık bir geleneği sürdürerek her yıl sürülerini 4 bin 800 metre yükseklikteki otlaklara götürüp besleyen, elde ettiği gelirle köyüne refah getirmiş bir kadın çoban Afroze-Numa, Endonezya’da kurduğu bir grupla Sumatra kaplanlarını, pangolinleri ve risk altındaki yaban hayatını tehdit eden yasa dışı ağaç kesimini ve avcıları caydırmak için bir Köy Orman Yönetim Birimi’ne (LPHK) liderlik eden Orman Koruma Müdürü Sumini.
Bu kadınlar bize çok şey söylüyor. Dünya değişiyor, sorunlarımız, hayati bulduğumuz konular da değişiyor. Geleceğimizi geçmişte kurmaktan vazgeçip, kadın meselesi başta olmak üzere pek çok konuya farklı yaklaşımlar geliştirmenin vaktidir diye düşünüyorum. Dizileri bir de bu gözle yazalım ve yapalım.
Milli İstihbarat Teşkilatı bir ilke imza attı ve 2023 Raporu’nu yayınlandı. Raporda dünyada aşırı sağın yükselişi ve radikalleşme en önemli tehdit olarak sunuluyor. Raporun kamuoyu ile paylaşılan kısımlarındaki veriler, bu konu üzerinde hem ülkemiz için, hem de dünyada yükselen anti-İslam konusunda şimdiden hazırlık yapmazsak çok geç kalacağımızı gözler önüne seriyor.
Raporu okurken, anti-İslam konusuna çalışırken din anlayışımızı da yeniden gözden geçirmek gerektiğini düşündüm. Belki de çözüm “hikmetü’l-hâlide” manasındaki ya da Guénon’un “gelenek” dediği din anlayışına geri dönmektir. Bu çerçevede Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç ile yaptığımız Türk Kahvesi programındaki bir analizine yer vermek istiyorum, çare olarak düşünülebilir:
“İnsan ilahî kökenlidir, ilahlaşmak ister, Tanrı gibi olmak ister. Buna mütealî olmak deniliyor. Allah’ın boyasına boyanmak ister, Allah’ın vasıfları ile muttasıf olmak ister. Bunu din içerisinde yaparsa buradan kâmil insan ortaya çıkar. Din içerisinde yapmazsa karşımıza adeta ‘yeryüzü tanrıları’ şeklinde bir tür ilahlaştırılmış tiran modelleri çıkar ki biz bunlara ‘sahte ilahlar’ diyoruz. Dinin günümüzde geniş kitlelerce bu şekilde anlaşıldığını söylemek hayli güç görünüyor. Onun özünü, aslını nasıl anlayacağız? Bugün İslam dünyası da dâhil dünyada şüyu bulan ‘religion’ (şeriat/muamelat) manasındaki dindir. Dinin bu şekliyle anlaşılması da beraberinde bir takım problemleri getirmektedir. Din bu manasıyla bir baskı aracı olabilmekte, sömürü aracına dönüşebilmekte, etik-ahlak içermeyebilmekte, ideoloji ya da bir slogan haline gelebilmekte, bir katliama zemin hazırlayabilmekte ya da Marks’ın tabiriyle afyon haline gelebilmektedir. Oysa bu hikmetü’l-hâlide manasındaki ya da Guénon’un ‘gelenek’ dediği din değildir. “
***
Büyük Türkiye hayalini gerçekleştirmek için yerel seçimler bir aşama. Yerel seçimlerde bu hayalin gerçekleşmesine katkı sağlayacak projeler, bir büyük resmin, ülkünün parçası olarak kurgulanmalı, hayata geçirilmeli. Başta Kayseri’nin abisi Memduh Büyükkılıç olmak üzer ülkede aday gösterilen tüm belediye başkanlarına başarılar diliyorum. Büyük Türkiye hayalinin onların yenilikçi, yapıcı ve birleştirici çalışmalarıyla gerçekleşeceğine inanıyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.