Ekrem İmamoğlu’nun Rize gezisi ve bunu İBB imkânlarıyla finanse etmesi, Nagehan Alçı’dan başlayarak gazetecilerin dizaynı, Özlem Gürses’in itirafı, Fenerbahçe ile çekişmesi gibi birçok haberi üst üste okudum, lakin herkesten farklı olarak “acaba istenen bu muydu” diye düşünüyorum.
Türkiye’de derin devlet derken ima edilen en önemli güçlerden birisi derin CHP’dir. Olayın bu boyutu düşünülmeli. Diğer taraftan Türkiye’de seçmen kitlesinin oturduğu taban sağ siyasete yakın. İktidara gelmek için sağ seçmenin oyunu almak gerekiyor. Son dönemlerde CHP genç seçmene, diğer tarafta Kürt muhafazakâr seçmenin oyunu almaya yöneldiyse de sonuç çok başarılı değil. Kıpırdanma var ancak. Afişlere başörtülü seçmen resmi koyarak, başörtülülerle toplanarak, toplantıda da onlara bu işi ne kadar zoraki yaptıklarını hissettirerek olmuyor. İçtenlik ve samimiyet olmayınca başörtülüler de dindarlar da yama gibi kalıyor.
İmamoğlu İBB bütçesiyle çıktığı Rize gezisinde derin CHP operasyonuna mı maruz kaldı? Veyahut da istediği bu muydu? CHP ile ayrışmak, “Koç sermayesi İmamoğlu’nu destekliyor” sözünü boşa çıkarmak, sol seçmenle arasına mesafe koymak… Giderek böyle olduğunu düşünüyorum. Rize gezisi sağ seçmenden oy istemeye daha rahat gidebilecek imkânları mı ortaya çıkardı… Düşünmek lazım… Hataların (hataysa eğer) çıkarttığı fırsatları da göz önüne almak gerekebilir.
Araştırmalar seçmenin oy verme davranışının da giderek rasyonellikten uzaklaştığını ortaya koyuyor. İnsanlar giderek daha içe kapatıyor, bu da onların kendi küçük gruplarının dışındaki gruplarla bağlantı ve duygudaşlık kuramamasına sebep oluyor. Acaba diğer gruplarla duygudaşlık kurabilmesi için Rize gezisi araç mı olacak, bakıp göreceğiz…
Diğer taraftan acaba CHP içi bir hesaplaşma mı var? Kılıçdaroğlu’nun çektiği videodaki 100 bin liralık otel odası imasının CHP İstanbul Gençlik Kolları tarafından servis edildiği düşünüldüğünde CHP Genel Merkezi, İstanbul Kaftancıoğlu ekibini tasfiye mi ediyor sorusu akla geliyor.
Hayvan haklarını savunmanın insan haklarını savunmaya yeğlendiği bir sınır çizgisi var. O sınır çizgisi bugünlerde çok sık ihlale uğruyor. Sokak köpeklerinin saldırısıyla sakat kalanların, ölenlerin haberlerinin giderek sıklaşması herkesi korkutuyor. Bunu son derece soğukkanlı kalarak karşılayanları, hatta bir çocuğun hayatını kaybetmesine ya da uzuvlarını kaybetmesine tepki vermeyerek, “Medya abartıyor” diyenlerin umursamazlıklarını görünce doğrusu hayret ediyorum. Hiçbir canlıyı bir canlıya yeğlemeyelim, eyvallah. Lakin insanları da vahşi köpeklere yem etmeyelim ve buna bir önlem alalım.
***
Bir taraftan hayvan haklarını insanların önüne geçiren bakış, diğer taraftan ABD’de laboratuvarlarda hayvanlar üzerine yapılan deneylerde son yıllarda görülen % 73’lük artış. Bu deneylerde başı çeken ülke de İngiltere. 2019’da 3,4 milyon deney hayvanı sadece antidepresan araştırmalarında kullanılmış. Neredeyse yüzyılın dâhisi olarak sunulan Elon Musk beyne çip takmak üzerine deneylerini domuzlar ve maymunlar ile yapıyor. Beyne çip takarak “Tanrıların bilgisine sahip olacağız” diyen Musk beyin çiplenmesinde başarıyı Gertrude isimli domuzda gerçekleştirdi. Gertrude beyinden makineye bağlanan ara yüzlerin ilk örneği. Elon Musk’un deyimiyle “insanları tanrıların bilgisine yaklaştıran” her araştırmada önce hayvan sonra insan denekler kullanıldığını unutmayalım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.