“Tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir”
Atilla İlhan’ın bu şiirini çok severim. Bu şiiri her okuduğumda ihanete uğrayan insanların haklı öfkeleri gelir aklıma.
Herhalde ihanetin en çok yaşandığı sahne siyaset sahnesi. En çok ihanete uğrayanlar da liderler. Ekip kurarsanız, hiç aklında olmayan insanları siyasete dahil edersiniz, onlara değer verirsiniz, kendilerini önemli hissetmelerini sağlarsınız, imkanları sonuna kadar kullandırırsınız… Makam mevki verirsiniz.
Zaman içinde pek çok zorlukta, yorgunlukta, yanlışta arkasında durursunuz, korursunuz… Aradan zaman geçer ve en ufak bir kopuşta, sarsıntıda düşman buluverirsiniz o kişileri, hem de tam karşınızda… 2000 yılından beri bu tabloya o kadar çok şahit oldum ki… Eminim daha da çok şahit olacağız.
Tüm bunlara tanık olmanın ötesinde bir de bizzat muhatap olanlar var… Altılı masayı her görüşte Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın yaşadıkları geliyor aklıma. Büyük şair Atilla İlhan’ın dediği gibi “ihanet bir bilmecedir…”
Mesajı gönderen ve algılayan arasındaki fark iletişimin hele de siyasi iletişimin çıkmazıdır.
Bu fark bir türlü kapanmaz.
12 Şubat 2022’de verilen altılı masa fotoğrafı bir mesajdı. Farklı yorumların ortak noktası, yuvarlak masa, etrafında buluşan farklı eğilimlerin temsil edildiği bir koalisyon masasıydı. 10,5 ay sonra 27 Aralık’ta ajanslara düşen resimde ise diğerleri masada yoktu. Akşener ve Kılıçdaroğlu baş başa bir masada oturuyorlardı.
2023’ten altılı masaya dair aklımızda kalan son fotoğraf bu olacak.
2023 narsistlere uğurlu gelmeyecekmiş…
2022’ye dair en umutla okuduğum yazı Fikir Turu sitesinde çevirisi yayınlanan Experience dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Joanna Weiss’in Politico için kaleme aldığı yazı oldu. Weiss ABD özelinde, ama dünyanın da çok iyi tanıdığı birtakım narsist kişilerin 2022’de başına gelenleri yazarak narsizmin kan kaybettiğini söylüyor. Diyor ki:
“Narsistler uzunca bir süre hiç fena götürmediler. Son 10 yılda arsız bir böbürlenme ve kendine güvenen bir çekiciliğin karışımı, bazı insanlara olağanüstü hizmet etti. Girişim sermayesi bunlara para akıttı, Forbes’e kapak oldular, sosyal medya süper starları haline geldiler. İş konferanslarında konuşmacı oldular, yeni plutokrat seçkinler arasına girdiler ve hatta bir vakada ABD başkanı bile oldular. Elon Musk, dolandırıcılık ve kara para aklamakla suçlanan kripto para borsası FTX’in kurucusu ve eski üst yöneticisi Sam Bankman-Fried, yeni sahne adı Ye olan Kanye West, gelecek vaat eden bir sağlık teknolojisi şirketi kurduktan sonra yatırımcılarını dolandırmaktan hüküm giyen Elizabeth Holmes, İngiltere Kraliyet ailesinden Prens Harry ile evli olan Meghan Markle ve ABD’nin önceki başkanı Donald Trump: Hepsi para birimi olarak ilgiyi ve yakıt olarak egoyu kullandılar ve bir süre için arzuladıkları şeyle ödüllendirildiler: Kendini seven bu insanları çekici bulduk.”
Weiss 2022 yılında şişirilmiş ego balonları sönmeye başladı diyor. Hadi inşallah diyelim! Umudumuz 2023 yılında narsistlerin kan kaybetmesi.
Ernest Hemingway’in “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” kitabını belki hatırlarsınız. Orada İspanya iç savaşı ve faşist unsurlara karşı Avrupalı entelektüellerin savaşını, umutsuzluğunu, travmasını ve de romantizmini anlatır. Bu travma 2. Dünya Savaşı’yla sürer. Kapitalizmin hakimiyetini perçinlemesiyle daha da ilerler.
Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan travma tahminlerin üzerinde Avrupa’yı etkilemiş durumda…
Bu travmanın izlerini, Avrupa’ya attığı umutsuzluk tohumlarını görmemek mümkün değil… Avrupa fikri yara almış durumda.
Bu açıdan bakınca 7 Aralık’taki gazetelerde yer alan Almanya’da darbe planlamakla suçlanan 25 kişinin gözaltına alınması haberi dikkat çekici. Bu konuların sıkı takipçisi Nedret Ersanel diyor ki… “Mesajın dış muhatabı da var; Ukrayna savaşına karşı olan, Avrupa’ya ABD baskısından rahatsız kimi Avrupa ülkeleri de bu ‘darbe mektubu’nu/muhtırasını aldılar! Polonya’nın garip şekilde II. Büyük Savaş’ta uğradığı zararları tazmin için 1,3 trilyon dolarlık talebi de aynı perdeden hamledir. Arkası NATO’dur, ABD’dir…”
***
Geçenlerde 5 yaşındaki torunum yılbaşı süslerinden almak isteyen 3 yaşındaki kardeşine “Almayalım, o bizim parti kutlamamız değil” diyordu. Doğum günü partisini kastederek… Beni gülümseten bu yorumu dinlerken geçmişte yaşadığımız tartışmalar geldi aklıma…
Tabii ki “bizim partimiz olmasa” da çocukların gönlünü yapan süsleri almayı da ihmal etmedim. Geçmişte kendi çocuklarım küçükken alır mıydım bilmiyorum.
Çocukluğumuzun yılbaşılarında evde tombala oynanır televizyon seyredilirdi. Çam ağacı olmasa da süslenirdi evler…
Tesettürlü olmadığım yıllarda yılbaşı kutlamalarının müzikli, dansözlü yapıldığı mekanlarda da bulundum. Sonraki yıllarda çevrem, hayat biçimim değişti yılbaşlarının hiç kutlanmadığı hatta ona dair sembol eşyaları bulundurmanın bile haram sayıldığı ortamlarda yaşadım…
Bugünden geçmişe baktığımda laiklik adına da dindarlık adına da ne kadar uç ve gereksiz tartışmaların içinde yorulmuşuz diye düşünmeden edemedim. Yılbaşı kutlamak haram mı helal mi tartışmalarını yaptığımız günler de geride kaldı. İsteyen kutluyor isteyen kutlamıyor. Sakince, gerilmeden, tartışmadan geçen yılbaşlarını yadırgıyorum. Şimdiki gençlere 80’li, 90’lı yıllardaki bu tartışmaları anlatsak herhalde yüzümüze tuhaf tuhaf bakarlar…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.