Doğu notları

AK Parti Ar-Ge Başkanlığı’nın düzenlediği eğitim seminerlerine Malatya’dan sonra Şanlıurfa ve Diyarbakır’da devam ettik. İşte bazı notlar:

AK Parti’nin Şanlıurfa İl Başkanı Bahattin Yıldız 33 yaşında. Teşkilattaki en genç il başkanı. Çalışma arkadaşları da kendisi gibi gençlerden oluşuyor. Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zeynel Abidin Beyazgül’ün enerjisiyle Bahattin Yıldız’ın dinamizmi birleşince Şanlıurfa’da rakiplerin hiç şansı kalmamış. AK Parti kadrolarının sürekli gençleşmesinin sahada güzel etkileri var; Şanlıurfa’da bu çok net hissediliyor.

Şanlıurfa’ya geçerken Adıyaman’a uğrayıp İl Başkanı Mehmet Dağtekin’le sohbet ettik. Bölgede siyasetin ne kadar zor olduğunu Sincik örneğiyle anlattı: “Sincik her seçimde AK Parti ve Erdoğan’a verdiği destekle Türkiye birincisi oluyor ama 2004 ve 2014 yerel seçimlerinde AK Partili adaylar seçilemedi. İlçede 5 büyük aile var; AK Parti kimi aday yapsa, diğer 4 aile birleşip ortak aday çıkarıyorlar ve seçiyorlar. Adaylar seçim sonrasında AK Parti’ye geçiyorlar…” Sincik örneği siyaset biliminde ders olarak okutulabilir.

Şanlıurfa’da kaldığımız 2 gün boyunca aralıksız yağmur yağdı. Dinmeyen yağmur nedeniyle pamuk tarlada kalmış ve zarar büyük. Çiftçiler bu mevsimde yağmurun normal olmadığını, bölgede yapılan barajların Şanlıurfa’nın iklimini değiştirdiğini söylüyorlar.

Şanlıurfa Teşkilatı’nda bir kardeşimizle tanıştırdılar: 31 yaşında, 7 çocuğu varmış. Bir başkası “biz 22 kardeşiz” dedi. Rekoru Diyarbakır’da bulduk: Hamo Ağa olarak bilinen Bismilli Mehmet Arslan’ın tam 56 çocuğu var. Diyarbakır İl Başkanlığı’nda tanıştığımız çocuklarından birine “tüm kardeşlerinizin ismini biliyor musunuz?” diye sordum, “evet” dedi. “Babanız biliyor mu?” dedim, “karıştırabiliyor” dedi: “Bir kardeşimiz askerliğini yaptı geldi, babam görünce, ‘birkaç gündür görünmüyorsun nerelerdeydin?’ diye sordu”.

AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Süleyman Serdar Budak şehirde atmosferin tamamen değiştiğini, HDP’nin sahadan çekildiğini, Diyarbakırlının güvenlik ve huzur arayışında olduğunu söylüyor. Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Cumali Atilla, AK Parti’nin Diyarbakır adayı olarak açıklandı. Bu tercih Diyarbakır’da tartışmaları bitirmiş. Atilla şehirde heyecan oluşturmuş. Serdar Budak Diyarbakır’ı alacaklarını ifade ediyor. Budak’ın il teşkilatında da bu umut ve heyecan var.

Hendek olaylarında PKK Sur’u harabeye çevirmiş, yüzlerce yıllık camileri dahi kullanılamaz hale getirmişti. Diyarbakır İl Başkanı Serdar Budak ve Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen’le birlikte Sur’u gezdik. Çatışmanın izlerini her noktada görmek mümkün. Manzara içler acısı. Özellikle, 500 yıllık 4 Ayaklı Minare ve Kurşunlu Cami büyük hasar görmüş. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da özel ilgisi ve takibiyle Sur baştan sona yeniden imar ediliyor. Her köşede yoğun çalışma var. Tahrip edilen tarihi eserlerin onarımı yapılırken, Sur’da tarihi dokuya uygun evler de bitme noktasına gelmiş. IŞİD’in tarihi eser düşmanlığını dahi gölgede bırakacak PKK vandallığı Sur’u yıkmış ama şimdi eskisinden daha güzel bir Sur yükseliyor.

AK Parti teşkilatından Turgut Abi’yle sohbet ediyoruz: “Batı’da siyaset kolay, görebileceğiniz en büyük tepki, elinizi sıkmazlar, yüzlerini ekşitirler, sırtlarını dönerler. Biz burada HDP/PKK’nın şiddetine rağmen siyaset yapıyoruz. Kafatasımda 2 çatlak var. Çok arkadaşımız bıçaklandı, dövüldü, hatta katledildi” diyor. Susuyoruz.

Diyarbakır’dan dönerken yolu uzatıp Tunceli’ye uğradık, şehrin Munzur’u gören eteklerinde Cem Tekinoğlu ve arkadaşlarıyla çay içtik. AK Parti İl Başkanı Fatih Tek şehir dışındaymış, telefonla konuştuk. Tunceli AK Parti’ye oy vermese bile, AK Parti hizmetlerinden mahrum kalmamış; şehrin çehresi değişmiş, Türkiye’nin en güzel, en güvenli şehirlerinden biri haline gelmiş. Tunceli’de AK Parti’nin belediyeyi kazanması imkânsız değil; biraz daha yoğun ilgi Tunceli siyasetini değiştirebilir.

Yolculuğumuzun en trajik ve ibretlik hatırasını AK Parti Şanlıurfa Ar-Ge Başkanı Hacı Yaygın’dan dinledik: “Siverek’te köyümüzde okul yoktu; babam ‘okutmayacağım’ deyince amcamın oğluyla Urfa’ya kaçtık. 7 yaşındayız. Urfa’da Milli Gençlik Vakfı (MGV) bize sahip çıktı, köyümüze geri götürdüler. Sonra köye öğretmen geldi, okuduk, üniversiteyi kazandık. Ankara’da MGV yurdunda kalırken bir arkadaşımız bizi ısrarla evine davet etti. Annesi güzel yemekler yapmış. Sofraya oturduk. O sırada subay olan babası geldi. Siverekli olduğumuzu öğrenince ‘Kürt müsünüz?’ dedi. ‘Evet’ deyince, ‘Kürt’seniz kuyruğunuz nerede?’ dedi. Lokmalar boğazımızda düğümlendi. Kalktık, çıktık. Arkadaşımız da bizimle çıktı, evini terk etti. Babası sonradan çok özür diledi.”

Türkiye uzun müddet PKK terörünün hangi dinamiklerden beslendiğini görmezden geldi. PKK’yı PKK kadar bazı devlet görevlilerinin işte bu münasebetsiz tarzdaki yaygın bakışları, anlayışları, öteleme, ırkçılık ve yanlış uygulamaları büyüttü. AK Parti başından itibaren PKK’yla olduğu kadar işte bu “münasebetsizlikle” de mücadele ediyor. Hamdolsun, bu sayede kardeşlik daha da büyüyor.