Aslında her şey, Hakan Fidan’ın 25 Mayıs 2010’da MİT Müsteşarlığı görevine getirilmesiyle başladı…
Milli İstihbarat Teşkilatı devletin en önemli kurumlarında biri. Fetullahçılar, 1980’den itibaren MİT içinde de çok gizli şekilde örgütleniyorlardı. Yeni MİT Müsteşarı’nın da kendilerinden biri olmasını istiyorlardı. Hakan Fidan’ın müsteşar yapılmasından çok rahatsız olmuşlardı.
Fidan’ın Müsteşar olması sadece Fetullahçıları değil, onların ipini elinde tutan, Türkiye’nin istihbarat teşkilatını kendilerine “yamak” olarak görmeye alışmış ülkeleri de rahatsız etti. Fidan’ın Müsteşar olması demek, MİT’in millileşmesi demekti. Bu kabul edilemezdi.
“Üst Akıl”ın Fetullahçıları maşa olarak kullanmak suretiyle ilk harekete geçişi de 7 Şubat 2012’de oldu. Hakan Fidan KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrıldı. Tutuklanacaktı. Erken ve “yumuşak” bir operasyonla hem MİT yeniden ele geçirilecek, hem de Erdoğan ve AK Parti Hükümeti’ne darbe yapılmış olacaktı. Erdoğan Hakan Fidan’a sahip çıktı, ifadeye gitmesini engelledi, ameliyat masasında oyunu gördü ve bozdu.
Fetullahçılar ilk darbe girişimlerinde başarısız oldular. 7 Şubat’tan sonra Erdoğan ile Fetullahçılar arasında kamuoyuna yansımayan ama son derece şiddetli bir çatışma başladı. Darbe girişimleri ardarda gelmeye başladı. Önce FETÖ tarafından kurgulanan Gezi Olayları, ardından 17/25 Aralık darbe girişimi, MİT TIR’larına operasyon, yoğun PKK saldırıları… Bütün girişimlerinde başarısız olan FETÖ, son kozunu oynamaya, TSK içindeki militanlarını harekete geçirmeye, son ve en ağır darbeyi vurmaya karar verdi.
15 Temmuz gecesine gelen süreç Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı yapılmasıyla başlamıştı; kaderin cilvesi, 15 Temmuz’u etkisiz hale getiren de yine Hakan Fidan oldu.
15 Temmuz darbesi, planlandığı gibi, gece 03.00’te başlasaydı ne olurdu?
En doğrusunu Allah bilir… Ancak girişim gece 03.00’te, herkes uyurken başlasaydı akıbet çok farklı olabilirdi. Darbe planlandığı gibi yürür, sabah uyananlar sokaklarının başında mermiyi namluya sürmüş askerlerle karşılaşabilir, ele geçirilmiş medyadan, internetten hiç kimse hiçbir bilgiye ulaşamaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hiç haber alınamazdı.
Darbecilerin paniklemesine, darbe saatinin öne alınmasına, planların altüst olmasına, teröristlerin ayaklarının dolaşmasına vesile olan kişi bizzat Hakan Fidan’dır.
Hakan Fidan, 15 Temmuz günü saat 14.45’te MİT’e gelen Binbaşı A.H.’nin ihbarını ciddi bulur. Sorgulamanın ardından saat 18.30’da Genelkurmay Karargâhı’na gider ve orada, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la 2 saat boyunca ihbarı değerlendirirler. Fetullahçıların çok gizli ve profesyonelce hazırlıkları, yapılan incelemelere rağmen tespit edilemez. Operasyonun sadece MİT’e yapılacağı, MİT’le ve Müsteşarı’yla sınırlı kalacağı kanaati ağır basar. Yine de, Genelkurmay Başkanı hava sahasını uçuşlara kapatma emri verir. Hakan Fidan ve Hulusi Akar, Cumhurbaşkanı’nın Koruma Müdürü Muhsin Köse’yi ararlar, tedirgin etmek istemezler ama dikkatli olmaları yönünde uyarırlar.
Karargâhtaki konuşmalara ve telefon trafiğine en yakından şahit olan kişi, Fetullahçıların elinde büyümüş, en kritik noktaya yükseltilmiş, darbenin kilit isimlerinden biri, Akar’ın Yaveri Yarbay Levent Türkkan’dır. Neyse ki Türkkan da her Fetullahçı gibi akıl, idrak ve muhakeme yeteneğinden yoksundur. Hakan Fidan’ın apar topar karargâha gelmesinden, konuşmalardan ve telefon trafiğinden darbe girişiminin deşifre olduğunu zanneder.
15 Temmuz darbe girişimi böylece planlandığı saatten erken ve panik içinde başlatılır. Sonuç da elhamdülillah fiyasko olur.
Görünürde Fetullahçılarla, arka planda vesayetler yoluyla Türkiye’yi kontrol altında tutmaya alışmış uluslararası güçlerle mücadele, Hakan Fidan’ın, yani vatansever, mü’min, cesur bir Anadolu “delikanlısı”nın 2010 yılında, genç yaşta MİT Müsteşarı yapılmasıyla başlamıştır; 15 Temmuz gecesi teröristlere ve onların sahiplerine karşı zafer de yine Hakan Fidan sayesinde kazanılmıştır.
Hakan Fidan şimdi MİT Başkanı olarak ülke güvenliğindeki en kilit ve en tecrübeli isim olarak görevini sürdürüyor.
15 Temmuz’un 2. yıldönümünde şehitlerimizi rahmetle anarken, gazilerimize şükranlarımızı sunarken, hem sürecin en önemli isimlerinden biri, hem de 15 Temmuz’u boşa çıkaran Hakan Fidan’a da minnettarlığımızı ifade edelim.
15 Temmuz şehitlerimizin ruhu şad olsun… Gazilerimize Allah sağlıklı ve hayırlı ömür nasip eylesin… 15 Temmuz Zaferimiz bir kez daha kutlu, mübarek olsun.
Rabbim, Katil Fetullah Gülen’i de, onun teröristlerini de, bu kuklaların ipini elinde tutan merkezleri de “Kahhar” ismiyle kahr u perişan etsin.
Darbelere, zulme, zorbalığa, sömürüye, haksızlığa direnen yeryüzündeki her bir cana da 15 Temmuz’un 2. yıldönümünde bir kez daha selâm olsun…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.