Trump’ın sadakat testi..

6 Ocak Çarşamba günü “Senato” ve “Temsilciler Meclisi”nden oluşan “Amerikan Kongresi” ortak bir oturum düzenleyecek. Oturumda Vekiller ve Senatörler ABD’nin yeni Başkanını ve yeni Başkan Yardımcısını belirleyen “Seçici Kurul” oylarını onaylayacaklar. Onaylama gerçekleştiğinde Joe Biden’ın ABD Başkanlığı, Kamala Harris’in ise Başkan Yardımcılığının önünde hiçbir engel kalmayacak.

“Amerikan Kongresi”nin sayısal pozisyonu Biden’dan yana. Ancak Kasım seçimlerinin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen Trump ‘seçim hilesi’ iddiasını sürdürüyor. Trump “Kongre Cumhuriyetçileri”nden “Seçici Kurul” oylarına itiraz etmelerini istiyor. 140 kadar Cumhuriyetçi Vekil’in itiraz girişiminde bulunacakları söyleniyor. Senato’dan Trump’ın itiraz çağrısına ilk destek ise Josh Hawley’den gelmişti.

2024’teki Başkanlık seçimlerinin favori isimlerinden Hawley’in hamlesi Senato’nun Cumhuriyetçi Lider takımından destek görmüyor. Hawley’nin ardından Senatör Ted Cruz ve 10 Senatör ortak bir mektup yayınlayarak itiraz girişiminde bulunacaklarını duyurdu. Hawley’nin ismiyse bu mektupta yer almıyor. Cruz ve arkadaşları Hawley’den ayrı hareket ediyorlar. Bu gelişme Senato Cumhuriyetçileri arasındaki bölünmenin ciddiyetini gösteriyor. Hawley gibi Senatör Cruz da 2024’te Başkan adayı olmak istiyor.

Trump’ın Cumhuriyetçi tabanda çok ciddi ağırlığı var. Bu taban Trump’ın ‘seçim hilesi’ iddialarına gözü kapalı inanıyor. 2024’te Başkan adayı olmak isteyen Cumhuriyetçiler bu tabana selam gönderiyorlar. Birçok Senatör ise 2022’deki seçimlerde aday olmayı düşünüyor. 2022’de “Temsilciler Meclisi” de yenilenecek. Bu adaylar ön seçimlerde Trumpçı tabanın önüne çıkacaklar. Kasım seçimlerinden sonra “Liderlik Fonu” başlatarak büyük paralar toplayan Trump’ın kişisel desteği bu adaylar için çok önemli.

Trump’ın “Seçici Kurul” oylarını değiştirecek gücü yok. Kasım seçimlerinin ardından “Yüksek Mahkeme” ve Eyalet Mahkemelerine götürülen 60 kadar itiraz reddedildi. İtirazları reddeden yargıçlar arasında Muhafazâkâr klmlikleriyle tanınan isimler de yer alıyor. Eyalet Seçici Kurul delegelerinin oylama sonuçları Cumhuriyetçi eyalet yönetimleri tarafından tasdik edildi. Tabii Trump, Biden’in kazandığını tasdik eden Cumhuriyetçi eyalet yöneticilerini de seçim hilesi karşısında duyarsız kalmakla itham ediyor. Aslında Trump’ın ‘seçim hilesi’ söylemiyle ‘sadakat testi’ yaptığı söylenebilir.

Trump 4 yıllık Başkanlığı döneminde her istediğini ‘yapmadı’ veya yapamadı. Trump’ın “Amerikan askerlerini dışardaki sonsuz savaşlardan çekme” vaadi Partisinin Kongre’deki ana akım çizgideki siyasetçileri tarafından ustalıkla savuşturuldu. Trump’ın şiddetle karşı çıkarak veto ettiği “Pentagon Bütçesi” hem “Temsilciler Meclisi”nde, hem de “Senato”da Cumhuriyetçilerin desteğiyle iki kez geçti.

Trump 2024’te aday olmayı düşünüyor ise “Cumhuriyetçi Parti”nin Kongre Liderliklerini de kendisine yakın isimlerle tahkim etmek isteyecektir. Senato, ABD Başkanlarını sınırlayan en önemli güç merkezi. Trump, partisinin delege tabanını tahkim ediyor. Daha popülist ve daha Sağ’da yeni bir Cumhuriyetçi Parti inşa etmek istiyor. Parti’nin ana akım Merkezci kanadıysa Trump’ın kenara çekilmesinden yana.

Seçici Kurul oylarına itiraz girişimleri aslında Cumhuriyetçiler içindeki güç savaşının bir yansıması. Dick Cheney ve Donald Rumsfeld gibi tescilli “Cumhuriyetçi Neoconlar”ın aralarında yer aldığı 10 eski Savunma Bakanı ortak açıklama yaparak itiraz girişimlerine tepki gösterdi. Bu eski Bakanlar arasında Trump döneminde görev yapan Mark Esper ve James Mattis de var. Dick Cheney’nin kızı Liz Cheney de sözkonusu itiraz girişimlerini eleştiriyor. Liz Cheney “Amerikan Kongresi”ndeki Cumhuriyetçilerin en üst düzeydeki üç liderinden biridir. 4’ü Cumhuriyetçi, 6’sı Demokrat 10 Senatör ise ortak bir açıklama yaparak itirazcılara şiddetli tepki gösterdi. Cumhuriyetçi Parti’nin Trump karşıtı isimlerinden Senatör Ben Sasse ise “itirazcılar”ı Amerikan Kongresi’nin kurumsal itibarını kundaklamakla suçluyor.

Biden’ın galibiyetine yapılacak itirazlar, “Cumhuriyetçiler” ve “Demokratlar” arasında bir savaş gibi gözükse de asıl savaş Cumhuriyetçiler’in kendi içlerinde. Merak edilen soru: Savaşı kim kazanacak?