Trump’ın handikâpları!

Trump ile “ABD İstihbarat Topluluğu” arasındaki keskin görüş ayrılıkları Washington’daki siyasi gündeme damgasını vurdu. ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçilerin ekseriyetiyse Trump’ın “İstihbarat Topluluğu” ile uyumlu olmasını istiyorlar. Nitekim Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Senato, ABD askerlerinin Suriye’den hızlıca çekilmesini engellemeye yönelik bir tasarıyı geçirdi. Trump’a uyarı niteliği taşıyan karar “Demokratlar”ın desteğiyle geçti.

Fox News’a konuşan Senato Dış İşleri Komitesi başkanı Ron Johnson Trump ile Kongre Cumhuriyetçileri arasındaki ‘Suriye bölünmesi’nin çok ciddi olduğunu söyledi. Johnson’a göre Trump “İstihbarat Topluluğu”nun görüşlerine ayak uydurmak zorunda. Trump yanlısı Sağcı Breitbart News ise Johnson’un bu açıklamalarını “Johnson: Trump ‘Derin Devlet’i dinlesin” başlığıyla verdi.

“CBS News” kanalına konuşan Trump, Ulusal İstihbarat Başkanı Dan Coats ve CIA Başkanı Gina Haspel’in Senato’da dile getirdikleri görüşlere katılmadığını tekrarladı. Coats ve Haspel’e göre Irak ve Suriye’de IŞİD tehdidi devam ediyor. Trump ise IŞİD’in sahaya çıkması halinde ABD’nin hızlı şekilde Suriye’ye döneceğini belirtiyor. Trump’ın ABD’nin Suriye’den ne zaman çekileceğiyle ilgili soruya verdiği cevap kafa karıştırıcıydı. Net bir süre vermeyen Trump, “İsrail’i korumak zorundayız. Sahip olduğumuz diğer şeyleri korumak zorundayız” dedi. Buna göre ABD Suriye’den çekilse bile Irak’taki hava üssü var.

CBS’ye verdiği mülâkatta Trump, Irak’ın işgalinin Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesine dayandırıldığını belirtti. Bu sahte gerekçenin oluşturulmasında istihbarat kuruluşlarının oynadığı role atıf yapan Trump, “İstihbarat Topluluğu”nun görüşlerine uymak zorunda olmadığını söyledi. Ancak Trump, Irak savaşının mimarlarından John Bolton’ı Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak seçti. Aynı takımda yer alan Elliott Abrams ise Maduro yönetime karşı darbe sürecini yürütmek üzere “Venezuela Özel Temsilcisi” olarak görevlendirildi. İsrail yanlısı Neocon şahinlerden olan iki isim Amerikan müdahaleciliğinin en keskin savunucuları arasında yer alıyor.

Trump Başkan seçildikten sonra Abrams Dışişleri Bakan Yardımcısı olacaktı. Abrams’a en şiddetli tepkiyse Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul’den gelmişti. Senatör Paul, Abrams’ın Trump’ın dış politika tercihleriyle uyuşmayan tehlikeli bir Neocon olduğunu söylemişti. Kapının Abrams’a açılması halinde yüzlerce Neocon’un o kapıdan gireceği uyarısı yapan Senatör Paul bakın ne demişti:

“Neoconlar 25 yıldır bizi sonsuz savaşlara soktular. Başkan Trump, Irak Savaşı’nın hata olduğunu defalarca dile getirse de, Neocon’lar Irak ve Libya Savaşları’nın mükemmel fikirler olduğunu savunmaya devam ediyorlar. Bunlar, Orta Doğu’nun yarısını havaya uçurmamız gerektiğini, sonra yeniden inşa edip on yıllarca polislik yapacağımızı düşünen insanlar.”

Abrams, Trump’ın Başkan adaylığına karşı çıkan Neoconlar arasındaydı. Sonuç olarak Trump, Abrams’ı aday göstermekten vazgeçti. Aynı Abrams şimdi Venezuela için darbe sürecini yönetmekle mükellef. Bu ne yaman çelişki böyle!

CBS mülakatında Trump, Venezuela’ya askeri müdahale seçeneğinin masada olduğu görüşünü tekrarladı. John Bolton ise bir radyo programında Maduro için iki seçenek olduğunu söyledi. Maduro ya Venezuela’dan uzakta hoş bir sahilde sakin yaşamı kabul edecek, yahut “Guantanamo” gibi başka bir sahilde yaşayacak. İmâ açık, Maduro ABD’nin tehditlerine teslim olmazsa onu Küba adasında konuşlu Guantanamo’daki ABD üssünde hapishane hücresi bekliyor.

Trump’ın ABD’yi Ortadoğu’daki savaşlardan çekme politikası bir çelişkiler yumağı. Trump’ın Ulusal Güvenlik ve Dış Politika ekibineyse Neoconlar hükmediyor. Trump Suriye’den çekilse, Venezuela’da batağa savruluyor. Yerleşik Washington politikalarını bataklık olarak niteleyen Trump, “bataklığı kurutacağım” diyerek seçilmişti. Gelinen noktada bataklık, Trump’ı da yutacak gibi görünüyor.