Ticaret savaşları nerede duracak?

04:005/06/2018, Salı
G: 5/06/2018, Salı
Abdullah Muradoğlu

ABD Başkanı Trump’ın çelik ve alüminyum ürünlerine getirdiği ek gümrük vergilerinin “yeni ticaret savaşları”için başlama zili olduğunu herkes kabul ediyor. Ticaret savaşlarının sıcak savaşlara dönüşerek insanlığa büyük bir bedel ödettiğini de hatırlamak gerekiyor. Almanya ve İngiltere’yi “Birinci Dünya Savaşı”na sürükleyen, aralarında kıran kırana sürdürülen ticarî rekabet idi. Almanya’nın İngiliz sanayisine rakip olarak yükselişe geçmesi ve ardından bir deniz gücü kurmaya çalışması savaşı getirdi.

ABD Başkanı Trump’ın çelik ve alüminyum ürünlerine getirdiği ek gümrük vergilerinin “yeni ticaret savaşları”için başlama zili olduğunu herkes kabul ediyor. Ticaret savaşlarının sıcak savaşlara dönüşerek insanlığa büyük bir bedel ödettiğini de hatırlamak gerekiyor. Almanya ve İngiltere’yi “Birinci Dünya Savaşı”na sürükleyen, aralarında kıran kırana sürdürülen ticarî rekabet idi. Almanya’nın İngiliz sanayisine rakip olarak yükselişe geçmesi ve ardından bir deniz gücü kurmaya çalışması savaşı getirdi. Rekabet sadece Avrupa pazarlarını değil Asya ve Afrika pazarlarını da içeriyordu. Bu yüzden savaşın Avrupa’da başlayıp kısa süre içinde yine Avrupa’da son bulacağını düşünenler yanılmışlardı. II. Dünya Savaşı’ysa emperyalist devletler arasında birinci savaşla halledilememiş meseleler için sadece ikinci perdeydi.



Almanya’nın yükselişinin dünya gücü olan İngiltere ile kaçınılmaz bir savaşa yol açtığı fikri bugün bazı tarihçilere esin kaynağı oldu. Amerikalı Prof. Graham Allison, antik Yunan’daki “Peleponnes savaşları”nı kaleme alan Atinalı General Tukidides’in tarihini ana kaynak olarak kullandı. Yerleşik egemen güç Isparta ile yükselen Atina arasındaki rekabet yöresel ittifakları değiştirerek savaşlara yol açmıştı. Allison’a göre son 500 yıldaki 16 savaştan 12’si aynı nedenlerden ötürü çıktı. Dikkatlerin Allison’a çevrilmesine yol açan şey Tukidides’i Çin ve ABD arasındaki rekabeti açıklamada anahtar kavram olarak kullanmasıydı. Kitabının başlığını “Savaşa Doğru Giden Kader: ABD ve Çin Tikudides Tuzağını Aşabilirler mi?” diye koyan Allison, “Çin-ABD rekabeti savaşa yol açar mı?” sorusuna cevap arıyordu.

Trump’ın başlattığı ticaret savaşlarının Çin ile sınırlı kalmayıp birçok ülkeyi kapsaması, zaten çökmekte olan dünya sisteminin kriziyle birleştiğinde çok daha tehlikeli olabilir. Trump’ın ABD’yi müttefikleriyle karşı karşıya getiren kararlarını kendi partisi içinde de tehlikeli bir girişim olarak görenler var. Trump’ın ekonomi yönetimi içinde serbest ticaretçi küreselciler ve korumacı politikaları savunan ulusalcılar çatışıyorlar. Trump’ın korumacı politikaları savunan “Ulusal Ticaret Konseyi” direktörü Prof. Peter Navarro ayrıca çok keskin bir Çin karşıtı Navarro, “Ulusal Ekonomi Konseyi” başkanı Gary Cohn ile rekabet halindeydi. Cohn, Trump’ı ticaret savaşlarından vazgeçmeye ikna edemediği için görevinden ayrıldı. Cohn’ın yerine gelen Larry Kudlow, Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer serbest ticaretçiler kampında yer alıyorlar. Mnuchin Çin ile ticaret meselelerini ılımlı şekilde çözmeye çalışırken Navarro tavizsiz bir politika savunuyor. Ticaret Bakanı Wilbur Ross iki cephe arasında orta yol tutturmaya çalışıyor gibi görünüyor.

Trump’ın gümrük tarifeleri Kanada, Meksika, Güney Kore, Japonya, Türkiye, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeleri de olumsuz etkiliyor. Trump’ın kararları ABD’nin Uzak Doğu’daki müttefikleri Güney Kore ve Japonya’yı giderek kendine yabancılaştırıyor. Trump’ın “Trans Pasifik Ortaklığı Anlaşması”ndan çekilmesi imzacı 11 ülke tarafından endişeyle karşılanmıştı. Şimdi de Kanada ile ilişkiler geriliyor. Trump, ABD, Kanada ve Meksika arasında imzalanan “NAFTA”yı da bozmak istiyor, NATO’daki müttefiklerine çok kötü davranıyor. Trump’ın tek müttefik olarak İsrail’i görmesi ABD’de ayrıca bir eleştiri konusu. İşin özü, Trump’ın “Önce Amerika” sloganı giderek ‘Amerika’nın herkesle savaşı’na dönüşüyor. Karşılıklı gümrük tarife savaşları çelik ve alüminyumla sınırlı kalmayıp daha geniş sektörlere yayılıyor. Tarifeler sadece hedef ülkedeki üreticileri ve üreticileri zora sokmuyor, aynı zamanda ABD’deki tüketiciler ve üreticiler için de zararlı sonuçlara yol açıyor. Yani iki tarafı keskin bir kılıç gibi olan ticaret savaşlarının nerede duracağı belli değil.

#ABD
#Çin
#Avrupa
#Ticaret