Küresel salgının ABD’de yoğunlaşmasının sebeplerinden biri de “erken uyarı” sinyallerine aldırış etmeyen “Amerikan Kibri”dir. Dünyayı serçe parmağının ucunda oynatacak güce sahip olduğuna dair bir yanılsama ABD yönetimlerinin bilinen özelliklerinden biri. Kibirle sarmalanmış bu yanılsama siyasal elitlerce “Amerikan İstisnacılığı” olarak kuramsallaştırıldı. “Askeri-Endüstriyel Kompleks” tarafından şiddetle desteklenen “istisnacılık” Amerikan askeri müdahaleciliğinin meşrulaştırılmasına hizmet etmektedir.
ABD yönetiminin salgına hem “geç” tepki vermesi ve hem de bu tepkinin “yetersiz” olması Amerika’yı küresel salgının merkez üssü haline getirdi. ABD 6 haftada Vietnam savaşından bile daha fazla insan kaybetti ve aynı süre içerisinde işini kaybeden Amerikalıların sayısı 30 milyonu aştı. Salgınla mücadelede “Eyalet” yönetimleriyle “Federal Yönetim” arasında tutarlı bir işbirliği sağlanamadı. Dahası, salgın da siyasi kutuplaşmanın parçası haline geldi.
Cumhuriyetçilerin Kasım 2020’deki seçimler için hazırladığı kampanya sloganlarından birisi, “Amerika’yı yeniden açmak”. Cumhuriyetçiler sosyal mesafe önlemlerinin ekonomiye getirdiği yükün aleyhlerine olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden Demokratlar’ın yönettiği eyaletlerde önlemlerin kasıtlı olarak sertleştirildiğine inanıyorlar. Bu Cumhuriyetçiler’e göre Demokratlar salgını istismar etmek suretiyle Trump’ı gözden düşürmek istiyorlar.
Demokratlar’ın yönettiği eyaletlerde Trump yanlısı küçük radikal gruplar sosyal mesafe önlemlerini protesto ediyorlar. ”Fox News” başta olmak üzere Sağ medya gösterileri destekleyen yayınlar yapıyor. Bu yayınlarda protesto gösterileri büyük bir halk hareketinin parçası olarak gösterilmeye çalışılıyor. Ancak dikkatli bir göz eylemlerin arkasında işlerin durmasını istemeyen sermaye grupları olduğunu rahatlıkla görebilir. Kamuoyu araştırmaları ise halkın ezici çoğunluğunun sosyal mesafe önlemlerini doğru bulduğunu gösteriyor.
‘Amerikan istisnacılığı’ veya ABD’nin küresel sahnenin vazgeçilmez lideri olduğu yanılsaması virüs karşısında paramparça oldu. Salgın ABD’nin hem sistemsel-kurumsal zaaflarını ve hem de ahlakî zaaflarını iyot gibi açığa çıkardı. ABD’de demokrasinin kamu çıkarlarına değil, özel çıkarlara endeksli hale getirildiği bir kez daha anlaşıldı. Amerika’da en alttaki sosyal-ekonomik dilimdeki grupların oy kullanmamaya meyletmelerinin sebebi de siyasetin lobilerin ipoteği altında olması. Birşeylerin değişmeyeceğine duyulan inanç, umutsuzluğu da besliyor.
“COVİD-19” birçok ülkede olduğu gibi ABD’de ‘devletin kurumsal itibarı’nı yere düşürdü. Sözde dünyanın en büyük gücü halkı korumada işlevsiz kaldı. Bu salgının kurbanları ne yazık ki yine “Siyahlar”, yine “Hispanik Amerikalılar”, yine “yoksullar” ve yine “iş göremez yaştaki insanlar” oldu. Amerikan sağlık sisteminin ‘halkla’ ilgili olmadığı da anlaşıldı. Sistemin bu zaafı biliniyordu ama salgınla birlikte çok daha can yakıcı bir hâl aldı. Tabii ki zamana yayılan ölümler göze çarpmıyor. Oysa şimdi 6 haftada 60 bin insan hayatını kaybetti. Amerikan devletinin başarısızlığı sadece içerde test edilmedi. ABD’nin bir devlet olarak markası dışarda da aşağılara düştü. Salgın, ‘Süper-güç’ nitelemesinin de bir yanılsama olduğunu gösterdi.
Tarihçi Gaius’un “On İki Sezar’ın Yaşamöyküsü” kitabında anlattığına göre “Roma İmparatorluğu”nun altın çağlarında hüküm süren İmparator Tiberius’un eğlenceleri arasında çok büyük bir yılan vardı. Tiberius bu yılanı elleriyle besliyordu. Bir gün Tiberius yılanını karıncalara yem olmuş olarak buldu. Bu manzara kalabalığın gücünden sakınması için bir uyarıydı. Ancak Tiberius uyarının gereğini yapacak vakti bulamadan öldü. Zorba hükümdarın ölüm haberine Romalılar o kadar çok sevinmişler ki “Tiberius Tiber’e” diye bağrışmışlar. Tiberius ne kadar çok güçlü olduğunu göstermek için zalimce davranmaktan haz duyar imiş. Bu yüzden halkın Tiberius’un cesedinin Tiber nehrine atılmasını istemesine şaşmamak lazım.
ABD medyasında ‘devletin başarısızlığı’na ilişkin yorumları okurken bu hikâye aklıma geldi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.