“S-400”ler ve “15 Temmuz”

04:0016/07/2019, Salı
G: 16/07/2019, Salı
Abdullah Muradoğlu

“Washington Post” gazetesine konuşan ABD Dış İşleri BakanıMike Pompeo,S-400’lerin ülkemize transferinin tamamlanması durumunda kanunların yaptırım gerektirdiğini ileri sürerek, ”Eminim, Başkan Trump da bu kanunlara uyacak” demiş. Pompeo’nun kanunlardan kastettiğiyse ,”ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA)”Pompeo’nun konuşmasının ülkemizi boyunduruk altına sokmayı amaçlayan “15 Temmuz” hain darbe girişiminin 3. yıl dönümüne rastlaması tesadüf değil elbette. Gerçi

W
ashington Post
” gazetesine konuşan ABD Dış İşleri Bakanı
Mike Pompeo,
S-400’lerin ülkemize transferinin tamamlanması durumunda kanunların yaptırım gerektirdiğini ileri sürerek, ”
Eminim, Başkan Trump da bu kanunlara uyacak
” demiş. Pompeo’nun kanunlardan kastettiğiyse ,”
ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA)


Pompeo’nun konuşmasının ülkemizi boyunduruk altına sokmayı amaçlayan “
15 Temmuz
” hain darbe girişiminin 3. yıl dönümüne rastlaması tesadüf değil elbette. Gerçi ABD’den aynı minvalde açıklamalar, duyurular hep geliyordu, ancak Trump’ın farklı düşündüğü de bir vakıa.
Obama yönetimini “
Patriot savunma sistemi
”nin Türkiye’ye satışını engellemekle suçlayan Trump, Obama’nın hatası yüzünden Türkiye’nin S-400’lere yöneldiğini söylemişti. Bu yüzden Pompeo’nun açıklaması, Türkiye’ye yaptırımlara engel olmaması için Trump’ı zorlamaya yönelik bir girişim. ABD Başkanlarının müttefik ülkeleri yaptırımlardan geçici süre ile muaf tutma yetkisi var. “
Hıristiyan-Siyonist Evanjelikler
” ve “
İsrail Lobisi
” Trump’ın bu yetkiyi kullanmasını istemiyor. Bu cephe ülkemizin savunma sistemini güçlendirmesini de istemiyor. Bu, ister Türkiye’nin kendi markasını taşıyan bir sistem olsun, isterse bir başka ülkeye ait olsun, farketmiyor. Tek istedikleri, Türkiye’nin öz savunmasında ABD’ye bağımlı kalması.
Pompeo, “Hıristiyan-Siyonist Evanjelik ideoloji”ye bağlılığıyla tanınan bir siyasetçi. ABD yönetiminde “
ikinci adam
” pozisyonundaki Başkan Yardımcısı
Mike Pence
de Evanjelik ve o da Türkiye’ye yaptırım uygulanmasından yana bir tutum izliyor. Pence, Hıristiyan-Siyonistler’i ABD yönetiminde temsil eden en üst düzey isim olarak nitelendiriliyor. “Evanjelikler” ve “İsrail Lobisi” kendilerine siyaseten ihtiyaç duyan Trump’ı hacir altında tutmaya çalışıyorlar.
Trump’ın kendisi Evanjelik değil. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı “Neocon”
John Bolton
da değil. Ancak Bolton, Evanjelikler’in İsrail yanlısı dinî-politik ajandalarıyla uyum içinde olmaya azamî özen gösteriyor. “
Neoconlar
”ın en bariz özellikleriyse ABD’nin Ortadoğu politikasını İsrail’in çıkarlarına koşullamış olmaları. “Neoconlar” demek, ” İsrail” demek.
Amerikalılar ülkemizden güyâ ‘
müttefik
’ diye söz ediyorlar. Onların hasmı bizim hasmımız oluyor da, bizim hasmımız onların hasmı olmuyor nedense. “
Rusya
”, “
Çin
” ve “
İran
” başta olmak üzere, ABD kendi hasımlarını bizim hasımlarımız yapmak istiyor. ABD’ye çok uzak olan İran, komşumuz. Rusya çok değil 30 yıl öncesinde, Doğu’muzda ve Batı’mızda sınırımızdaydı. Osmanlı döneminde defalarca Ruslar ile savaştık. İngiltere’nin açık- gizli politikalarının da rol oynadığı bu savaşlar Osmanlı’ya ve Ruslar’a çok şeyler kaybettirdi. “
Birinci Dünya Savaşı
”nın “Osmanlı” ve “Rus” imparatorluklarının tasfiyesiyle sonuçlandığını aklımızdan çıkarmayalım.
Soğuk Savaş
” dönemi kapandı, dünyada güç dengeleri değişti. Buna rağmen ABD eski dönemin kurallarına göre herkesten körü körüne sadakat istiyor. Güya bizden ‘müttefik’ diye söz ediyorlar ama ülkemizden beklentileri Ortadoğu’da “değnekçilik” yahut “ileri karakol jandarmalığı” rolü oynaması. Geçmişte de bu rolü oynamak istemeyen ülkemiz darbelere maruz bırakıldı. ”
27 Mayıs
”, “
12 Mart
” ve “
12 Eylül
” darbeleri ne için yapıldı sanıyorsunuz?
“15 Temmuz” ülkemize zorbaca yapılmak istenen bir aşılama girişimiydi. Milletimizin bünyesi bu yabancı aşıyı, mankurtlaştırmayı kabul etmedi. Milletimizi piyonlaştırmak isteyen piyonları bu bünye 15 Temmuz’da kustu. Tarihçi
Lev Gumilyev
’in söylediği gibi, milletimiz özgürlüğüne son derece düşkündür. Bu millet başka bir devletin egemenliği altında yaşayamaz. İrademiz dışında da kimse bize ‘hasım’ tayin edemez. Bin yıldır bu coğrafyanın aslî unsuru olan şerefli milletimiz asla bir “piyon” rolü oynayamaz. ‘Dost’, ‘düşman’, herkes bunu böyle bilmelidir.
#ABD
#CAATSA
#S-400
#15 Temmuz