‘Kızılderililer’ de sahaya indiler!

04:007/07/2020, Salı
G: 7/07/2020, Salı
Abdullah Muradoğlu

Önceki yazımda ABD’de “4 Temmuz” kutlamalarının geçen yıllara kıyasla çok daha sönük geçeceğine dair izlenimlerimi aktarmıştım. Kutlamalar sönük geçiyor ama Amerikan tarihinin karanlık sayfalarıyla ilgili tartışmalar bir hayli ateşli. Siyah Amerikalı George Floyd’un Beyaz bir polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından başlayan kitlesel gösterilerde, “ABD’nin Kurucu Babaları” olarak bilinen isimlere ait anıt ve heykeller de protesto edildi.Trump’ın Başkan seçilmesiyle birlikte ABD’de “kültür

Önceki yazımda ABD’de “4 Temmuz” kutlamalarının geçen yıllara kıyasla çok daha sönük geçeceğine dair izlenimlerimi aktarmıştım. Kutlamalar sönük geçiyor ama Amerikan tarihinin karanlık sayfalarıyla ilgili tartışmalar bir hayli ateşli. Siyah Amerikalı George Floyd’un Beyaz bir polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından başlayan kitlesel gösterilerde, “ABD’nin Kurucu Babaları” olarak bilinen isimlere ait anıt ve heykeller de protesto edildi.

Trump’ın Başkan seçilmesiyle birlikte ABD’de “kültür savaşları” da derinlik kazandı. Trump’ın ABD Yargısı’nın üst düzeylerine yaptığı atamalar keza kültür savaşlarının en önemli cephesini teşkil ediyor. “Cumhuriyetçiler” kültür savaşlarını kaybettiklerinin farkındalar ve ellerindeki tek silahın ‘Yüksek Yargı’ olduğunu düşünüyorlar. Muhafazâkârlar da bu yüzden Trump’ı destekliyorlar. Ancak “Yargı” hâlâ Cumhuriyetçiler’in istediği noktaya gelmiş değil.

130 binden fazla insanın “Covid-19” salgınından hayatını kaybettiği ABD’de önümüzdeki Kasım’da seçimler yapılacak. Trump, ırkçılık karşıtı protestoları ve Kurucu Babalara yönelik tepkileri tek bir torbaya atarak sahaya iniyor. Öyle anlaşılıyor ki Trump kültür savaşlarını bir seçim metaforu olarak tasarımlıyor. Ne ki Trump’ın karşısında yine kendisi gibi ‘Yaşlı’ ve ‘Beyaz Amerikalı’ olan eski Başkan Yardımcısı Joe Biden var. ‘Yaşlı’ ve ‘Beyaz’ olmak Amerikan siyasetinde önemli bir ayrım. Bu sınıflandırmaya girenler sözde “Amerikan Rüyası”nın en eski alıcıları ve faydalanıcıları. Öte yandan bu iki tabir ‘Kurumsal Amerika’yı temsil ediyor. Ancak Biden, Trump’ın ‘Amerikan Ulusu’ için tehdit olarak çizdiği resme uymuyor. Bu nedenle Trump’ın bu kez işi, zor. Nitekim bir ankete göre Cumhuriyetçiler’in yüzde 53’ü Floyd’un öldürülmesinin ardından başlayan ırkçılık karşıtı protestoları destekliyor.

“Kültür Savaşları”nın Trump karşıtı cephesinde ana akım medya, üniversiteler, bireysel silahlanmaya karşı gelişen hareketler, kadın hareketleri, Siyah hareketler, uluslararası tedarik ağları ve yanı sıra Amerikan büyük teknolojisinin merkezi “Silikon Vadisi”nin ileri gelen birçok ismi yer alıyor. Cephenin bu tarafı “COVİD-19” salgınıyla birlikte çok daha organize durumda.

Irkçılık karşıtı protestolar Amerikan tarihinin öteki yüzüne ilişkin kitap, film ve şarkılara ilgiyi de artırmış görünüyor. Amerikalılar tarihleriyle bir kez daha yüzleşiyorlar. Trump ise 4 Temmuz’u Güney Dakota Eyaleti’nde, dört ABD Başkanının dev portrelerinin oyulduğu Rushmore dağının “Black Hills (Siyah Tepeler)” denilen kayalıklarında kutlamayı seçti. Trump’ın Black Hills konuşması‘”Kültür Savaşları”nın seçimle ilgisini kuran bir ön sahnesiydi.

“Siyah Tepeler”in bir diğer özelliğiyse, Amerika’nın yerli halkı olan Kızılderililer için kutsal alan sayılması. Avrupalı istilacıların ilk kurbanları da kezâ bu halklar idi. Yerliler, istilacı güçlerin liderlerinin heykellerini hakaret ve aşağılama olarak görüyorlar. Heykellere bakan bir Yerli ile bir Beyaz Amerikalı’nın gördüğü şey biribirinden farklı. Nitekim Siyah Tepeler ve çevresindeki arazinin kendilerinden çalındığına dikkat çeken kabileler bu alanda 4 Temmuz kutlamasına tepkililer. Yerliler tarihi hafızalarında çok kötü çağrışımlar yapan bu heykelleri istemiyorlar.

“Siyah Tepeler”deki anıt heykeller 1927- 1941 yılları arasında yapıldı. Anıtın tasarımı ve yapımını üstlenen isim ise Danimarka kökenli Amerikalı heykeltraş Gutzon Borglum idi. Borglum’ın pek konuşulmayan özelliğiyse tescilli bir “Beyaz Irkçı” olmasıydı. Borglum yüzlerce Siyah’ı linç eden ve “kukuletalı katiller” olarak da bilinen “Klu Klux Klan” adlı Beyaz Irkçı örgütün üyesiydi. Klan, Borglum’un birçok projesinin de sponsoruydu. “Siyah tepeler” örgüt için bir zamanlar toplanma yeri olduğu gibi adeta tapınak muamelesi de görüyordu.

Beyaz Amerikalılar turistler için ziyaret yeri olan “Siyah Tepeler”e ‘Demokrasinin mabedi’ olarak saygı gösteriyorlar. Yerli kabileler ise genç kuşakların bu anlatıya inanmamalarını istiyorlar. Amerikan Rüyası’nın sönümlenmesi gibi güyâ içinde birçok rengi barındıran Amerikan halısı da orasından burasından dökülüyor. Bakalım işin sonu nereye kadar gidecek!

#ABD
#Siyah Tepeler
#Kültür Savaşları