İyi hissettirici liderlik

04:0023/02/2021, Salı
G: 23/02/2021, Salı
Abdullah Muradoğlu

Sadece hükümetler, devletler değil, aile başta olmak üzere bütün sosyal kurumlar üyelerine kendilerini iyi hissettirdikleri oranda güçlüdürler. Kişinin kendini iyi hissetmesi, maruz kaldığı sıkıntıları aşmasında yardım eder. Ülkeler de“iyi hissettirici liderlikler”e ihtiyaç duyarlar. İyi hissettirici yönetimlerde toplumlar daha ileriye gitmek için kendilerinde azamî güç bulurlar.ABD eyaletlerinden Teksas’da olağanüstü kış şartları insanları çaresiz bıraktı. Enerji sistemleri çöktü ve insanlar günlerce

Sadece hükümetler, devletler değil, aile başta olmak üzere bütün sosyal kurumlar üyelerine kendilerini iyi hissettirdikleri oranda güçlüdürler. Kişinin kendini iyi hissetmesi, maruz kaldığı sıkıntıları aşmasında yardım eder. Ülkeler de
“iyi hissettirici liderlikler”
e ihtiyaç duyarlar. İyi hissettirici yönetimlerde toplumlar daha ileriye gitmek için kendilerinde azamî güç bulurlar.

ABD eyaletlerinden Teksas’da olağanüstü kış şartları insanları çaresiz bıraktı. Enerji sistemleri çöktü ve insanlar günlerce elektriksiz, gazsız kaldı. Tedarik sistemleri sekteye uğradığı için içme suyu ve yiyecek sıkıntısı da yaşayan Teksaslılar kendilerini hiç de iyi hissetmiyorlar.

Slate
” dergisi yazarlarından
Joel Anderson
21 Şubat tarihli makalesinde Teksaslıların yaşadığı moral bozukluğuna ilişkin gözlemlerde bulunuyor. Bir Teksaslı kadın
“daha önce Teksaslı olmakla böbürlenirdim. Şimdi utanıyorum”
derken birçok kişiyse kendilerini çok kötü hissettiklerini söylüyorlardı. Önceki yazımda birçok Amerikalı yazarın Teksas’da yaşanan insanî krizi
“başarısız devlet”
örneği olarak etiketlediklerine değinmiştim. Teksas’da 10 yıl kadar önce de benzer bir kriz yaşanmış idi. Petrol, doğalgaz, güneş ve rüzgâr enerjisi bakımından ABD’nin en zengin eyaleti olan Teksas’da bu 10 yıl içinde olası felaketlere karşı enerji dağıtım altyapısında ciddi bir yenilenme yapılmamış olması dikkat çekici tabii.
“Kovid-19”
salgınında olduğu gibi kış fırtınaları da ABD’nin yoksul insanlarını daha fazla vurdu. Bu kesim içinde “
Siyahîler
” ve “
Hispanikler
” daha fazla öne çıktı. “İyi hissettirici yönetim” eksikliği yaşadıkları için mağduriyetleri katlanarak artan Teksaslılar elektrik ve gaz fiyatlarının olağanüstü zamlanması nedeniyle ayrıca sarsıldılar. Teksaslı bir ailenin son birkaç günlük elektrik ve gaz faturalarıyla felaketten önceki faturaları arasında devasa farklar oluştu. Fiyatlar bazı yerlerde yüz kattan fazla arttı. Fatura fırtınaları zaten Kovid dalgasıyla vurulan dar gelirli aileleri daha fazla etkiledi. Teksaslılar çok zor şartlarda yaşam savaşı verirlerken kuralsız, denetimsiz, sadece kâr güdüsüyle çalışan vahşi enerji piyasasının kurbanları oldular.
Tedavileri elektrik enerjisiyle ilişkili olan Kovid hastaları için durum kuşkusuz daha acı verici. Bu arada eyalet yöneticileriyse felaketin sorumluluğunu yenilenebilir enerji sistemlerine yüklemeye çalıştılar.
“Yeşil enerji”
karşıtı çevrelere göre güneş ve rüzgâr enerjisi güvensiz. Oysa asıl sorun, enerji dağıtım alt yapısının olası krizlere karşı son derece hazırlıksız olması. Eyalet yöneticileriyse sorumluluk alanlarına giren bu konularda topu hep taca atıyorlar.
Tabii sadece Teksaslılar değil, diğer eyaletlerin sakinleri de
“iyi hissettirici yönetim”
eksikliğinden kaynaklanan sorunlarla boğuşuyorlar. Kovid salgını Amerikan siyasi-ekonomik sisteminin zaaflarını gözler önüne serdi. Sözde
“Amerikan Rüyası”
denilen şal düştü ve ‘Amerikan gerçekliği’ tüm çıplaklığıyla ifşâ oldu. Son yirmi yılda alkol, uyuşturucu, aşırı doz ilaç kullanımı ve intihar sebebiyle ölüm oranları olağanüstü ölçülerde arttı. Yılda yüzbinlerce insan
“Umutsuzluk ölümleri”
olarak nitelenen bir başka salgın yüzünden ölüyor. Kovid-19 ortamında “Umutsuzluk Ölümleri” daha da arttı. Bilim adamları bu durumu
“salgın içinde salgın”
diye niteliyorlar. Bireysel silahlanma çılgınlığı son iki yılda olağanüstü rakamlara ulaştı. Önceki yıllara kıyasla 2020’de işlenen cinayetlerse ortalama yüzde 30 artış kaydetti.
Nobel ödüllü Ekonomi Profesörü
Angus Deaton
ve eşi
Prof. Anne Case
geçen yıl
“Princeton Üniversitesi”
tarafından yayınlanan
“Umutsuzluk Ölümleri ve Kapitalizmin Geleceği”
başlıklı kitaplarında uzun vadeli bir fenomen olarak önem kazanan ölümlerin arkasındaki sosyo-ekonomik gerçeklikleri irdeliyorlar. Gelir ve servet dağılımında yaşanan derin eşitsizlikler, hayâl kırıklığı, iş kayıpları, moral bozukluğu, çaresizlik, gelecekten ümitsizlik Beyaz işçi sınıfını da çok kötü vuruyor. Bu faktörlerde “sistem” tercihlerinin yanı sıra “iyi hissettirici liderlik” eksikliğinin önemli rol oynadığı yadsınamaz. İnsanlarına kendilerini iyi hissettiremeyen yönetimlerin başka ülkelerin insanlarına kendilerini iyi hissettirmeleri mümkün olabilir mi?
#Lider