Hristiyan-Siyonistler Suudi Prens’le ne konuştular?

04:0013/11/2018, Salı
G: 13/11/2018, Salı
Abdullah Muradoğlu

Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda korkunç bir şekilde öldürülmesinin ABD-Suudi ilişkilerine gölge düşürdüğü bir gerçek.“Kaşıkçı Cinayeti” sebebiyle Amerikan Kongresi’nde Suudi Arabistan’a yaptırımların yanısıra Yemen’de verilen lojistik desteğin kesilmesine ilişkin öneriler gündeme gelmişti. Trump yönetimiyse Riyad ile ‘stratejik ittifak’ı sekteye uğratmayacak ölçüde yaptırımlar getirilebileceğini duyurmuştu. Nitekim Savunma Bakanı James Mattis, Yemen’de Suudi öncülüğündeki

Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda korkunç bir şekilde öldürülmesinin ABD-Suudi ilişkilerine gölge düşürdüğü bir gerçek.


“Kaşıkçı Cinayeti” sebebiyle Amerikan Kongresi’nde Suudi Arabistan’a yaptırımların yanısıra Yemen’de verilen lojistik desteğin kesilmesine ilişkin öneriler gündeme gelmişti. Trump yönetimiyse Riyad ile ‘stratejik ittifak’ı sekteye uğratmayacak ölçüde yaptırımlar getirilebileceğini duyurmuştu. Nitekim Savunma Bakanı James Mattis, Yemen’de Suudi öncülüğündeki askeri koalisyona havada yakıt ikmalinin durdurulduğunu duyurdu. Mattis’in koalisyon güçlerinin kendi yakıt ikmallerini yapabilecek düzeye geldiklerini ifade etmesiyse dikkat çekici bir ibareydi.

ABD’nin Riyad ile stratejik ittifakının temel taşı, ‘İsrail’in çıkarları’. İttifakın diğer üyeleriyse “Birleşik Arap Emirlikleri” ve “Mısır”. Bu üç aktör, Trump’ın sözde ‘Ortadoğu Barış Plânı’nın kilit unsurları. Trump’ın Netanyahu hükümetine verdiği cömert destekse, İsrail’in yasa dışı yerleşimlerini artırmasını teşvik etti. İsrail Doğu Kudüs’te 800’e yakın konut inşası için izin verdi. Uluslararası hukuku hiçe sayan bu girişim, yine cezasız kaldı. Zaten İsrail’in Ortadoğu’da kilit bir sorun olmasının yegâne sebebi hukuksuz girişimlerin cezasız kalması.

‘ABD-Suudi ittifakı’ndan fayda umanlar listesinde ilk sırada tabii ki Netanyahu Hükümeti var. ABD’deki Trump yanlısı “Evanjelik Hıristiyan- Siyonistler” de ittifakın bozulmaması için girişimlerde bulunuyorlar. Bu ay başlarında, Jerry Evans ve eski Kongre üyesi Michele Bachmann gibi Trump’ın din danışmalarının da içinde yer aldığı Evanjelik bir heyet Abu Dabi Prensi Muhammed Bin Zayed ve Suudi Prensi Muhammed Bin Selman’ı ziyaret etti. İsrail’de yaşayan Amerikalı yazar Joel Rosenberg’in inisiyatifiyle gerçekleşen ziyareterin Prens Muhammed Bin Selman’a destek amaçlı olduğu açıktı. ABD’li Hıristiyan-Siyonistlerin İsrail ziyaretlerini koordine eden “The Joshua Fund”ın başkanı olan Rosenberg’e göre heyet, iki prens tarafından davet edildi. Heyet üyeleri, “Kaşıkçı Cinayeti”nden önce tasarlandığı öne sürülen ziyaretin iptal edilip edilmemesi konusundaysa Beyaz Saray ile istişare etmişler.

Hıristiyan-Siyonist Evanjelikler, İşgal altındaki Filistin topraklarının Tanrı tarafından Yahudiler’e verildiğine inanıyorlar. Evanjelikler, iki devletli çözümü asla kabul etmiyorlar. Bu yüzden İsrail için, ABD siyaseti üzerinde nüfuz sahibi olan Evanjeliklerin desteği büyük nimet. Amerikalı Evanjelikler ise Trump yönetimiyle siyasi nüfuzlarının doruğuna eriştiler.

Prens Muhammed Bin Selman ile Evanjelik heyet arasında nelerin konuşulduğuysa tam olarak açıklanmadı. Yapılan açıklamalarda, Prensin “Kaşıkçı Cinayeti”yle ilgisinin bulunmadığı savunuldu. Görüşmede “İran” ve “Müslüman Kardeşler”in yanı sıra, “Türkiye” ve “Rusya” gibi bölgesel aktörler de gündeme gelmiş. Joel Rosenberg, Prensin İsrail-Filistin çatışmasıyla Suudiler ile İsrail arasındaki yakınlaşma hakkında konuştuklarını da söylüyor. Ancak Prens nedense İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili bölümün kamuoyuyla paylaşılmamasını istemiş. Yorumlara göre, Hıristiyan-Siyonistlerin ziyareti Suudi Arabistan’a yönelik yaptırımlar için Beyaz Saray’a baskı yapan Senato’ya mesaj iletmek için tasarlandı.

Trump’ın Ortadoğu Elçisi Jason Greenblatt, Londra’da basına kapalı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, ABD’nin Filistin Plânı’nın yakında açıklanacağını söylemiş. Trump 26 Ekimde New York’ta İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı görüşmedeyse plânın iki ila dört ay içinde açıklanacağını belirtmişti. Buna göre Aralık ayı başlarında açıklanması beklenen sözde barış plânında Prens Muhammed Bin Zayed, Prens Muhammed Bin Selman ile Mısır diktatörü General Abdülfettah el-Sisi’nin hangi rolleri oynamaya hazır oldukları daha iyi anlaşılacak.

#Cemal Kaşıkçı
#Prens Selman