Biden’ın Cumhuriyetçilerle sınavı..

04:0031/01/2021, Pazar
G: 31/01/2021, Pazar
Abdullah Muradoğlu

Trump yönetimindeki ABD’nin son dört yılı “Demokratlar” ve “Cumhuriyetçiler” arasında sert bir mücadeleyle geçti. Belki de Amerikan tarihinde bu dört yıl, iki partili mutabakat düzeninin büyük ölçüde bozulduğu dönem oldu. Biden yönetimiyse bu düzeni eski haline getirmek istiyor. Ancak Beyaz Saray’ın yanısıra Temsilciler Meclisi ve Senato’daki kontrol güçlerini kaybeden Cumhuriyetçiler’in Biden yönetimiyle ne kadar uzlaşacakları belirsiz.20 Ocak’a kadar Senato’daki çoğunluklarını koruyan Cumhuriyetçiler,

Trump yönetimindeki ABD’nin son dört yılı “Demokratlar” ve “Cumhuriyetçiler” arasında sert bir mücadeleyle geçti. Belki de Amerikan tarihinde bu dört yıl, iki partili mutabakat düzeninin büyük ölçüde bozulduğu dönem oldu. Biden yönetimiyse bu düzeni eski haline getirmek istiyor. Ancak Beyaz Saray’ın yanısıra Temsilciler Meclisi ve Senato’daki kontrol güçlerini kaybeden Cumhuriyetçiler’in Biden yönetimiyle ne kadar uzlaşacakları belirsiz.

20 Ocak’a kadar Senato’daki çoğunluklarını koruyan Cumhuriyetçiler, Biden’ın kabine üyelerinin onay sürecini bir hayli geciktirmişler idi. Demokratlar’ın Senato’nun kontrolünü devralmalarından sonra ilk onaylanan isim Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines oldu. Ardından Savunma Bakanı adayı Lloyd Austin, Hazine Bakanı Janet Yellen ve Dış İşleri Bakanı Antony Blinken onay aldı. 10’dan fazla Bakan adayı ise Senato’dan onay almayı bekliyor.

Biden’ın Adalet Bakanlığı için önerdiği Merrick Garland için Senato’da onay süreci başlamadı. Garland, ABD Başkanı Obama tarafından Mart 2016’da Yüksek Mahkeme Yargıçlığı’na aday gösterilmişti. Cumhuriyetçiler Başkanlık seçimlerine az süre kaldığı gerekçesiyle Garland’ın onay sürecini sekteye uğrattılar. Cumhuriyetçiler boşalan üyeliğin seçimlerde galip gelen Başkanın doldurması gerektiğini savunmuşlar idi. Bu yüzden Garland’ın onay süreci 20 Ocak 2017 tarihine kadar uzadı. Başkan seçilen Trump ise üyelik için muhafazâkâr bir ismi seçti.

Trump 2020 seçimlerinden bir ay kadar önce Yüksek Mahkeme’de boşalan bir üyelik için radikal muhafazâkâr Amy Coney Barrett’i aday gösterdi. Bu kez Demokratlar, “Garland örneği”ni öne sürerek Cumhuriyetçiler’in seçimi beklemeleri gerektiğini savundular. Senato ise Barrett’i hızlıca onayladı. Böylece 9 üyeli Yüksek Mahkeme’de Muhafazâkârlar 6 üye ile çoğunluğu sağladılar. Demokratların Sol kanadı Başkanlık seçimlerini kazanmaları halinde Yüksek Mahkeme’de üye sayısını artırma ve görev süresini kısaltma yönünde girişimlerde bulunacaklarını ilân ettiler. Demokratlar’ın Başkan Adayı Joe Biden bu tartışmalarda sessiz kaldı. Demokratlar Beyaz Saray’ı kazandılar, ancak kimse yargı reformundan söz etmiyor.

Biden’ın Cumhuriyetçiler’den asıl beklentisi “Kovid-19” salgını sebebiyle zor durumda olan Amerikalılar’ı içeren 1.9 trilyon dolarlık yardım paketinin Senato’dan iki partili mutabakatla geçmesi. Yardım paketi Trump sonrası Amerikan Kongresi’nde iki partili mutabakat için ilk ciddi sınav olacak. Demokratlar’ın Sol kanadı Cumhuriyetçilerle uzlaşma aramanın yararsız olacağını düşünüyorlar. Senato Bütçe Komitesi’ne Başkanlık eden Senatör Bernie Sanders ise söz konusu paket için tek bir Cumhuriyetçi’den bile olumlu ses gelmediğine dikkat çekti.

1,9 trilyon dolarlık Yardım Paketi Biden Yönetimi’nin gündeminde ilk sırayı yer alıyor. Cumhuriyetçiler ise paketi iki parça halinde Senato gündemine getirilmesini istiyorlar. Cumhuriyetçi senatörlerin Biden yönetimiyle uzlaşma yanlısı kanadı da aynı görüşte. Bu kanadın sayısı 10’u bile bulmuyor. Biden yönetimiyse paketin parçalara ayırılmasına karşı.

Demokratların bir diğer gündemiyse “öğrenci borçları”nın affedilmesiyle ilgili. 40 milyondan fazla kişiyi ilgilendiren öğrenci borçları 1,5 trilyon doları geçiyor. Bir öğrenci ortalama 40 bin dolar borç ile mezun oluyor. “Siyahî” öğrencilerse “Beyaz” akranlarından 25 bin dolar daha fazla borçlanıyor. Demokratlar affedilmesi gereken borç tutarı konusunda da bölündüler. Tartışmalar kişi başına 10 bin dolar ve 50 bin dolar arasında cereyan ediyor. Biden ise öğrenci borçlarının 10 bin dolarlık kısmının iptal edilmesini istiyor. Borcun tümüyle affedilmesini savunan Demokratlar’a göre eğitim maliyetlerinin artması dar gelirli Amerikalılar için borç yükünü daha da ağırlaştırıyor ve fırsat eşitliğini derinleştiriyor. Ayrıca öğrenci borç yükü, çalışan genç Amerikalıların ev sahibi olmalarının önündeki en büyük engel olarak görülüyor.

Ev sahibi olmak sözde ‘Amerikan Rüyası’nın en bariz göstergelerinden biri olduğu için bu mesele ayrıca önemli. ‘Rüya’nın sönümlendiği Amerika’da eğitimli ancak gelirleri giderek eriyen orta sınıfın artık “kültürel orta sınıf” olarak nitelendirildiğini hatırlatmak gerekiyor.

#ABD
#Seçim
#Donald Trump