Batsın bu dünya, bitsin bu rüya!

04:0025/11/2018, Pazar
G: 25/11/2018, Pazar
Abdullah Muradoğlu

ABD Başkanı Trump, CIA’in “Cemal Kaşıkçı Cinayeti”nin azmettiricisi olarak işaret ettiği Suudi Prensi Muhammed bin Selman’ı temize çıkarıyor. Üstüne üstlük Trump, “Belki de dünya suçlanmalı. Çünkü dünya çok çok kötü bir yer” diyerek dünyayı sorumlu tuttu.ABD dünyanın birinci ekonomisi ve küresel sistemin uzun süredir jandarması. Dünyanın dört bir yanında askerî üsleri bulunan ABD’nin savunma harcamalarıysa dünyanın geri kalanının toplamı kadar. ABD, “Amerikan Askeri-Endüstriyel Kompleksi”ni oluşturan

ABD Başkanı Trump, CIA’in “Cemal Kaşıkçı Cinayeti”nin azmettiricisi olarak işaret ettiği Suudi Prensi Muhammed bin Selman’ı temize çıkarıyor. Üstüne üstlük Trump, “Belki de dünya suçlanmalı. Çünkü dünya çok çok kötü bir yer” diyerek dünyayı sorumlu tuttu.



ABD dünyanın birinci ekonomisi ve küresel sistemin uzun süredir jandarması. Dünyanın dört bir yanında askerî üsleri bulunan ABD’nin savunma harcamalarıysa dünyanın geri kalanının toplamı kadar. ABD, “Amerikan Askeri-Endüstriyel Kompleksi”ni oluşturan şirketlerin elinde esir. Vergi mükelleflerinin tasarrufları doyumsuz bir canavara dönüşen bu kompleksi beslemek için harcanıyor. “Pentagon” ise bir ticarî girişim organizasyonu olarak görülüyor.

Bir zamanlar dünyaya “Amerikan Rüyası” pazarlayan ABD’nin ışığı söndü. Amerika’nın genç kuşakları ana-babalarından daha kötü şartlarda yaşıyorlar ve bu şartların değişeceğine dair inançlarını kaybetmiş durumdalar. ABD, gelir ve servet eşitsizliğinde ilk sırada. Eşitsizlik yeni hastalıklar üretiyor, suç oranları yükseliyor ve suç türleri değişiyor. Trump yönetimiyse kendi krizinin suçunu göçmenlere yükleme derdinde. Latin Amerika’dan kaçan insanlar ise ABD sınırlarına dayandı. Trump yönetimi sınıra asker yığarak bu seli durdurmaya çalışıyor. Benzer bir göçmen hareketliği Atlantik’in öteki yakasında da sözkonusu. Batı dünyasının ABD ve Avrupa kanatlarında büyük bir insanî trajedi yaşanıyor. İnsanca yaşamak isteyen Afrikalı göçmenler çürük teknelerle, ölümleri pahasına Akdeniz’i katetmeye çalışıyorlar.

ABD, “Soğuk Savaş” döneminde Latin Amerika’da askeri darbeleri destekledi. Bu darbe yönetimleri ülkelerinin ekonomik, kültürel ve sosyal yapılarını tahrip etti. Kötü ekonomilerin, yoksulluğun ve ölümcül şiddetin temelleri böylece atıldı. Batı Avrupalı sömürgeciler aynı işlevi Asya’da, Afrika’da gördü. Bu zengin bölgeler 50-60 yıl içinde mahvedildi. ABD’nin zenginleşmesinin temelinde de Afrika’dan kaçırılarak köleleştirilen insanların gözyaşları var. ABD’siyle Avrupa’sıyla Batı dünyası geçmişlerindeki günahlarının bedelini ödüyor şimdi.

“ABD silah satmazsa Çin satar, Rusya satar” diyerek kötücüllüğe davetiye çıkaranlar, “dünya kötü bir yer” diyorlar. Ortadoğu’da İsrail’in güvenliği, “Önce Amerika” maskesiyle sunuluyor. Trump, “Eğer Suudi Arabistan olmasaydı, Ortadoğu’da büyük bir üssümüz olmazdı. Suudi Arabistan olmasa İsrail çok büyük bir sorun içerisinde olurdu” dedi. Trump bir mitingdeyse, “Suudiler benden daireler alırlar, 40 milyon, 50 milyon dolar harcıyorlar. Onlardan çok hoşlanıyorum” bile dedi. “Önce İnsan” değil, “Önce Para”.

Dünyada kişi başına düşen silah sayısında da, silahla işlenen cinayetlerde de ABD ilk sırada. Trump yönetimiyse bireysel silahlanmaya sınırlama getirilmesi yönündeki girişimlere siper oluyor. Diğer taraftan ABD’de bir ‘anlam krizi’, bir ‘ahlak krizi’ derinleşmiş görünüyor. Genç kuşaklar kiliselerden kaçıyorlar. Trump’ın sadık taraftarları Evanjelik Hıristiyanların nüfusu giderek eriyor. Yeni bir araştırmaya göre dünyada intihar oranları düşerken ABD’de yükseliyor. Her yıl binlerce insan intihar ediyor veya yüksek dozda uyuşturucu ilaçtan ölüyor.

ABD, dünyaya karbon salınımının iki yüz yıldır baş sorumlusu. Trump yönetimiyse, 196 ülkenin imzaladığı “Paris İklim Anlaşması”ndan çıkarak fosil yakıt şirketlerini mutlu etti. İnsanlığın çıkarları, şirket çıkarlarına feda edildi. Trump insan kaynaklı iklim değişikliğini reddediyor ama Kaliforniya’daki orman yangınlarında görüldüğü gibi bunun acı sonuçlarını yaşıyor. 13 federal kurumdan bilim adamlarının ABD Kongresi için hazırladığı “4. Ulusal İklim Değerlendirmesi Raporu”ysa ülkeyi daha ciddi risklerin beklediği uyarısı yapıyor.

Dünyayı yaşanmaz hale getirenler, “dünya kötü bir yer” diyenler.. Kötülükten beslenenlerse dünyaya nizâmât vermeye ehil değillerdir. Göçmenler, ‘güç sahipleri’ne hitâben “batsın bu dünya” diyerek ‘yeni bir nizâm’ arayışına işaret ediyorlar. Duyulması gereken çığlık budur.

#ABD
#Donald Trump