Amerika’yı bölen bombalar!

04:0028/10/2018, الأحد
G: 28/10/2018, الأحد
Abdullah Muradoğlu

Trump’ın Başkan seçilmesiyle “Cumhuriyetçiler” ile “Demokratlar” arasındaki kültür savaşları Amerikalıları neredeyse ikiye böldü. ABD, tarihinin ikinci büyük iç savaşını yaşıyor. Henüz silahlar konuşmadı, eyaletler bölünmedi ama kimse bunların olmayacağına dair bir garanti veremiyor. Siyaset bilimciler, ana akım partiler arasında “müesses nizam”ın muhafazası konusundaki uzlaşmanın çatladığını, siyasetin uç çizgilere doğru savrulduğunu belirtiyorlar. Trump’la birlikte Cumhuriyetçi Parti popülist

Trump’ın Başkan seçilmesiyle “Cumhuriyetçiler” ile “Demokratlar” arasındaki kültür savaşları Amerikalıları neredeyse ikiye böldü. ABD, tarihinin ikinci büyük iç savaşını yaşıyor. Henüz silahlar konuşmadı, eyaletler bölünmedi ama kimse bunların olmayacağına dair bir garanti veremiyor. Siyaset bilimciler, ana akım partiler arasında “müesses nizam”ın muhafazası konusundaki uzlaşmanın çatladığını, siyasetin uç çizgilere doğru savrulduğunu belirtiyorlar. Trump’la birlikte Cumhuriyetçi Parti popülist ve daha Sağ’da bir çizgiye doğru sürüklenirken, Demokrat Parti içindeyse “Demokratik Sosyalistler” olarak nitelenen popülist bir eğilim güçlenme emareleri gösteriyor. Yani ana akım partiler kendi içlerinde çözülüyorlar.



Katolik muhafazâkâr Brett Kavanaugh’un “Federal Yüksek Mahkeme” yargıçlığına seçilmesiyse kültür savaşlarının şiddetini artırdı. Kavanaugh ile Katolik muhafazâkârlar Yüksek Mahkeme’de çoğunluğu elde ettiler. Yüksek Mahkeme uzun bir süredir liberal üyeler tarafından kontrol ediliyordu. Yüksek Mahkeme’deki bu değişimin siyasi sonuçları olacaktır.

Evanjelist Hıristiyanların “Siyonist” kanadının Trump yönetimi üzerinde daha fazla nüfuz kazanması kültür savaşlarını daha fazla siyasileştiriyor. Katolik muhafazâkârlığın, Beyaz Irkçılığın ve Hıristiyan Siyonizmi’nin Trumpçı platformda buluşması zehirli bir karışım olarak niteleniyor. Pew Research Center’ın yeni bir anketine göreyse Amerika’da en büyük azınlık olan “Hispanikler”in yarısı Trump’ın Başkanlığı döneminde durumlarının daha da kötüleştiğini söylüyor. Latin Amerika kökenli Hispanikler’in yüzde 62’si ülkenin gidişatından ötürü mutsuzlar. Bu oranlar, Hispanikler’in Kasım seçimlerindeki rollerini kıymetlendiriyor.

Siyasetin popülizme kayması ‘demokrasi’yi tartışmaya açtı. “Amerikan Muhafazâkâr(The American Conservative)” dergisinin meşhur yazarlarından Patrick J. Buchanan 26 Ekim tarihli yazısında Amerikalıların bölündüğüne dikkat çekerek, “Demokrasi olmadan önce cumhuriyettik. Ve biz her zaman bir politikadan daha fazlasıydık. Biz bir halk ve bir millettik. Bugünse iki ülke ve iki halk gibi görünüyoruz” diyerek uyarılarda bulunuyordu.

Demokratlar ve liberaller Trump’ın söylemlerinin etnik, dinî, siyasî ve kültürel farklılıkları çatışmaya doğru götürdüğü görüşünü savunuyorlar. Son bir hafta içerisinde 10’dan fazla isme bombalı paketler gönderilmesi bu tartışmaları hararetlendirdi. Trumpçılar, bombalı paketleri Cumhuriyetçiler’e kurulmuş ‘liberal komplo’ olarak nitelediler. Adreslerine bombalı paket gönderilen isimler arasında Barack Obama, Hillary Clinton, eski Başkan yardımcısı Joe Biden ve eski Başsavcı Eric Holder, aktör Robert De Niro, milyarder yatırımcı George Soros ile “CIA” eski Başkanı John Brennan da var. Demokrat senatör Cory Brooker ile “Ulusal İstihbarat” eski direktörü James Clapper için hazırlanan paketler ise adreslerine ulaşmadan ele geçirildi. Obama döneminde Adalet Bakanlığı ve Başsavcılık yapan Eric Holder’ın bu göreve gelen ilk Afrika kökenli Amerikalı olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

Bombalı paketlerin failinin Trump yanlısı bir fanatik çıkması Demokratların korkularının pek de boş olmadığını gösterdi. Trump’ın Adalet Bakanı Jeff Sessions, zanlının bir ‘partizan’ gibi göründüğünü itiraf etti. Geçmişindeki suç sicili geniş olan zanlı Cesar Sayoc’un kayıtlı bir Cumhuriyetçi çıkması Trumpçılar’ı zor duruma soktu. Sosyal medya hesaplarında Trump yanlısı mesajlar yayınlayan Sayoc, liberallere karşı komplo teorileri ve nefret söylemi ile de tanınıyor. Trumpçılar’a göre, ‘sahte bombalı paketler’, Kasım’daki ara seçimler öncesinde güçlenen Cumhuriyetçi dalgayı tersine çevirmek için hazırlanmış bir kurguydu, Trump karşıtı ana akım medya da işin içindeydi. Sayoc’un yakalanması Trumpçılar’ın komplo teorilerini boşa çıkardı. Sayoc’un motivasyonu konusundaysa şimdilik derin bir sessizlik sözkonusu.

#ABD
#Donald Trump
#Bomba