ABD Başkanı Joe Biden Aralık 2021’de gerçekleştirilen sözde “ Demokrasi Zirvesi ”nde yaptığı konuşmada dünyayı “ Demokrasiler ” ve “ Otokrasiler ” olarak ayırmıştı. Biden Demokrasiler’i Otokrasiler’e karşı ittifaka çağırmıştı. Zirvenin sanal olması gibi bu söylem de sanaldı. Zira Hindistan gibi Zirve’ye davet edilen birçok ülke Biden’ın çizdiği resme hiç mi hiç uymuyordu. Hint asıllı gazeteci-yazar Debasish Roy Chowdhury, 10 Aralık tarihinde “ Time ” dergisinde “ Biden’ın Demokrasi Zirvesi İkiyüzlülüğün
ABD Başkanı
Aralık 2021’de gerçekleştirilen sözde “
”nde yaptığı konuşmada dünyayı “
” ve “
” olarak ayırmıştı. Biden Demokrasiler’i Otokrasiler’e karşı ittifaka çağırmıştı. Zirvenin sanal olması gibi bu söylem de sanaldı. Zira Hindistan gibi Zirve’ye davet edilen birçok ülke Biden’ın çizdiği resme hiç mi hiç uymuyordu.
Hint asıllı gazeteci-yazar
10 Aralık tarihinde “
” dergisinde “
Biden’ın Demokrasi Zirvesi İkiyüzlülüğün Zirvesidir
” başlıklı yazısında bu çelişkiye dikkat çekiyordu. Chowdhury, Zirve’nin özgürlüğü savunmak bir yana, demokrasinin en kötü suçlularından bazılarına meşrulaştırıcı bir platform sunduğunu vurguluyordu. Zirveyi
olarak niteleyen Chowdhury, ABD’nin Çin ile rekabetindeki stratejik öneminden ötürü Hindistan’ın davet edildiğini belirtiyordu. İşin ucu jeopolitiğe gidiyordu.
ABD ve Çin arasındaki “
”, “
” olarak da niteleniyor. Çin karşıtı şahinlere göre bu “Teknolojik Soğuk Savaş”ın bir ucunda “
” , diğer ucundaysa
yer alıyor. Hindistan örneğinde görüldüğü gibi Amerikalılar istedikleri ülkeyi, istedikleri torbanın içine çok kolay şekilde koyabiliyorlar.
21-24 Haziran günleri arasında Hindistan Başbakanı
Washington’daydı. Bu sıralarda ABD Başkanı Biden, Çin Devlet Başkanı Şi
’den “
” diye söz etmişti. ABD Dış İşleri Bakanı
“Çin
”nden henüz dönmüş bulunuyordu. Modi ile birlikte Beyaz Saray’daki ortak basın toplantısında Biden kullandığı ibarenin Çin ile ilişkileri sürdürme konusunda kaydedilen ilerlemeyi baltalayacağını düşünmediğini söylemişti.
Gazeteciler Biden’a,
“insan hakları ve demokrasiyle ilgili daha geniş konuları gündeme getirirken, yönetiminizin Hindistan’da dini azınlıkların hedef alınmasına ve muhalefetin bastırılmasına göz yumduğunu düşünenlere - kendi partinizin bazı üyeleri de dahil olmak üzere - mesajınız nedir
?” diye sormuştular. Biden ise bu soruya, “A
merika’nın DNA’sında ve inanıyorum ki Hindistan’ın DNA’sında da demokrasilerimizi sürdürmedeki başarımızda tüm dünyanın payı vardır. Bu bizi cazip ortaklar haline getirir ve demokratik kurumları dünya çapında genişletmemizi sağlar. Ben buna inandım ve hala da inanıyorum
” cevap vermişti.
Modi, 2014’ten önce
nin Başbakanıydı. Onun döneminde eyalette binden fazla Müslüman Hindu fanatiklerce katledilmişti. ABD ise Modi’ye seyahat yasağı getirmişti. Müslümanlara, Hıristiyanlara baskıların sistematik şekilde devam etmesine rağmen Modi şimdi ABD’de ayrıcalıklı bir yere sahip. Modi’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmaması, “
” dahil Rusya’dan silah sistemleri alması bile Modi’nin bu statüsünü etkilemiyor.
Küresel teknoloji ekosistemine Çin mi hakim olacak, Amerika mı? Bütün mesele bu. ABD’ye göre Asya-Pasifik’te Çin’i dengeleyecek en büyük güç, Hindistan. “
’”ye Hindistan, Güney Kore ve Avustralya’nın ilave edilmesiyle “
”nun kurulmasını savunanlar bile var.
ABD ve Hindistan yapay zeka, kritik mineraller, yarı iletkenler, uzay, kuantum, denizcilik, telekom ve insansız hava araçları dahil birçok başlıkta geniş kapsamlı stratejik anlaşmalara imza attı. Yeni nesil jet motorlarının ortak üretimi de bu anlaşmalar kapsamında yer alıyor. Oysa ABD jet motor teknolojisini başka ülkelere vermemekte son derece titiz davranıyordu.
Taraflar açıkça beyan etmeseler bile bu anlaşmaların Çin ile ilgili olduğu belli. Hindistan’a özel muamelenin “
” olabileceğini savunanlar da var tabii. Bu Amerikalı uzmanlar
“Hindistan’a çok şey veriyoruz, ama istediğimizi alabileceğimiz şüpheli”
diyorlar. Yani, Çin ve Rusya ile dengeli bir politika yürüten Hindistan ABD’ye her istediğini vermeyebilir.
”nden
ise 29 Haziran’da “
The American Conservative”
dergisinde yayınladığı yazısında Biden Yönetimi’nin yeni Hindistan politikasının insan hakları söylemini terk ederek realpolitiği benimsediğinin bir işareti olarak gördüğünü vurguluyordu. Modi’nin ziyaretinin sonuçlarını yorumlayan Bandow, “Joe Biden adayken, ‘İnsan hakları dış politikamızın merkezi olacak’ diyerek bir insan hakları şampiyonu pozu verdi. Bir başkan olarak
Joe Biden, onaylanmış otokratları ve sahte demokratları kucaklıyor”
diyordu.
#Politika
#ABD
#Çin
#Abdullah Muradoğlu