Balonun herhangi bir noktasına parmağınızı bastırdığınızda bu baskı balonun yüzeyindeki bir diğer noktayı çarpıtarak değişime yol açar. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle oluşan baskı da dünyanın birçok noktasında jeopolitik gerilimleri açığa çıkardı. Örnek vermek gerekirse Ukrayna’nın işgali Japonya’nın Rusya ile sürdürdüğü temkinli politikayı olumsuz etkiledi.Sovyet Rusya 1945 yılında Japonya’ya ait Kuril Adalar’ını işgal etmişti. Japonya’nın “Kuzey Topraklar”olarak nitelediği adalar sorunu iki ülke
Balonun herhangi bir noktasına parmağınızı bastırdığınızda bu baskı balonun yüzeyindeki bir diğer noktayı çarpıtarak değişime yol açar. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle oluşan baskı da dünyanın birçok noktasında jeopolitik gerilimleri açığa çıkardı. Örnek vermek gerekirse Ukrayna’nın işgali Japonya’nın Rusya ile sürdürdüğü temkinli politikayı olumsuz etkiledi.
Sovyet Rusya 1945 yılında Japonya’ya ait Kuril Adalar’ını işgal etmişti. Japonya’nın “
olarak nitelediği adalar sorunu iki ülke arasında çözümlenmeden kalmıştı. Japonya Adalar’ın iadesi için uzun süredir Rusya ile müzakereler yürütüyordu. Tokyo’nun 2018’de, Rusya tarafından Japonya’ya devredilecek herhangi bir bölgede ABD’nin askeri üsler kurmasına izin vermeyeceğine dair Putin yönetimine söz verdiği söyleniyordu. Tokyo’nun Rusya’ya yönelik yaptırımlara iştirak etmesi üzerine Putin Yönetimi müzakereleri askıya aldı.
Japonya anayasası savaş karşıtı(Pasifist) bir anayasa. Şimdi Japonya’da bu anayasanın değiştirilmesi gerektiği yönünde de tartışmalar yaşanıyor. Rusya’nın Tokyo ile müzakerelere son vermesi, Japonya’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü
politikasında değişiklik ihtimalini gündeme getirdi. Japon medyasında yer bulan tartışma başlıklarından birisi Japonya’nın Rusya ile ilişkisinde
’ dönmesi ve savunma stratejisini temelden değiştirmesiydi. Ukrayna’nın işgalinin yan etkilerinden biri olarak, önümüzdeki aylarda Japonya’nın ulusal güvenlik ve savunma strateji belgelerinde değişiklik yapılacağına dair haberler medyada yer buluyor. Bu belgeler kabul edildikleri 2013’ten bu yana hiç değişmedi.
Ukrayna ve Rusya arasındaki askerî güç dengesindeki farklılığın Ukrayna’nın işgalini teşvik ettiğine dair algılar Tokyo’nun güvenlik konusundaki
yaklaşımının gözden geçirilmesini gündeme getirdi. Rusya’nın müzakereleri askıya almasının Japonya’nın ulusal güvenlik ve savunma stratejisinin değiştirilmesi için bir fırsat olarak görenler hareketlendiler. Diğer bir yandan ülke savunmasını ABD’nin desteğine bağlamış bulunan Japonya’da askeri harcamaların artırılması yönündeki eğilimler güçleniyor. Analizcilere göre Rusya’nın Hokkaido Adaları’nın yakınlarındaki askeri tatbikatları da Tokyo’yu pozisyon değiştirmeye yöneltiyor.
gazetesinde yayınlanan bir başyazıdaysa Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin, Japonya’daki birçokları için coğrafi ve psikolojik olarak uzak bir kriz gibi gelebileceği, ancak Hokkaido’da son zamanlarda meydana gelen bir dizi olayın bölge sakinlerine Rusya’ya ne kadar yakın olduklarını hatırlattığına dikkat çekiliyordu. Ancak bütün bu gelişmelerin Japonya’nın savunma politikasında köklü bir değişime yol açıp açmayacağı henüz belli değil.
Japonya’nın askerî harcamalarının gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2’si tutarında olması için girişimler söz konusu. Bu oranın NATO üyeleri için öngörülen harcama oranlarıyla eşdeğerde olması dikkat çekici tabii. Japonya NATO üyesi değil, ancak ABD’nin Asya’daki en önemli müttefiki. Amerika’daki Rusya ve Çin karşıtı şahinler de Japonya’nın asgarî savunma yaklaşımını terk etmesini istiyorlar. ABD’nin Japonya’daki üslerinde 50 binden fazla
askeri bulunuyor. Önceki ABD Başkan
ı Donald Trump, Japonya’nın ABD askerleri için verdiği paranın çok az olduğu gerekçesiyle artırılmasını istemişti. Trump, Güney Kore ve Almanya’dan da benzer taleplerde bulunmuştu. Hatta Trump bu taleplere olumlu cevap verilmemesi halinde bu ülkelerdeki askerleri çekeceğini söylemişti.
Tokyo medyasında yer bulan bir diğer habere göreyse, Eylül 2021’de ABD, İngiltere ve Avustralya arasında imzalanan “AUKUS Anlaşması”na Japonya da iştirak etmeyi düşünüyor. Anlaşma, bu üç ülke arasında, nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar başta olmak üzere ileri düzeyde yüksek askeri teknoloji alanlarında işbirliğini içeriyordu. AUKUS, Hint-Pasifiklerde Çin’e karşı kurulan
olarak da anılıyor. Japonya’nın katılımıyla birlikte “AUKUS”un
a dönüşeceği yönündeki haberler taraflarca doğrulanmadı gerçi ama böyle bir söylentinin dolaşıma girmesi bile önemli. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali, Pekin ve Moskova’nın bu söylentilere dikkatle kulak kabarttıkları tahmin edilebilir.
#Japonya
#Ukrayna
#Rusya
#AUKUS